"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/835 E., 2023/1018 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 10. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/505 E., 2022/261 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının ve fer'îlerinin kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığını, sürekli kadından ve ailesinden taleplerde bulunduğunu, kadının babasının bulduğu işleri beğenmediğini, sürekli işe girip çıktığını, kadının maaş kartına el koyarak maaşını çektiğini, kadına ailesinden para alması konusunda baskı yaptığını, ekonomik şiddet uyguladığını, kadının sosyalleşmesine izin vermediğini, kredi kartı borcundan dolayı kadının düğünde takılan altınlarının bir kısmını bozdurduğunu ve harcadığını, çocukların bakımında kadına yardımcı olmadığını, yatağını ayırdığını, hakaret ettiğini, psikolojik şiddet uyguladığını, en son altın meselesi yüzünden yaşanan tartışmada kadına fiziksel şiddet uyguladığını, tehditte bulunduğunu, erkek hakkında uzaklaştırma kararı alındığını iddia ederek; evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin davacıya verilmesine, çocuklar için aylık 500,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; kadının iddialarının doğru olmadığını, davalının davacıya şiddet uygulamadığını, evlilik birliğini temelinden sarsacak bir davranışının olmadığını, tartışmalarda zaman zaman kadının erkeğin üzerine yürüyüp, darp etmeye çalıştığını, 2020 yılı Kurban Bayramında tatilde kadının oteli terk ederek çocuklarla Eskişehir'e, oradan babası ile Ankara'ya gittiğini, ailesi ile gittiklerinde tartışmada erkeğin, annesi ve kardeşinin kadının ailesi tarafından darp edildiklerini, sonrasında tarafların barıştıklarını, kadının erkeğe psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, son tartışmada kadının erkeği tehdit ettiğini, boşanmak istemediğini beyan ederek, açılan davanın reddine ve çocuklarla davalı arasında tedbiren kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı tanıklarının taraflar arasında yaşanan son olaya ilişki bilgi ve görgülerinin olmadığı, dinlenen davacı tanığı tedbir dosyası ve Asliye Ceza Mahkemesinin dosya içeriği dikkate alındığında davalının davacıya fiziksel şiddet uyguladığı ve davacının dava dilekçesindeki ididalarının ispat edildiği, taraflar arasındaki son yaşanan olaya ilişkin Ankara 1.Aile Mahkemesinin 2021/6210 ve 2021/6147 sayılı Değişik İş sayılı kararı ile davacının kolluğa yaptığı şikayet üzerine davacı ve davalının kollukça ifadelerinin alındığı, önleyici tedbir kararı verildiği ve aynı olaya ilişkin Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesinin 2021/1154 Esas 2021/1357 Karar sayılı kararı ile eşe karşı tehdit ve basit yaralama suçundan 03.08.2021 tarihindeki eylem nedeniyle yargılama yapıldığı, tehdit suçundan davalının beraatine, eşe karşı yaralama suçundan da cezalandırılması yoluna gidildiğinin anlaşıldığı, davalının bu davranışları ile kusurlu olduğu, davacıya atılı bir kusur ispat edilemediği gerekçesi ile açılan davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin davacı anneye verilmesine, baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, çocuklar yararına aylık 500,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için yasal faizi ile birlikte 20.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek ekili istinaf dilekçesinde özetle; görgüye dayalı olmayan kadının tek tanığının beyanı ile karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, kararın her yönü ile hukuka aykırı olduğunu belirterek, kusur belirlemesi, boşanma davasının kabulü, kadın yararına kabul edilen tazminatlar ile miktarı, çocuklar için hükmedilen nafaka ve miktarları, velâyet yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, boşanma davasının kabulü, kadın yararına kabul edilen tazminatlar ile miktarı, çocuklar için hükmedilen nafaka ve miktarları, velâyet yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, erkeğe yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, davacı kadından kaynaklanan kusurlu bir davranışın ispat edilip edilmediği, kusur belirlemesine bağlı olarak davanın kabulü ile kadın yararına maddî ve manevî tazminat verilmesinin yasal şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, tazminatlar ile çocuklar yararına hükmedilen nafaka miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı, boşanma davasının kabulünün usul ve kanuna uygun olup olmadığı, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin çocuğun menfaatine olup olmayacağı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası,182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 327 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü ve 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 25.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.