Logo

2. Hukuk Dairesi2023/669 E. 2023/5320 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Anlaşmalı boşanma protokolünde yer alan taşınmazın çocuk adına tescil yükümlülüğünün yerine getirilmemesi nedeniyle açılan tapu iptal ve tescil davasında yetki, husumet, hukuki yarar ve konusuzluk gibi hususların değerlendirilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davanın genel yetki kurallarına göre açıldığı, annenin çocuk velisi olarak dava açma ehliyetinin bulunduğu, davanın konusuz kalmasına rağmen davacı annenin dava açmakta haklı olduğu ve bu nedenle yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yüklenmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek, istinaf başvurusunun reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1712 E., 2022/1753 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 23. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/294 E., 2021/120 K.

Taraflar arasındaki anlaşmalı boşanma protokolünden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacı kadın ile davalı erkeğin 2018 yılında anlaşmalı olarak boşandıklarını ve kararın 17.12.2018 tarihinde kesinleştiğini, ortak çocuğun velâyetinin davacı anneye verildiğini ve evlilik birliği içerisinde edinilen dava konusu taşınmazın boşanma kararının kesinleşmesinden üç gün sonra ortak çocuk adına tescil edileceğini, mahkemece taraflar arasında yapılan protokol hükümlerinin onaylanmasına karar verildiği halde taşınmazın ortak çocuk adına tescil edilmediğini, taşınmazın halen davalı erkek adına kayıtlı olduğunu iddia ederek davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile ortak çocuk adına tapuya kayıt ve tesciline, taşınmazın davalı tarafından üçüncü bir kişiye satılması durumunda ise fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı ortak çocuğa verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde belirtilen hususların gerçek olmadığını, öncelikli yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, davanın yetkili mahkemede açılmadığını, yetkili mahkemenin Gölbaşı Aile Mahkemesi olduğunu, işbu davada kadının dava ehliyeti bulunmadığını, boşanma kararında, taşınmazın ortak çocuk adına tesciline karar verildiğini ve ortak çocuğa velâyeten kadın tarafından açılması gerektiğini, aksi kanaatte olunması durumunda ise tescil yönünde davalı erkeğe herhangi bir ihtar gönderilip temerrüde düşürülmediğini ve davanın bu açıdan da usulden reddi gerektiğini, boşanma kararının üzerinden uzun bir süre geçtiğini ve kadının iyiniyetle hareket etmediğini iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her ne kadar dava dilekçesinde, dava konusu taşınmazın ortak çocuk adına tesciline karar verilmesi talep ve dava edilmişse de yargılama sırasında taşınmazın devredildiği ve davanın konusuz kaldığı, tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, anlaşmalı boşanma protokolünde, dava konusu taşınmazın ortak çocuk adına tescilinin yapılacağının kararlaştırıldığı ve bu hususun hükümde de belirtildiği, kararın bu hali ile kesinleştiği, protokol ve mahkeme kararı gereği kararlaştırılan yükümlülüğü yerine getirecek olanların ortak çocuğun anne ve babası olduğu, davacı ...'ın kesinleşmiş kararın yerine getirilmesini talep ve dava hakkı bulunduğu, davalının, davacı ...'ın işbu davada aktif dava ehliyeti olmadığı savunmasının dinlenebilir olmadığı gerekçesiyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı yararına maktu vekâlet ücreti takdiri ile yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince yetki itirazı ile ilgili olumlu olumsuz karar verilmediği, davacı ...'ın aktif dava ehliyetinin bulunmadığı ve davanın usulden reddi gerektiği, işbu davanın açılmasına davalının sebebiyet vermediği, davacı ...'ın tapuya herhangi bir başvurusunun olmadığı, karar gerekçesinin hatalı olduğu belirtilerek hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile işbu davada genel yetki kuralının geçerli olduğu, İlk Derece Mahkemesince yapılan 17.06.2021 tarihli celse, vekilin yetki itirazından vazgeçtiğini belirttiği, davacı annenin, dava açarken çocuğun velisi olarak vekâlet aldığı, dilekçesinde de talebini çocuk adına yaptığı, tek bir davasının olduğu, yargılama sırasında da devir işleminin yapıldığı, anlaşmalı boşanma karar ve protokolüne göre davalı tarafından boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren üç gün içinde taşınmazı ortak çocuk adına devredeceğine dair hükmün bulunduğu, boşanma kararının 17.12.2018 tarihinde kesinleştiği, 14.12.2020 dava tarihine kadar olan üç yıllık süre içinde devir işleminin yapılmadığı, dava açıldıktan sonra taşınmazın devredildiğinin anlaşıldığı, davacının dava açmakta haklı olması nedeniyle İlk Derece Mahkemesinin verdiği kararda, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasında usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı belirtilerek davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın hatalı olduğu, davanın yetkili mahkemede açılmadığı, yetkisizlik kararı verilmesi gerektiği, davacı ...'ın işbu davada aktif dava ehliyeti bulunmadığı, kadının kendi adına açtığı davanın reddi gerektiği, davanın açılmasına davalı erkeğin sebebiyet vermediği, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinin hatalı olduğu belirtilerek; hükmün tamamı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, anlaşmalı boşanma protokolüne dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, yetki itirazı, husumet, hukuki yarar, konusuz kalan davada haklılık durumu, yargılama gideri ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 5 inci ve devamı maddeleri, 114 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, 323 üncü ve devamı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası, 716 ncı maddesinin birinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.