"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/688 E., 2023/1052 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ: Ankara 6. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/387 E., 2022/29 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı kadın tarafından açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2012 yılında evlendiklerini, ortak bir çocuklarının olduğunu, davalının ailesinin evliliğe müdahil olduğunu, davalının bu duruma sessiz kaldığını, müvekkiline şiddet uyguladığını, müvekkilinin bilgisi olmaksızın evlilik birliği içinde edinilen taşınmazı elden çıkardığını, aile sırlarının ifşa edilmesine neden olduğunu, evin giderlerine katılmadığını, müvekkilin ailesi ile görüşmesini engellediğini ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile 50.000,00 TL maddî 50.000,00 TL manevî tazminat ve müvekkili için aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesinde, davacının ailesinin müdahalesi sonucu tartışmaların çıktığını, müvekkilinin annesinin ilişkisinin normal anne-oğul ilişkisi olduğunu, davacının evde sürekli tartışma çıkarttığını evde müvekkiline hakaret ettiğini belirterek açılan davanın reddine, kabul edilmesi halinde ise müşterek çocuğun velâyetinin babaya verilerek 1.000,00 TL tedbir/iştirak nafakası ile yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacının ailesinin evliliğe müdahalesine sessiz kalarak ve eşine hakaret etmek sureti ile kusurlu olduğu, davalının ise; ailesinin evliliğe müdahalesine sessiz kalmak, eşine hakaret etmek, eşini ve annesini evden kovmak ve ailesi ile birlikte oturmaya davacıyı zorlamak sureti ile daha ağır kusurlu olduğu belirtilerek davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile şahsi ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 350,00 TL iştirak nafakası ve kadın lehine 40.000,00 TL maddî tazminat ödenmesine, kadının manevî tazminat ve tedbir nafakası talebinin reddine, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, manevî tazminat talebinin reddi, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir nafakasında İlk Derece Mahkemesinin 03.03.2020 tarihli kararı dikkate alınmadığından hata yapılması ve yine çocuk için tedbir ve iştirak nafakası miktarının çok düşük kalmış olması sebebiyle kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat talebi ile tedbir- iştirak nafakası miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, velâyet, tedbir-iştirak nafakası ve kadın lehine maddî tazminat takdiri ile kendi tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece Mahkemesince; taraflara yüklenen kusurlarda bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte, tanık beyanları dikkate alındığında, davalı erkeğin "evlilik birliği içerisindeki olayları annesine anlattığı, evin kilidini değiştirdiği, annesine bağımlı olduğu ve taşınmazı eşinin bilgisi dışında devrettiği" kusurlarının da ispatlandığı, bu kusurların erkeğe yüklenmesi gerektiği, davalı erkeğin yine de ağır kusurlu olduğunun anlaşıldığı, kusur durumunun bu şekilde değiştirilmesi gerektiği, iştirak nafakası miktarının az olduğu, kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği belirtilerek davacı kadının kusur belirlemesi, iştirak nafakası miktarı ve manevî tazminat talebinin reddine yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak kusura ilişkin gerekçesinin düzeltilmesine, ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL iştirak nafakası ile kadın yararına 35.000,00 TL manevî tazminata, kadın vekilinin sair yönlere, erkek vekilinin ise tüm yönlere ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, velâyet, tedbir-iştirak nafakası ve kadın lehine maddî ve manevî tazminat takdiri ile kendi tazminat taleplerinin reddi yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
2.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, manevî tazminatın miktarı, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir nafakasında İlk Derece Mahkemesinin 03.03.2020 tarihli kararı dikkate alınmadığından hata yapılması ve yine çocuk için tedbir ve iştirak nafaka miktarının çok düşük kalmış olması sebebiyle kusur belirlemesi, manevî tazminatın miktarı, tedbir ve iştirak nafakası miktarı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, velâyet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 182 nci maddesi, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.