"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/144 E., 2022/64 K.
KARAR : Kısmen kabul kısmen ret
Taraflar arasındaki katkı payı ve değer artış payı alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davaların ayrı ayrı kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı kadın vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 04.06.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir..
Belli edilen günde temyiz eden davacı ... vekili Av. ... geldi, Başka gelen olmadı. Gelenin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen 04.06.2024 tarihinde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Birleşen dava yönünden kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Bölge Adliye Mahkemeleri, 5325 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un 25 inci ve geçici 2 nci maddeleri uyarınca kurulmuş ve Adalet Bakanlığının 07.11.2015 tarihli ve 29525 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan kararı uyarınca tüm yurtta 20.07.2016 tarihinde göreve başlamışlardır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 341 inci maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemelerinden verilen nihai kararlar istinaf yoluna tabidir.
Dosyanın incelenmesinde; sadece asıl dava yönünden yapılan inceleme sonucunda Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 03.04.2018 tarih ve 2016/2426 Esas, 2018/10514 Karar sayılı kararı ile asıl dava yönünden kararın bozulmasına karar verildiği, yapılan bozma işleminden sonra davacı kadın tarafından 25.03.2019 tarihinde açılan birleşen davanın işbu dava ile birleştirilmesine karar verildiği, birleşen dava yönünden bir bozma kararı olmadığı ve birleşen dava yönünden 20.07.2016 tarihinden sonra ilk defa nihai karar verildiği anlaşılmaktadır.
Taraf vekillerinin temyizi üzerine dosya Dairemize gelmiş ise de, birleşen dava hakkında 20.07.2016 tarihinden sonra ilk defa 23.11.2022 tarihinde nihai karar verildiğinden Mahkemece verilen karar istinaf incelemesine tabi olup Bölge Adliye Mahkemesince istinaf incelemesi yapılması gerektiğinden, ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmek üzere birleşen dava yönünden dosyanın Mahkemesine geri çevirilmesine karar vermek gerekmiştir.
Taraf vekillerinin asıl dava yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin evlilik birliği boyunca stilist olarak çalışıp elde ettiği geliri davalı kocasına verdiğini, davalının işletmiş olduğu sürücü kursunun müvekkilinin ailesinin yardımı ile faaliyete geçtiğini, müvekkilinin bu kursun işletilmesinde davalıyla birlikte ortak olarak çalıştığını, kursun kurulumunda gerekli olan araçlardan ... ve ... plaka sayılı araçların davalının ailesi tarafından satın alınıp davalı adına tescil edildiğini, müvekkilinin katkısı ile satın alınan ..., ..., ..., ..., ... plaka sayılı araçlar ve sürücü parkuru olarak kullanılan 208 parsel sayılı taşınmaz ile 1280 ada 1 parsel 36 nolu bağımsız bölüm ile Bahçelievler ve ...'de bulunan taşınmazların davalı adına tescil edildiğini belirterek; mal rejiminin tasfiyesi ile, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla malların edinilmesine ve iyileştirilmesine müvekkili tarafından yapılan şimdilik 10.000,00 TL'nin yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve etmiştir.
2. Davacı kadın vekili 09.01.2012 tarihli dilekçesinde; taşınmaz ve araçların toplam değerinin 408.000,00 TL olduğunu ve müvekkilinin katkısı bulunduğunu belirterek müvekkilinin malların edinilmesi, korunması ve iyileştirilmesindeki katkıları nedeniyle toplam değerin 1/2'si olan 204.000,00 TL'nin tahsilini talep etmiştir.
