"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/763 E., 2023/646 K.
DAVA TARİHİ : 07.08.2017
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/571 E., 2020/147 K.
Taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını, dava konusu araç ve evin evlilik birliği içerisinde alındığını ve davalı erkek adına tescil edildiğini, taraflar arasında görülen boşanma davasının yapılan yargılaması sırasında davalı erkeğin, davacı kadına haklarını vereceğini söylediğini ancak vermediğini, davacı kadının, dava konusu mallar üzerinde katılma alacağı hakkı olduğunu, cevap dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 18.01.2018 havale tarihli ıslah dilekçesinde özetle; tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını, davalı erkek adına kayıtlı bir adet ev, bir adet araç ve banka hesabının olduğunu, evlilik birliği içerisinde alınan mallar da kadının katılma alacağı hakkının olduğunu iddia ederek davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile dava konusu ev için şimdilik 10.000,00 TL, dava konusu araç için ise şimdilik 5.000,00 TL katılma alacağının faizi ile birlikte davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap, ikinci cevap dilekçelerinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını, mal rejiminden doğan haklarını tasfiye ettiklerini, boşanma davasında tarafların beyanlarının alındığını ve bu beyanların mahkeme içi ikrar niteliğinde olduğunu, işbu davanın açılmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, davacı kadının mal rejiminden doğan alacak hakkının bulunmadığını iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde, tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, taraflar arasında düzenlenen 17.11.2016 tarihli protokolün aynen onaylanmasına karar verildiği ve protokol ile ilgili hata, hile, tehdit gibi irade sakatlığı hallerinden birine somut olayda dayanılmadığı, böyle bir durumun tespit de edilmediği, taraflar arasında düzenlenen protokolün 4 üncü maddesinde, malları paylaştırdıkları ve bu konuda edinilmiş mallara ilişkin bir talepleri olmadığının düzenlendiği, çekişmeli boşanma davası açan kadının, boşanmaya zorlandığı ya da iradesinin sakatlandığı iddialarını ispatlayamadığı, işbu davada kadının katılma alacağı hakkı olduğunu ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, taraflar arasında düzenlenen anlaşmalı boşanmaya dair protokolde, mal rejiminin tasfiye edilmediği, tasfiye konusu malların açık açık yazılması gerektiği ancak böyle bir düzenlemenin yapılmadığı, davacı kadının hataya düştüğü, eksik inceleme ile karar verildiği, bilirkişi raporu aldırılarak malların değerlerinin ayrı ayrı tespit edilmesi ve davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından tarafların boşanma davası sırasında 17.11.2016 tarihli olarak düzenledikleri protokolün 4 üncü maddesinde "...taraflar evlilik birliği içerisinde edinilen malların paylaşımı konusunda ortak bir mutabakata varmış ve paylaşımı gerçekleştirmişlerdir.Bu nedenle birbirlerinden edinilmiş malların paylaşımına ilişkin olarak bir talepte bulunmayacaklarını taahhüt ederler…”, 6 ncı maddede ise,”…ortak konuttaki eşyaların tamamı taraflar arasında paylaşılmıştır…” şeklinde beyanda bulundukları ve protokolü birlikte imzaladıkları, İlk Derece Mahkemesince boşanma protokolünün tasdikine karar verildiği ve davacı kadının yargılama sırasında imzanın kendisine ait olduğunu beyan ettiği, davacı kadının, davalı erkek ile anlaştığı, evlilik birliği içerisinde edinilen malları tasfiye ettikleri, bu hususta protokol düzenlendiği, protokolün İlk Derece Mahkemesince onaylandığı, davacı kadının protokolü baskı ve cebir altında kalarak imzaladığına ilişkin herhangi bir iddiası bulunmadığı, ayrıca bu yönde açılmış bir davanın söz konusu olmadığı, davanın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu belirtilerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirtilerek; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, katılma alacağı istemine yöneliktir. Uyuşmazlık, Ankara Batı 1. Aile Mahkemesinin 2016/452 E., 2016/968 K. sayılı ilamında mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenleme yapılıp yapılmadığı, protokolün geçerli olup olmadığı, iradenin sakatlanıp sakatlanmadığı, mahkeme içi ikrar, dürüstlük kuralı, hakkın kötüye kullanılması noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2 inci maddesi, 166 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası, 179 uncu maddesi, 202 inci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 inci maddesi, 225 inci maddesi, 227 inci maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 29 uncu maddesi, 188 inci maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesi, 370 inci maddesi, 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 30 uncu ve devam maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.