"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/440 E., 2023/795 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Amasya Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/135 E., 2022/546 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı boşanma davasının ayrı ayrı kabulü ile tarafların boşanmalarına ve ferilerine, kadının ziynet alacağı isteminin reddine, tarafların mal rejiminin tasfiyesine yönelik isteminin tefrikine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Dosya içeriğine göre davalı-karşı davacı kadın vekilinin temyize konu ziynet alacağı miktarının, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davacı-karşı davalı kadın vekilinin ziynet alacağı davası yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; Amasya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/1786 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, araya çocukların girmesiyle barıştıklarını, belli bir süre sonra tekrar sıkıntıların başladığını, erkeğin aracı kullanmasına izin vermediğini, kadının evde hiçbir iş yapmadığını, evle ilgilenmediğini, çocuklara şiddet uyguladığını, ortak çocuk ...’yı gece yarsı arkadaşlarına yolladığını, çocuğun istismara uğradığını öğrendiğini, kadının sürekli telefonla uğraştığını, sosyal medya ile gece geç vakte kadar zaman geçirdiğini, ... adı altında ... isimli bir erkekle konuştuğunu, görüştüğünü, ''aşkım'' dediğinin sabit olduğunu, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, evi ve kıyafetleri yakmaya kalkıştığını, erkeğe ve çocuklara hakaret ettiğini, habersiz aldığı aracı yine erkekten habersiz satmaya kalkıştığını iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, aracın 1/2 mülkiyetinin tarafına verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı- karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; devamlı hakaret ve küfür, ettiğini, ortak çocuklara baba sevgisini yaşatmadığını, çocuklara yeteri kadar harçlık vermediğini, aşağıladığını, hem ablasının hem de kendisinin verdiği komutlara göre kadının davranmasını istediğini, kadını evden dışarı çıkartmadığını, gelirinin erkeğin ablaları tarafından yönetildiğini, erkeğin ailesinin evde yenilip içilen lokmalarını dahi kısıtladığını, habersiz kredi çektiğini, boşanma davası açıldığını, erkeğin nafakayı ödememek için müvekkili ile birleşmek istediğini, karşılıklı davalarından feragat ettiğini, kadını defalarca kez ölümle tehdit ettiğini, erekğin evin giderlerini ödemediğini, erkeğin babalık yapmaması nedeniyle çocukların arkadaşları ile takıldığını, ortak çocuğun erkeğin eniştesi tarafından istismar edildiğini, erkeğin bu duruma sessiz kaldığını, oğlunun odasının camını bastonu ile kırıp zorla girdiğini ve darp ettiğini, kadına iftira attığını iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, aylık 500,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, yasal faizi ile 200.000,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminata, davacı adına kayıtlı gayrimenkul ve müşterek konutta bulunan eşyalar, araçlar ve düğünde takılan altınların tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davalı- karşı davacı kadın vekili 04.11.2021 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda fotoğraflara göre belirlenen miktar doğrultusunda 2 adet 22 ayar bilezik toplam 40,00 gram bedeli 16.940,00 TL üzerinden davalarını ıslah ettiklerini, bilirkişi raporunda belirtilen 2 adet 22 ayar bilezik toplam 40,00 gram ziynet eşyasının aynen iadesine, bu mümkün olmadığı takdirde ise ziynet eşyasının bedeli olan 16.940,00 TL'nin yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının eşine ''itoğlu it, eşekoğlu eşek, köpek'' gibi hakaret içerikli sözler sarf ettiği, ortak çocuk ...'ya karşı ebeveyn olmanın gerektirdiği bilinç ve sorumlulukta olmaksızın hakaret ve küfür içerikli nahoş sözler sarf ettiği, ebeveyn olarak çocuğa karşı gerekli ilgi ve özeni göstermediği, şifacı .... isimli kişi ile mesajlaşmak suretiyle güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu; erkeğin ise cimri olması sebebiyle evin ihtiyaçlarını asgari düzeyde karşıladığı, eşine ve çocuklarına harçlık vermediği, eve alınan erzakların tüketilme zamanına ilişkin eşini ve ortak çocukları sorgulayıp hesap sormak suretiyle ekonomik şiddet uyguladığı, ebeveyn olarak çocuklarına ihtiyaç duyacakları sevgi ve ilgiyi göstermediği, ev içerisinde yaşanan hususları ablasına anlatıp, eşi ve çocuklarının görüşünü almak yerine ablasının görüşlerine üstünlük tanıdığı, ablasının evlilik birliktelerine müdahale etmesine sebebiyet verdiği, eşinden ve çocuklarından sürekli hizmet beklediği, evde huzursuzluk yarattığı, eşinin üzerine yürüdüğü hakaret içerikli sözler sarf ettiği, erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu , ziynet eşya davacı kadın altınların varlığını ve kendisinde olmadığını dinletmiş olduğu tanık anlatımları ile şüpheye yer vermeyecek şekilde ispatlayamamış olup son yaşanan olayda kadının olağan üstü şekilde şiddet sebebiyle evden ayrılması söz konusu olmadığı gibi evden ayrılan kişinin erkek olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı boşanma davasının ayrı ayrı kabulü ile 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'nın velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında şahsi ilişki kurulmasına yer olmadığına, ortak çocuk ... için hükmolunan aylık 400,00 TL tedbir nafakasının çocuğun reşit olduğu 02.04.2021 tarihine kadar aynen devamına, çocuk ... yargılama esnasında reşit olduğundan, ... ise mevcut durumda kurum bakım ve gözetimi altında bulunduğundan ortak çocuklar yararına iştirak nafakası takdirine yer olmadığına, kadın için aylık 400,00 TL tedbir ve aylık 700,00 TL yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, kadının ziynet eşya isteminin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kabul edilen nafaka ve tazminatlar ile miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı- karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, asıl boşanma davasının kabulü, nafaka ve tazminat miktarları, ortak çocuk ... için reddedilen iştirak nafakası ve reddedilen ziynet alacağı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, asıl boşanma davasının kabulü, nafaka ve tazminat miktarları, ortak çocuk ... için reddedilen iştirak nafakası ve reddedilen ziynet alacağı yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, ortak çocuk ... yararına iştirak nafakasının yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, asıl boşanma davasının kabulünün usul ve yasaya uygun olup olmadığı, hükmedilen nafakalar ile tazminat miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı, ziynet alacağı isteminin reddinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi,182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 327 inci ve 329, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı- karşı davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Somut uyuşmazlıkta tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı- karşı davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51 inci maddesi hükmü dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı- karşı davacı kadın vekilinin ziynet alacağı davası yönünden temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı- karşı davacı kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası miktarı ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının davalı- karşı davacı kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası miktarı ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönlerinden BOZULMASINA,
3.Davalı- karşı davacının sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.