Logo

2. Hukuk Dairesi2023/668 E. 2023/3211 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında taraflar arasındaki kusur oranlarının belirlenmesi, maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği ve miktarlarının tespiti, ayrıca davalı erkeğin yeni açtığı boşanma davası ile mevcut davanın birleştirilip birleştirilmeyeceği hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Evlilik birliği devam ederken açılan boşanma davalarında, tarafların kusurlarının bir kez belirlenmesi ve fer'i taleplerin de bu belirlemeye göre hüküm altına alınması gerektiği, ayrıca aynı yargı çevresi mahkemelerinde açılmış ve birbiriyle bağlantılı olan boşanma davalarının birleştirilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1685 E., 2022/818 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 15. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/634 E., 2021/373 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılmasına, bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, tarafların sair yönlere ilişkin istinaf başvurularının ise esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili, dava dilekçesinde özetle; tarafların evliliklerinin davalının kusurlu davranışları sonucunda temelinden sarsıldığını, davalının evlilik birliğinden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, ilgisiz, sinirli, kırıcı, baskı kurucu davrandığını, ekonomik şiddet uyguladığınıevde tavuk besleyip odayı kümes yaptığını, davacıya "İstersen evden gidebilirsin." dediğini, davacıyı aşağıladığını, kişisel temizliğine dikkat etmediğini, 07.07.2019 tarihinde gece saat 23.00'te çıkıp iki gün eve gelmediğini, bir ay boyunca oturma odasından nadiren çıktığını, iki ay hiç konuşmadığını, intihar girişiminde bulunduğunu iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak boşanmalarına, davacı lehine aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 250.000,00 TL maddî 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı asıl, yasal süreden sonra sunduğu cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediğini, boşanmak istemediğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının evlilik birliğinin yüklediği sorumlulukları yerine getirmediği, evde kümes hayvanları beslemek gibi bir hobisinin bulunduğu, tamamiyle kendi hobilerine odaklı olarak yaşadığı ve ev içerisinde hobilerine uygun bir yaşam standardı oluşturduğu, bu durumun davacının ve müşterek çocukların yaşam kalitesinin düşmesine ve evlilik birliğinin çekilmez hâl almasına sebebiyet verdiği, davalının davacıya bu yüzden ekonomik ve psikolojik şiddet uyguladığı, davacıya tehdit ve hakaretlerde bulunduğu, eşi ve çocuklarıyla ilgilenmediği, tam kusurlu olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davacı kadın yararına tahsilde tekerrür oluşturmamak üzere aylık 1.000,00 TL tedbir, 1.200,00 TL yoksulluk nafakası ile boşanmanın kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 30.000,00 TL maddî 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili, istinaf dilekçesinde özetle; kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları ile yoksulluk nafakası miktarının az olduğunu beyanla; nafaka ve tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı vekili, istinaf dilekçesinde özetle; davalıya yüklenen kusurlu davranışları kabul etmediklerini, davalının kusurlu davranışlarının ispatlanmadığını, nafaka ve tazminat koşullarının oluşmadığını, boşanma talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini beyanla; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğe yüklenen kusurlu davranışların gerçekleştiği, erkeğin tam kusurlu olduğuna yönelik kusur belirlemesinde hata yapılmadığı, kadının davasının kabulünde, kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi gereğince şartları oluştuğundan tedbir nafakasına hükmedilmesinde, hükmedilen nafakanın miktarında, herhangi bir geliri ve malvarlığı bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu olmayan davacı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddi desteğini yitiren, kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesi uyarınca maddi ve manevî tazminat takdir edilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, evlilik süresi ve bu süre içinde yaşanmış ispatlanan kusurların niteliği, paranın alım gücü ve davalı erkeğin kusurlu davranışlarının davacı kadının kişilik haklarına saldırı niteliği dikkate alındığında, davacı kadın yararına takdir edilen manevî tazminat ile yoksulluk nafakası miktarı az olduğu, ayrıca davacı kadının dava dilekçesi ile tazminatlar yönünden faiz talebi bulunmadığından hükmedilen tazminatlara faiz uygulanmasına karar verilmesi yerinde olmadığı gerekçesi ile davacı kadının manevî tazminat ve yoksulluk nafakası miktarlarına yönelik istinaf isteminin kısmen kabulüne, davalı erkeğin tazminatlara faiz uygulanması hükmüne yönelik kısmen kabulüne ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kadın yararına 2.000,00 TL yoksulluk nafakasına, faiz hükmü olmaksızın 30.000,00 TL maddi tazminat ile 25.000,00 TL manevi tazminata , tarafların sair istinaf taleplerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; tazminatların ve yoksulluk nafakasının yetersiz olduğunu ileri sürerek; kararın yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; taraflar arasında yeni meydana gelen vakıa sebebi ile ... 25. Aile Mahkemesinde boşanma davası açtıklarını, iş bu dosya ile birleştirilmesi gerektiğini, birlikte değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürerek; kararın tümüyle bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü ile kadın yararına tazminat ve nafaka verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı , iş bu davada verilen boşanma hükmü kesinleşmediğinden erkeğin yeni vakıa nedeniyle açtığı boşanma davası ile iş bu dava arasında bağlantı bulunup bulunmadığı ve birleştirilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddes; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri

3. Değerlendirme

Davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda İlk Derece Mahkemesince; davanın kabulü tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesinin bu kararı davacı kadın vekilince fer'î talepleri yönünden, davalı erkek vekili tarafından ise tümüyle istinaf edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; taraf vekillerinin istinaf taleplerinin kısmen esastan reddine, kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesinin bu kararı; davacı kadın vekilince fer'î talepleri yönünden, davalı erkek vekili tarafından ise tümüyle temyiz edilmiştir. Davacı kadının boşanma davasına ilişkin yargılama devam ederken davalı erkek tarafından ... 25. Aile Mahkemesinin incelemekte olduğu 2022/257 esas sayılı dosyası ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi ve 162 nci maddesine dayalı olarak boşanma davası açmış ve davasının eldeki dava ile birleştirilmesini talep etmiştir. Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar. Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması, ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantı var sayılır. Evlilik birliği sona erinceye kadar, herhangi bir sebeple açılmış boşanma davalarında taraflara yüklenmiş tüm kusurlar, birlikte değerlendirilip, tarafların kusur oranlarının bir kez belirlenmesi ve belirlenen bu orana göre maddî ve manevî tazminatlar ile yoksulluk nafakası konularında her bir taraf yönünden bir kez hüküm kurulması gerekir. Tarafların kusurları bölünerek, her bir dava için ayrı kusur belirlemesi yapılıp, fer'î konularda da her bir dava için ayrı hüküm kurmak, 4721 sayılı Kanun'daki düzenlemelere (Aynı Kanun'un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi) aykırı düşer. Boşanma Hukukunun temel ilkelerinden birinin tarafların kusur belirlemesine ilişkin olduğu, 4721 sayılı Kanunu'nun 166 ıncı maddesinin birinci fıkrasına dayanan iş bu boşanma davasında, İlk Derece Mahkemesinin kararı davalı erkek tarafından tümüyle kanun yolu başvurularına konu edilmekle; boşanma kararı kesinleşmemiş olup boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulanan tazminatlar, yoksulluk nafakası ve velâyet gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesi bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikte değerlendirilmesiyle mümkündür. Bu nedenle, davalar arasında bağlantı bulunduğuna göre eldeki boşanma davası ile erkek tarafından açılmış olan davanın birleştirilerek delillerin birlikte değerlendirilip davaların esası hakkında hüküm kurulması gerektiğinden hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.