Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6671 E. 2023/4406 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davalarında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi ve buna bağlı olarak kadına hükmedilen maddi ve manevi tazminatın hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay'ın önceki bozma kararında her iki tarafın da kusurlu olduğunun belirtilmesine rağmen, yerel mahkemenin yeniden yargılamada yine kadının ağır, erkeğin ise az kusurlu olduğuna karar vermesi ve ilk hükümdeki tazminat miktarını aynen korumasının, bozmaya uygun olduğu ve hukuka aykırı olmadığı değerlendirilerek, yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2023/126 E., 2023/384 K.

KARAR : Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve erkeğin davasının reddi yönlerinden kısmen bozulmasına, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle, davalının müvekkilini aldattığını, aldatma olayını müvekkilinin öğrenmesinden sonra davalının apar topar evden ayrıldığını , bunun üzerine müvekkilinin hesapta biriken parayı istemesi üzerine davalının böyle bir paranın olmadığını, paraları batırdığını söylediğini, müvekkilinin onca yıllık çalışmalarına rağmen hesabında 1 TL'sinin dahi kalmadığını ailesinin desteği ile geçimini sağlamaya çalıştığını, davalının ortak haneyi terk ederken müvekkiline ait maaş kartını da yanında götürdüğünü, birliğinin davalının kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığını beyanla tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, tarafların çocuklarının velâyet hakkının müvekkiline bırakılmasını, müvekkili lehine 750,00 TL, çocuk lehine 750,00 TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî tazminat ile 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talepve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesi ile; davacı kadının maaş kartını kendi rızası ile müvekkiline verdiğini, müvekkilinin maaşı çekerek davacıya teslim ettiğini, sürekli kavga çıkardığını, kadınlık görevlerini yerine getirmediğini, aldattığını, aşağıladığını beyan ederek asıl davanın reddine karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince

boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 17.01.2020 tarihli ve 2018/775 Esas, 2020/44 Karar

sayılı kararıyla; davalı- karşı davacı erkeğin ekonomik, cinsel ve psikolojik şiddete dair kusurlu davranışları nedeniyle evliliğin bitme aşamasına geldiği, karşı davada kadının başka biri ile birlikteliğine dair ve diğer iddialarında soyut iddiadan öteye gidemediği, kadının kusurunun ispatlanamadığı gerekçesi ile asıl davanın kabulüne; 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyet hakkının anneye verilmesine çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, 500,00 TL tedbir nafakasının, karar kesinleştiğinde iştirak nafakası olarak devamına, kadın çalıştığından dolayı tedbir ve yoksulluk nafaka taleplerinin reddine, 65.000,00 TL maddî 65.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, karşı davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı- karşı davacı erkek vekili kusur tespiti, asıl davanın kabulü ile karşı davanın reddi, maddî-manevî tazminat ve nafakalar yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 14.06.2022 tarihli ve 2020/788Esas, 2022/1244 Karar sayılı kararıyla; dosyadaki yazılar, kararın dayandığı deliller ile kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri ile re'sen bakılacak kamu düzenini ilgilendiren hususlar dikkate alındığında, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davalı- karşı davacının istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-karşı davacı erkek yönlerden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 26.12.2022 tarihli kararı ile Mahkemece davalı-karşı davacı erkeğe yüklenen ve gerçekleşen kusurlu davranışların yanında, davacı-karşı davalı kadının da başka bir erkekle olağan dışı sıklıkta ve zamanlarda telefon görüşmeleri yapmak sureti ile güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, eşine küfür ve hakaret ettiği, bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabitt olduğu, olayların akışı karşısında davalı-karşı davacı erkeğin de dava açmakta haklı olduğu, bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davalı-karşı davacı erkeğin davasının da kabulü ile boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davalı-karşı davacı erkeğin davasının reddinin doğru olmadığından bahisle hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre yeniden hüküm kurulması zorunlu hale gelen davacı-karşı davalı kadının boşanma davası ile tarafların boşanma davalarının feri taleplerine ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı-karşı davacı erkeğin ekonomik, cinsel ve psikolojik şiddete dair kusurlu davranışları olduğu, davacı-karşı davalı kadının da başka bir erkekle olağan dışı sıklıkta ve zamanlarda telefon görüşmeleri yapmak sureti ile güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, eşine küfür ve hakaret ettiği davalı-karşı davacı erkeğin ağır kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı gerekçesi ile her iki davanın ayrı ayrı kabulü ile, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince

boşanmalarına, çocuğun velâyet hakkının anneye bırakılmasına, 500 TL tedbir, karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamı ile, her ay davalı-karşı davacıdan alınarak, davacı-karşı davalıya verilmesine, davacı-karşı davalı kadının sigortalı olarak çalıştığı ve düzenli bir geliri olduğu anlaşılmakla, davacı-karşı davalı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, davacı-karşı davalı kadının, mevcut veya beklenen menfaatlerinin boşanma yüzünden zedelenmesi ve karşı davacı erkeğin boşanmaya sebep olan davranışlarının, davacı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması nedeniyle, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davalının kusur durumu ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak, 65.000,00 TL maddî tazminat, 65.000,00 TL manevî tazminatın davacıdan alınarak, karşı davacıya verilmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı- karşı davacı erkek vekili; Yargıtay bozmasına uymakla taraflar eşit kusurlu olduğuna göre yani davacı karşı davalının da bu boşanmada eşit kusuru olduğu belirlendiğine göre bu defa davacı karşı davalının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi gerekirken , bozulan ilk karardaki maddî ve manevî tazminat miktarının aynısına tekrar karar verilmesi usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek;kusur belirlemesi, tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak karşılıklı açılan boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davalarda taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak kadın yararına tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının ve kararın gerekçesinde, hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uygun karar verilmiş olduğu anlaşılmakla; davalı-karşı davacı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı-karşı davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,03.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.