Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6724 E. 2024/4987 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur oranları, velayet, nafaka miktarları, tazminat miktarları ve kişisel ilişki düzenlemesinin belirlenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanabilir hukuk kuralları değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/811 E., 2023/1073 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/1347 E., 2022/125 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin kızdığını, bağırdığını, fiziksel şiddet uyguladığını, giyimine karıştığını, ailesi ile görüşmesini hiç istemediğini, kısıtladığını, sürekli olarak bir işte çalışmadığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarını, velâyetinin anneye verilmesini, 1.000,00 TL iştirak, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata ,ziynetlerin ödenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

2.Davacı kadın vekilinin birleşen dava dilekçesinde;ziynetlerin bedelin davalıdan alınarak davacı müvekkiline ödenmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekilinin cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddia ve beyanları gerçeğe yansıtmadığını, tüm anlatılanlara rağmen kızının baba sevgisi ve şefkati ile büyümesi için eşini affetmeye hazır olduğunu, bu nedenle de işbu davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin davacı kadına şiddet uyguladığı, davacı kadının ise dini yönden davalı erkeğe baskı uyguladığı ve bir araya gelindiğinde haremlik seramlık oturmaya çalıştığı, davalı erkeğin erkek kardeşinin namahrem olduğu için eve gelip gitmesini istemediği, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin ağır, davacı kadının ise az kusurlu olduğu, gerekçesiyle, davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince

boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ile baba arasında her ayın 2. ve 4. haftasonu cumartesi saat 10:00 ile aynı gün saat 17:00 arası dini bayramların 2. günü saat 10:00 ile aynı gün saat 17:00 arası, babalar günü ve çocuğun tek yıllara denk gelen doğum günlerinde saat 10:00 ile aynı gün saat 17:00 arası görüşmek üzere kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk lehine aylık 300,00 TL olarak belirlenen tedbir nafakasının aylık 500,00 TL ye artırılması ile iştirak nafakası olarak devamına, davacı kadın yararına 10.02.2021 tarihinden geçerli olmak üzere aylık 600,00 TL tedbir nafakasına, hükmün kesinleşmesinden sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, yasal faiziyle birlikte 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, asıl ve birleşen davada ziynet alacağı davalarının kabulü ile tek tek sayılan ziynetlerin aynen ya da bedellerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili; tazminatlar ve nafakaların miktarları ile ziynet eşyası alacağı davasında vekâlet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı erkek vekili; boşanma ve ziynet eşyası alacağı davalarının tamamına yönelik olarak istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı kadın yararına davanın açıldığı tarihten itibaren geçerli olmak üzere tedbir nafakasına karar verilmesi yerine, yasal bir gerekçesi olmadığı halde 10.02.2021 tarihinden geçerli olmak üzere tedbir nafakasına karar verilmesi doğru olmadığı, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, takdir edilen tazminatların miktarı az olduğu, yoksulluk nafakasına hükmedilmesi isabetli ise de, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, davacı kadının zorunlu ihtiyaçları, tarafların yaşları, evliliğin süresi ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, takdir edilen nafakanın miktarı az olduğu, velâyeti anneye verilen ortak çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmesi doğru ise de, ortak çocuğun ihtiyaçları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetildiğinde hükmedilen iştirak nafaka miktarı az olduğu, davacının yoksulluk ve iştirak nafakalarına yasal faiz uygulanması talebi bulunduğu halde bu yönden hüküm kurulmaması doğru olduğu, velâyeti anneye verilen ortak çocuk ile davalı baba arasında kurulan kişisel ilişkinin süresi babalık duygusunun tatminini sağlamaktan uzak olduğu gerekçesi ile kadının maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası ve ergin olmayan ortak çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakasının miktarına, yoksulluk ve iştirak nafakalarına faiz uygulanması talebine ve yararına hükmolunan tedbir nafakasının başlangıç tarihine yönelik, erkeğin ise kişisel ilişki düzenlemesine yönelik istinaf başvurularının kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının bu yönlerden kaldırılmasına, yukarıda açıklanan ilkeler gözetilerek ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, davacı kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir nafakasına, aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, 40.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk ve iştirak nafakalarına yasal faiz uygulanmasına, baba ile ortak çocuk arasında her ayın 1. ve 3. hafta sonları Cumartesi günü saat 10.00 dan takip eden Pazar günü saat 18.00 e kadar, Dini bayramların 2. günü saat 10.00 dan 3.günü saat 18.00 e kadar, her yıl 1 Temmuz günü saat 10.00 dan 20 Temmuz günü saat 18.00 e kadar, her yıl babalar gününde saat 10.00 dan akşam saat 18.00 e kadar, sonu tek sayı ile biten yıllarda çocuğun doğum gününde saat 10.00 dan akşam saat 18.00 e kadar kişisel ilişki kurulmasına, tarafların diğer yönlere değinen istinaf başvurularının esastan reddine, kadının ziynet alacağı davasının tefrikine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili; maddî ve manevî tazminat ile tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakaları miktarları usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili; boşanma, kusur belirlemesi, tazminatlara hükmedilmesi ve miktarı , tedbir ve yoksulluk, iştirak nafakası, tedbir nafakası başlangıç tarihi,"faiz" hükmü kurulması velâyetin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve ferîleri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulü kararının yerinde olup olmadığı, kadın yararına nafaka ile tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, velâyet, faiz hükmünün doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 324 üncü, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacıya yükletilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.