"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/660 E., 2023/665 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ürgüp 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2020/221 E., 2022/421 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı erkek tarafından açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekilince temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalının ev temizliğini, tertip düzenini sağlayamadığından yakınan müvekkili artık eve alınan sebze meyvelerin israf oluşunu, evin dağınıklığını, çocukların perişan bir halde büyütülmesine tahammül edemediği, evlenip birlikte yaşamaya başladıktan sonra evlilik birliğinin getirdiği sorumlulukları ve beklentileri birbirini karşılamadığı, zaman içerisinde de müvekkili, davalıya karşı soğumaya başladığı, müvekkili davalı ile aynı evde yaşayamayıp evden ayrıldığı, davalı hem müvekkiline hem de müvekkilinin anne babasına hakaretler ettiği, saygısız tavırlarda bulunduğunu belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuklarının velâyetinin davacıya bırakılmasına, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; davacının başka bir kadın ile yakınlaşması sonrasında davacı ile müvekkilinin arasında sorunlar başladığı, daha önce davacının annesinden kaynaklı sorunlar yaşadıkları, davacının aynı iş yerinde çalıştığı bu kişiyi daha önce evlerine de davet ettiği, müvekkilini de tanıştırdığı, müvekkili, eşinin agresif , ilgisiz tavır ve davranışlarına anlam veremediği ve bu durumdan şüphelenmeye başladığı, şüpheleri üzerine eşinin iş arkadaşı olan bu kişinin evine giden müvekkili, eşinin de orada olduğunu ve baş başa olduklarını gördüğü, eve dönmek için çıktığı esnada davacı müvekkilini yol ortasında tartaklamaya başladığı, müvekkili bu sebeple polisi arayarak davacının elinden kurtulduğu, sonrasında ise eşini çok sevdiği için şikayetçi olmadığı, davacının psikolojik ve ekonomik şiddeti karşısında zor zamanlar geçirdiği, müvekkili, evliliği süresince eşine, evine ve çocuklarına bağlı ve sadık bir eş ve anne olduğu, davacı evden ayrıldığından beri ailesi aracılığı ile bir kaç kez evin bazı ihtiyaçlarını göndermişse de müvekkili ve çocukları çok zor durumda olduğu beyanla davanın reddi ile müvekkili ve çocukları lehine tedbir nafakasına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, tarafların arasında evliliklerinin başından itibaren geçimsizlik bulunduğu, davalı kadının eşine ve eşinin kök ailesine hakaret ettiği, eşinin ve çocuklarının ihtiyaçları ile yeterince ilgilenmediği, ev işlerini yeterince yapmadığı, alınan gıda ürünlerinin bozulmasına sebebiyet verdiği, israf ettiği, çocuklarına şiddet uyguladığı, davacı erkeğin ise eşine karşı ilgisiz olduğu, evinin giderlerini yeterince karşılamadığı, eşine fiziki şiddet uyguladığı, sadakatsizlik uyandıran davranışlarda bulunduğu, evden ayrılarak birlikte yaşama yükümlülüğünü ihlal ettiği, erkeğin kök ailesinin evliliklerine aşırı müdahale ettiği, davacı erkeğin ve kök ailesinin kadının evinden çıkmasını istedikleri davacı ve davalının evlilik birliğinin temelinden sarsılması yönünde eşit kusurlu oldukları, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, tarafların ortak çocukları Kadir Mutlu ve Kaan Mutlu'nun velâyetinin davalı anneye verilmesine, ortak çocuklar ile davacı baba arasında kişisel ilişki tesisine, 05.07.2022 tarihli celse 1 nolu ara karar ile davalı yararına aylık 500,00 TL. ve ortak çocuklar Kadir ile Kaan yararına aylık ayrı ayrı 250,00 'şer TL. takdir edilen tedbir nafakasının hüküm kesinleşinceye kadar devamına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; tarafların eşit kusurlu olması sebebiyle davanın