Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6710 E. 2024/4986 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında velayet, nafaka, maddi-manevi tazminat ve kişisel ilişki tesisi hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Çocuklar ile anne arasında kurulan kişisel ilişkinin annelik duygularını tatmin etmeye elverişli olmadığı ve çocukların gelişimi için yetersiz olduğu gözetilerek ilk derece mahkemesinin kişisel ilişkiye ilişkin hükmü düzeltilerek onanmış, diğer yönlerden bölge adliye mahkemesi kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/879 E., 2023/670 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Doğubayazıt 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2021/112 E., 2021/477 K.

Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı- karşı davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; boşanma davası açtığını sonra barıştıklarını ve davadan feragat ettiğini, tarafların barışmalarının üzerinden çok geçmeden davalının kusurlu davranışlar sergilemeye başladığını, barıştıktan sonra davalı tarafın ailesinin yanından ayrılarak ayrı eve çıktıklarını, davalının eve serecek halı bile almadığını, kadının babası yeni evlerine gittiğinde davalının kayınpederine bile selam vermeden çocukları alıp evden çıktığını, nedenini sorduğunda, baban şerefsizdir, namussuzdur, ailenden nefret ediyorum, şeklinde cevap verdiğini, tarafların sürekli olarak tartışma halinde olduğunu, para vermediğini, evlilik birliğinin kendisine yüklediği hiçbir gereği yerine getirmediğini, ailesi ile görüşmediğini, saygısızlıkta bulunduğunu, kadının ve çocuklarının da kendi ailesinin evine gitmesine engel olduğunu, kadının ablası bayram ziyaretine geldiğinde davalının ablasını evden kovmasını istediğini kendisinin de gece eve gelmediğini, kadını küçük düşürdüğünü, davalı yüzünden okulu bırakmak zorunda kaldığını, hakaret ve küfür ettiğini, dışlandığını, kısıtladığını baba evine göndermediğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, 30.000,00 TL maddî 30.000,00 TL manevî tazminat, 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, 500,00 TL tedbir, iştirak nafakası olarak devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı -karşı davacı vekilinin cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı tarafından açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu,kadının senin abin benim ablamı nasıl boşar diyerek evi terk ettiğini, ayrı ev tuttuğu halde davacının bu sefer ev satın almasını şartını koştuğunu, davacının bu defa asansör olmadığı gerekçesiyle sorun çıkardığını, bahçeli müstakil ev talebinde bulunduğunu, tutulan evin tarafların ortaklaşa arayıp bulduğu ev olduğunu davacının babasının talimatı ile evden çocukları da bırakarak ayrıldığını, taraflar arasındaki bütün soranların nedeninin davacının babasının tarafların evliliğine müdahale etmesi olduğunu belirterek asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulüne tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini, müşterek çocukların velâyetinin babaya verilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının ablası ile erkeğin abisinin evli olduğu, aralarında geçimsizlik bulunduğu ,kardeşleri arasındaki geçimsizliğin tarafların evliliğine de yansıdığı, daha önceden taraflar arasında geçimsizlik olduğunu, tarafların barıştığını, Toki'de ayrı bir eve taşındıklarını,erkeğin özellikle ...'i eve misafir geldiğinde istemediğini, bunun üzerine evi terk ettiğini, erkeğin kadına hakaret ettiğini ve evden kovduğunu, erkek tanıkları beyanlarına göre, taraflar arasındaki geçimsizlik sebebinin kadının kız kardeşi ileerkeğin abisi arasında yaşanan bir geçimsizlik olduğunu , bu sebeple aralarında tartışma yaşandığını, "kadının onlar ayrılırsa bende ayrılırım " diyerek evden çocuklarını almadan ayrıldığını beyan ettikleri , davacı tarafından daha önceden boşanma davası açıldığı , bu davanın sebebinin bağımsız konutta oturmamak olduğu , taraflar barıştıktan sonra ayrı evde yaşadıkları ancak aralarındaki sorunun bitmediği, bu defada tarafların kardeşlerinin geçimsizliğinin tarafların evliliğine yansıdığı , kadının bu sebeple evi terk ettiği , her iki tarafında evliliklerini devam ettirme konusunda çabalarının olmadığı , bu nedenle tarafların geçimsizlik hususunda eşit kusurlu oldukları, kadının çalıştığı, yanında çocukları olmadığı, kira ödemediği ,aylık 1.500,00 TL ücret aldığı ,bu nedenle yoksulluk nafakası bağlanmasına engel yeterli geliri olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince

