"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/464 E., 2019/42 K.
KARAR : Kabul- Ek Karar: Temyiz dilekçesinin reddi
Taraflar arasındaki kayyım atanması davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulü ile, ... kızı ... ile ...'a Mersin Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünü kayyım olarak atanmasına karar verilmiştir.
Karar kayyım vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dairenin 11.10.2021 tarihli iade karar üzerine, Mahkemenin 15.03.2022 tarihli ek kararı ile, ...'na ilin en büyük mal memuru olan ...'ın yönetim kayyımı olarak atanmasına karar verilmiş, işbu ek karara karşı süresi içince Mal Memuru vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
Mahkemece 02.06.2022 tarihli ek karar ile, temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
Ek karar, kayyım vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece 02.01.2023 tarihli ek karar ile, temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
Ek karar kayyım vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Temyiz istemi, Mahkemenin 02.01.2023 tarihli ek kararına ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 432 nci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca, Mahkemenin temyiz dilekçesinin reddine yönelik verdiği kararlar temyiz edildiği takdirde dosyanı Mahkemece Yargıtaya gönderileceği düzenlenmiştir.
Dosya içeriğine göre; somut olayda, Mahkemece 02.06.2022 tarihli temyiz dilekçesinin reddine ilişkin ek karara yönelik kayyım vekilinin sunduğu temyiz dilekçesi üzerine, mülga 1086 sayılı Kanun'un 432 nci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca dosyanın Yargıtaya gönderilmesi gerekirken Mahkemece, 02.01.2023 tarihli ek kararla temyiz dilekçesimin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu anlaşılmakla; 02.01.2023 tarihli ek kararın bozularak ortadan kaldırılması gerekmiştir.
Mahkemenin 02.06.2022 tarihli ek kararına yönelik temyiz dilekçesinin incelemesinde; Dairenin 11.10.2021 tarihli iade kararından önce Mahkemece verilen yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının sadece kayyım olarak atanan Mersin Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü vekiline tebliğ edildiği, Dairenin iade kararından sonra verilen 15.03.2022 tarihli ek karar ile, Mal memurunun kayyım olarak atandığı ve kararın Mal Memuru vekiline tebliğ edildiği, işbu ek karara karşı süresi içinde Mal Memuru vekilinin kayyım vekili olarak temyiz isteminde bulunduğu, Mahkemece 02.06.2022 tarihli ek karar ile, kayyım vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiş ise de, Mahkemenin yukarıda tarih ve sayılı belirtilen kararının Mal Müdürü vekiline tebliğ edilmediği ve 15.03.2022 ek karara karşı da süresinde temyiz dilekçesini sunduğu anlaşılmakla; 02.06.2022 tarihli ek kararın bozularak ortadan kaldırılması gerekmiştir.
Kayyım vekilinin kayyımın şahsına yönelik temyiz dilekçesinin incelemesine gelince; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 431 inci maddesi uyarınca, vasinin atanması usulüne ilişkin kurallar, kayyım ve yasal danışmanın atanmasında da uygulanacağı düzenlenmiştir. Aynı Kanun'un 422 ve 431 inci maddeleri uyarınca, kayyımın şahsına-sıfatına karşı yapılan itirazları veya kayyımın ileri sürdüğü kaçınma sebeplerini (özürleri) inceleme görevi, öncelikle vesayet makamı olan sulh hukuk mahkemesine, onun kabul etmemesi halinde denetim makamına aittir. Aynı Kanun'un 397 nci maddesi uyarınca da denetim makamı görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu hükme bağlanmıştır. Açıklanan bu hukuki düzenlemelere göre; temyiz dilekçesinin kayyımın şahsına-sıfatına karşı yapılan itiraz olarak kabul edilip ileri sürülen sebeplerin öncelikle sulh hukuk mahkemesince değerlendirilmesi, itiraz nedenleri yerinde görülmediği takdirde buna ilişkin kararla birlikte evrakın denetim makamı olan asliye hukuk mahkemesine gönderilmesi ve denetim makamınca bu konuda kesin bir karar verilmek üzere, temyiz dilekçesinin kayyımın şahsına yönelik itiraz kısmı yönünden dosyanın Mahkemesine geri çevrilmesine karar vermek gerekmiştir.