kabulüne karar verildiğini, kararın yasaya ve hakkaniyete aykırı olduğunu, kusur tespitinin hatalı olduğunu, davacı tarafın başka bir kadınla ilişkisi olması sebebiyle bu davayı açtığını, boşanma davasına temel oluşturmak için müvekkile aslı olmayan kusurlar isnat ettiğini yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini, vekâlet ücreti ve masrafların karşı tarafa yüklenmesi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk derece mahkemesince; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin Hukuk Muhakemeleri Kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, davalı vekilinin, kusur tespitine ve davanın kabulü kararına dair istinaf başvurusu yönünden; toplanan deliller uyarınca; tarafların arasında evliliklerinin başından itibaren geçimsizlik bulunduğu, davalı kadının eşine ve eşinin kök ailesine hakaret ettiği, eşinin ve çocuklarının ihtiyaçları ile yeterince ilgilenmediği, ev işlerini yeterince yapmadığı, alınan gıda ürünlerinin bozulmasına sebebiyet verdiği, israf ettiği, çocuklarına şiddet uyguladığı, davacı erkeğin ise eşine karşı ilgisiz olduğu, evinin giderlerini yeterince karşılamadığı, eşine fiziki şiddet uyguladığı, sadakatsizlik uyandıran davranışlarda bulunduğu, evden ayrılarak birlikte yaşama yükümlülüğünü ihlal ettiği, erkeğin kök ailesinin evliliklerine aşırı müdahale ettiği, davacı erkeğin ve kök ailesinin kadının evinden çıkmasını istediklerinin belirlendiği,bu kapsamda tarafların evliliğinin sonlanmasına neden olan olaylarda davacı erkeğin ağır, davalı kadının hafif kusurlu oldukları,davacının boşanma davasının kabulü kararında isabetsizlik bulunmadığı, davalının kusur ve kusur derecesinin belirlenmesine dair istinaf başvurularının kabulü ile gerekçenin kaldırılarak açıklanan şekilde düzeltilmesi gerektiği, davalı vekilinin tazminatlara dair istinaf başvurusu yönünden; davalı taraf cevap ve ikinci cevap dilekçesinde lehine maddî ve manevî tazminat talebinde bulunmadığı, maddî ve manevî tazminatın ancak dilekçeler aşamasında davalı yönünden cevap ve 2. cevap dilekçesi ile talep edilebileceği, bu aşama tamamlandıktan sonra ise ancak usulüne uygun bir ıslah işlemi ile talepte bulunabileceği,belirtildiği gibi davalı gerek dilekçeler aşamasında gerekse ıslah işlemi ile maddî ve manevî tazminat talep etmediğinden yerel mahkeme tarafından bu yönde hüküm kurulmamış olmasında herhangi bir hata bulunmadığından davalı kadının sadece kusurlu vakıalara yönelik istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile Ürgüp Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesinin 18.11.2022 tarih, 2020/221 Esas, 2022/421 Karar sayılı ilamının gerekçe kısmının kaldırılmasına, gerekçenin, kusurların ve belirlenen kusurlara göre tarafların kusur derecelerinin yukarıda açıklandığı gibi düzeltilmesine, sair istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur tespitinin hatalı olması sebebiyle davanın kabulüne karar verildiğini, kararın yasaya ve hakkaniyete aykırı olduğunu, kusur tespitinin hatalı olduğunu, davacı tarafın başka bir kadınla ilişkisi olması sebebiyle bu davayı açtığını, boşanma davasına temel oluşturmak için müvekkile aslı olmayan kusurlar isnat ettiğini yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur. (Erkeğin temyiz başvurusu hakkında 23.06.2023 tarihinde ek karar verilerek ... vekili Av....'ın süresi içerisinde temyiz harç- posta masrafını yatırmadığından temyiz talebinin reddine karar verilmiş, ek karar temyiz edilmemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; erkeğin boşanma davası koşullarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı ve 166 ıncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.