boşanmalarına, çocukların velayetinin babaya verilmesine, müşterek çocuklar ile anne arasında her ayın 1. ve 3. haftası cumartesi günleri sabah saat 10.00'dan akşam saat 18.00'a kadar yatılı olmayacak şekilde kişisel ilişki tesisine, velayeti babaya verilen çocuk için iştirak nafakasına yer olmadığına, kadın eş lehine karar kesinleşinceye kadar aylık 200,00 TL tedbir nafakasının erkek eşten alınarak kadına verilmesine, kadının yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı- karşı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, velâyet, kişisel ilişki, yoksulluk nafakası ve maddî ve manevî tazminatın reddi yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince taraflara eşit kusur yüklenmiş ise de; kadının, tarafların kardeşlerinin evliliğinden doğan geçimsizlik nedeniyle evi terk ettiğine dair somut görgüye dayalı tanık beyanları bulunmadığından kadına atfedilen kusurda isabet bulunmadığı, kadının tanıklarının” davalı erkeğin, davacı kadının ailesinin eve gelmesini istememesi ve davacı kadına hakaret ettiğine “ dair beyanları ile davalı erkeğin kusurlu olduğu bu nedenle kadın eşe izafe edilecek kusur bulunmadığı, erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının kusurunun bulunmadığı ve boşanma nedeniyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelendiği ve boşanmaya sebebiyet veren vakıaların aynı zamanda kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğundan, kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının kusurlu olmadığı, 30.11.2021 tarihinde işten ayrıldığının bildirildiği, halen çalışmadığı anlaşıldığından kadın eşin düzenli ve sürekli geliri olmadığı ve boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceğinden yoksulluk nafakası koşulları gerçekleştiği gerekçesi ile kadın vekilinin istinaf isteminin velâyet yönünden esastan reddine; kusur, maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasına yönünden kabulü ile ilgili bentlerin kaldırılmasına, kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, aylık 500,00 TL yoksulluk nafakası, 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminatın davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı- karşı davalı kadın vekili; velâyet ve kişisel ilişkinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı- karşı davacı erkek vekili; kusur belirlemesi, maddî- manevî tazminat ve yoksulluk nafakasına, usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davalarda taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına yoksulluk nafakası ile tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, velâyet ve kişisel ilişkinin çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yüksek yararı, yaşı ve anne ve babalık duygusunun tatmini ve infaz edilebilir nitelikte olması hususları birlikte değerlendirilerek çocuğun kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir. Çocuk anne ve babası ile düzenli kişisel ilişki kurma ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Anne ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, anne ve baba için de haktır. Kişisel ilişki sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir.

Dosya kapsamındaki sosyal inceleme raporu ve çocuğun yaşı dikkate alındığında, ortak çocuklar ile anne arasında kurulan kişisel ilişki annelik duygularını tatmine elverişli olmadığı gibi, çocukların fikri ve sosyal gelişmesi için de yetersizdir. Mahkemece anne ile çocuklar arasında yatılı olacak şekilde ve daha uygun süreli kişisel ilişki tesisi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması uygun görülmemiş, kararın bozulmasını gerektirmiştir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesinin kişisel ilişkiye yönelik esastan ret kararını kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesi kararının kişisel ilişki tesisi yönünden düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1.Davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesinin kişisel ilişkiye yönelik esastan ret kararının KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 3. bendinin kaldırılarak yerine 3. bent olarak ''Velâyeti babaya verilen ortak çocuklar ile anne arasında çocukların yaşı, eğitim durumu, seyahat kolaylığı gözetilerek her ayın 1. ve 3. hafta sonu Cumartesi günü sabah saat 09.00'dan Pazar günü akşam saat 18.00'e kadar, dini bayramların 2. günü sabah saat 09.00'dan 3. günü akşam saat 18.00'e kadar, her yıl Temmuz ayının 1. günü sabah saat 09.00'dan 31. günü akşam saat 17.00'ye kadar, her yıl 15 günlük sömestr tatilinin ilk hafta pazartesi günü saat 09.00'dan ertesi hafta pazartesi saat 09.00'a kadar, yanına almak, görmek, gözetmek suretiyle kişisel ilişki tesisine" cümlesinin eklenmesi suretiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kişisel ilişkiye yönelik hükmünün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, temyize konu Bölge Adliye Mahkemesi kararının ise diğer yönlerden ONANMASINA,

Aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden ...'e yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'ye geri verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.