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı kayyım vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... vekili dava dilekçesinde; Tarsus 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/747 Esas sayılı dava dosya ile görülmekte olan kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasında yapılan araştırmalar ve resmi yazışmalar neticesinde davalı ... kızı Fethiyet İskenç ve ...'nun kimlik ve adres bilgilerine ulaşılamadığını, Tarsus 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/747 Esas sayılı dava dosyasında davalılar için kayyım atanması hususunda taraflarına yetki verildiğini belirterek ... kızı ... ve ...'na kayyım atanmasını talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Kayyım adayı İl Defterdarlığı vekili cevap dilekçesinde; ...'nun ölü ve mirasçılarının olduğunu, bilinen kişi olduğunu, ... kızı ... hakkında Mahkemece araştırma yapılarak karar verilmesi gerektiğini belirterek davanın ... yönünden reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 29.06.2016 tarih ve 2016/205 Esas, 2016/603 Karar sayılı kararı ile, davanın kabulü ile 1727, 1725 ve 1726 parsel sayılı taşınmazlarda hissedar olan ancak kim oldukları tespit edilemeyen ... kızı ..., ... hisselerinin yönetimi için 3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun'un (3561 sayılı Kanun) 2 nci maddesi uyarınca ilin en büyük mal memuru olan ...'in yönetim kayyımı olarak atanmasına karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde kayyım vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 16.01.2018 tarih ve 2017/16442 Esas, 2018/559 Karar sayılı ilamı ile, yeterli araştırma ve inceleme yapılamadan karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek kararın kayıt maliki ...'na kayyım atanmasına ilişkin bölüm açısından bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
1. Mahkemenin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tapu maliki ile nüfus kaydındaki ...'lerin soyadlarının farklı olduğu, Milli Emlak Müdürlüğünün 12.04.2016 tarihli cevabı yazı ve eklerinde ...'nun ölü olduğu, 1925 doğumlu ... isminde bir evladının bulunduğu, ...'nun 1989 yılında vefat ettiği ve ... isimli bir evladı olduğunu ve bu şahsın sağ olduğu, ikamet adresinin bilindiğinin belirtildiği, ancak dosya arasına gelen nüfus kaydında ...'nun 1925 doğumlu, 1989 yılında vefat eden babası ... adlı bir kişinin bulunduğu ve 1976 doğumlu ... adında bir evladı bulunduğu, Milli Emlak Müdürlüğünün cevabı yazısı ile gelen nüfus kaydında belirtilen ...'nun aynı kişi olmadığı, davaya konu taşınmazın emlak ve vergi kayıtlarının bulunmadığı, tüm araştırmalara rağmen hisse maliki ... ve ... kızı ...'in kim olduğu ve mirasçıların tespit edilemediği gerekçesiyle; davanın kabulü ile, 1727, 1725 ve 1726 parsel sayılı taşınmazlarda hissedar olan ancak kim oldukları tespit edilemeyen ... kızı ... ile ... hisselerinin yönetimi için 3561 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi uyarınca ilin en büyük mal memuru olan Mersin Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün yönetim kayyımı olarak atanmasına karar verilmiştir.
2. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde kayyım vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
3. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 11.10.2021 tarih ve 2021/5932 Esas, 2021/7054 Karar sayılı ilamı temyizin atanan kayyımın şahsına itiraz niteliğinde olduğu, temyiz dilekçesinin kayyımın şahsına-sıfatına karşı yapılan itiraz olarak kabul edilip ileri sürülen sebeplerin öncelikle sulh hukuk mahkemesince değerlendirilmesi, itiraz nedenleri yerinde görülmediği takdirde buna ilişkin kararla birlikte evrakın denetim makamı olan asliye hukuk mahkemesine gönderilmesi ve denetim makamınca bu konuda kesin bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek dosyanın Mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
4. Mahkemenin 15.03.2022 tarihli ek kararı ile, kim oldukları tespit edilemeyen ... hisselerinin yönetimi için 3561 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi uyarınca ilin en büyük mal memurunun kayyım atanması gerektiği gerekçesiyle; davanın kabulü ile, 172, 1725 ve 1726 parsel sayılı taşınmazlarda hissedar olan ancak kim oldukları tespit edilemeyen ... hisselerinin yönetimi için 3561 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi uyarınca ilin en büyük mal memuru olan ...'ın yönetim kayyımı olarak atanmasına karar verilmiştir.
