Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6780 E. 2024/2956 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı ve kadının boşanma talebinin kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı kadının, davalı erkeğin kusurlu davranışlarını kanıtlayamadığı, mahkemece hükme esas alınmayan delillerin sonradan ileri sürülemeyeceği ve ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek, istinaf mahkemesinin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/894 E., 2023/1551 K.

KARAR : Başvurunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Merzifon 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2022/230 E., 2023/57 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; davalı ile 2013 yılında evlendiklerini, iki tane ortak çocuklarının olduğunu, davalının ve davalının ailesinin kendisine fiziksel şiddet uyguladığını, en son dava açılmadan bir ay önce yine fiziksel şiddete maruz kaldığını, ailesinin evine sığındığını, davalının akli dengesinin yerinde olmadığını, bu olaylardan çocukların da etkilediğini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, boşanmalarına ve fer'î taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vasisinin vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacının ailesinin köye ziyarete geldiğini, çocukların biraz yanlarında kalmasını istediklerini bunun üzerine haftasonu için çocukların ve davacının anneanne ve dayısı ile birlikte gittiğini, davacının giderken ailesine beni pazar günü geri getirmeyecekseniz gelmeyeceğim dediğini, sonrasında davacının ailesinin davacının geri dönmesine müsaade etmediğini, davacının çocuklara sağlıklı şekilde bakacak yeterliliğe sahip olmadığını, davacının köyde başka bir erkekle ilişki yaşadığının duyulduğunu, bunun üzerine davacının ailesinin köye çağrıldığını, durumun aile içerisinde kalmasının istendiğini, davanın reddine karar verilmesini, boşanma gerçekleştiği takdirde çocukların velâyetinin davalıya verilmesini, davalı yararına 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası açtığı, davalı erkeğin ve ailesinin davacı kadına fiziksel şiddet uyguladığı vakıalarına dayanıldığı, dinlenen davalı tanıklarının da darp iddialarını inkar ettikleri, bazı tanıkların davalının dilekçesinde belirttiği üzere davacının kendi isteğiyle ailesinin evine gittiğini ve geri dönmediği hususunu doğruladığı, davacı her ne kadar dava dilekçesinde lehine verilen koruma kararından bahsetmiş ise de 6284 sayılı yasa gereğince alınan koruma önlemlerine ilişkin kararlar beyana dayalı olarak delil ve belge aranmaksızın verilmiş olduğundan kusur tespitine esas alınamayacağı, dava dilekçesinde herhangi bir delile dayanmadığı görülmekle; davacı tarafın daha sonradan tanık listesi sunsa da dava dilekçesinde dayanılmayan delillerin hükme esas alınamayacağından değerlendirme yapılmamış, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." şeklinde yer alan hükümler göz önünde bulundurularak davalı erkeğin kusurlu eylemleri nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine, kadın yararına aylık 500,00 TL, çocuklar yararına 300,00'er TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; Sosyal İnceleme Raporunda ortak çocuğun şiddeti doğruladığını, davanın kabulüne kabul verilmesi gerektiğini belirterek kararı istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davacı tarafın istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Sosyal İnceleme Raporunda ortak çocuğun şiddeti doğruladığını, davanın kabulüne kabul verilmesi gerektiğini belirterek kararı istinaf etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olacak nitelikte davalı erkekten kaynaklanan bir geçimsizlik ispat edilip edilmediği, kadının boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,29.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.