5. Mahkemenin yukarıda belirtilen ek kararına karşı süresi içinde Mal Memuru vekili kayyım vekili olarak temyiz isteminde bulunmuştur.
6. Mahkemenin 02.06.2022 tarihli ek kararı ile, kayyım ... vekilinin temyiz dilekçesinin Yargıtay 2. Hukuk Mahkemesinin 2021/5932 Esas 2021/7054 Karar sayılı ilamı da dikkate alındığında temyiz talebinin reddine, dosyaya yapılan itirazın değerlendirilmesi için dosyanın Tarsus Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir, ek karar kayyım vekiline tebliğ edilmemiştir.
7. Tarsus 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.07.2022 tarih ve 2022/216 Esas, 2022/267 Karar sayılı kararı ile, kayyım ... vekilinin Tarsus 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 15.03.2022 tarihli ek karara yaptığı itirazın kesin olarak reddine karar verilmiştir.
8. Mahkemenin 02.06.2022 tarihli ek kararına karşı süresi içinde kayyım vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
9. Mahkemenin 02.01.2023 tarihli ek kararı ile, Mahkeme kararının kayyım vekilince esasa yönelik herhangi bir temyiz başvurusunun bulunmadığı, sadece kayyımın şahsına itiraz edildiği, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 11.10.2021 tarih ve 2021/5932 Esas, 2021/7054 Karar sayılı ilamı ile kayyımın şahsına ilişkin yapılan itirazın öncelikle sulh hukuk mahkemesince değerlendirme yapılması, duruma göre de denetim makamı olan asliye hukuk mahkemesine dosyanın gönderilmesi gerektiği gerekçesi ile dosyanın iadesine karar verildiği; Mahkemece iade kararı doğrultusunda gerekli tahkikat yapılarak 15.03.2022 tarihinde itiraz yasa yolu açık olmak üzere ek karar verildiği, dolayısıyla kayyım vekilince dosyanın önceki aşamalarda esas yönüyle temyiz edilmediği, kaldı ki dilekçe içeriği de dikkate alındığında 4721 sayılı Kanun'un 477 nci maddesi uyarınca mahkemeden kayyımlığın kaldırılmasını talep edebileceği gerekçesiyle kayyım vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen 02.01.2023 tarihli ek kararına karşı süresi içinde kayyım vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Kayyım vekili temyiz dilekçesinde; temyiz talebinin reddinin temyizinin tekrardan reddinin mümkün olmadığını, bu hususun Yargıtayca incelenmesi gerektiğini, ancak bu talebin kabul görmemesi halinde işbu dilekçenin temyiz dilekçesinin reddi kararının temyizi dilekçesi olarak kabul edilerek değerendirme yapılması gerektiğini; ayrıca 09.11.2022 tarihli, Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 3561 sayılı Kanun'da değişiklikle, ''..Mahallin en büyük mal memuru: Her ilin merkez ve ilçeleri için çevre, şehircilik ve iklim değişikliği il müdürünü,..'' temsil ettiği şeklinde değişiklik yapıldığından kayyım olarak Çevre, Şehircilik ve İklim değişikliği İl Müdürünün atanması gerektiğini belirterek ek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ek kararın usulüne uygun olup olmadığı, kayyım atanma şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. Dava, 3561 sayılı Kanuna dayalı kayyım atanması istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 432 nci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası; 3561 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin birinci fıkrası, Mal Memurlarının Kayyımlığı Hakkında Yönetmelik; 4721 sayılı Kanun'un 397 nci maddesi, 422 nci maddesi, 431 inci maddesi, 477 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olduğu anlaşılmakla; kayyım vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Mahkemece verilen 02.01.2023 ve 02.06.2022 tarihli ek kararların ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Kayyım vekilinin kayyımın şahsına yönelik itirazları yönünden dosyanın Mahkemesine GERİ ÇEVİRİLMESİNE,
3. Temyiz olunan Mahkeme kararının ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,03.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.