3. Davacı kadın vekil 13.03.2012 tarihli (10) nolu celsede; taşınmaz ve araçların edinilmesinde müvekkilinin çalışarak katkısı bulunduğundan ıslah dilekçesiyle istenen miktarın tamamının katkı payı olarak istediklerini bildirmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davacının ve ailesinin taşınmaz ve araçların alımında herhangi bir katkısının bulunmadığı ve malların mal ayrılığı döneminde edinildiğini belirterek; davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 13.03.2012 tarih ve 2009/1117 Esas, 2012/180 Karar sayılı kararı ile, katkı payı alacağı yönünde on yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı, katılma alacağı yönünden bir yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu; davalının 01.01.2002 tarihinden sonra edindiği malların dava konusu dışında olduğu; davalının üzerine tescilli mallardan sadece Çatalca'daki taşınmazın taraflar arasında mal ayrılığı rejiminin yürürlükte olduğu tarihte edinildiği, davacının fiili evlilik süresince tekstil sektöründe stilist olarak çalıştığı gibi işsiz kaldığı dönemlerde de davalıya ait sürücü kursunda idari personel olarak çalıştığı; davalının aile reisi olarak eşinin ve çocukların tüm giderlerini de karşılama görevi bulunduğu, hakkaniyet kuralı uyarınca davacının muhtemel karar tarihi olarak belirlenen ve karar tarihine en yakın tarih olan 22.11.2011 tarihi itibari ile 45.000,00 TL değerinde bulunan söz konusu taşınmaza yaptığı katkıya karşılık 29.250,00 TL olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüyle, davacının edinilmiş mallara katılma alacağı yönünden ve artık değer yönünden karar verilmesine yer olmadığına, 29.250,00 TL'nin, 10.000,00 TL'sinin dava tarihinden itibaren, kalan kısmının ıslah tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 16.05.2013 tarih ve 2013/6757 Esas, 2021/7297 Karar sayılı kararı ile, dava dilekçesinin içeriği, davacının ıslah dilekçesi ve 13.03.2012 tarihli celsedeli beyanları ve taşınmaz ve araçların edinme tarihine göre davanın mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen mallara yapılan katkı payı alacağı ve değer artış payı alacağı istemine ilişkin olduğu; ..., ... ve ... plakalı araçlar boşanma dava tarihinden sonra, başka bir deyişle taraflar arasındaki mal rejimi sona erdikten sonra satın alınarak davalı adına tescil edildiğinden eldeki mal rejiminin tasfiyesine konu olamayacağından davacı kadın vekilinin işbu araçlara yönelik temyiz itirazlarının reddine; ... plaka sayılı araç 21.04.2000, ... plaka sayılı araç 12.01.1999 tarihinde mal ayrılığı rejimi sırasında, 1280 ada 1 parsel 15.12.2004, ... plaka sayılı araç 08.06.2004, ... ve ... plaka sayılı araçlar 01.09.2006 ve ... plaka sayılı araç 30.05.2003 tarihinde edinilmiş mallara katılma rejimi sırasında edinildiği, stilist olarak çalışan ve gelir elde eden davacının 01.01.2002 tarihi öncesinde edinilen araçlar bakımından katkısının ve 01.01.2002 tarihinden sonra edinilen taşınmaz ve araçlar bakımından ise, 01.01.2002 öncesi biriktirdiği kişisel maldan kaynaklanan ve 01.01.2002 sonrası edinilen edinilmiş mallara yönelik katkısının bulunması halinde değer artış payı alacağının bulunduğunun kabulü gerektiği, 10 yıllık zamanaşımı süresinin de dolmadığı belirtilerek taraf delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek davacı kadın vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemenin 16.10.2015 tarih ve 2013/813 Esas, 2015/780 Karar sayılı kararı ile, Çatalca'daki taşınmaz yönünden verilen karar taraflarca temyiz edilmediğinden kesinleşmiş olduğu; ..., ..., ... plakalı araçlar yönünden verilen ret kararına karşı yapılan temyiz incelemesi sonunda temyiz dilekçesinin reddine karar verildiğinden ret kararın da kesinleşmiş olduğu; ..., ... plakalı araçların satıldığı ve davalının elinden çıktığı, davalının sürücü kursu işleticisi olduğu, kurs öğrenimi sırasında söz konusu araçların her zaman bozulması ve hasar görmesi mümkün olup işyeri niteliği itibari ile bu araçların satılarak yerine yenilerinin alınması veya işletme içinde başka türlü değerlendirilmesi hayatın olağan akışına uygun olduğu, ... ve ... plakalı araçların da aynı nedenlerle hurdaya çıkarılması işletmenin niteliği itibariyle hayatın olağan akışına uygun olduğundan bu araçların elden çıkması veya hurdaya ayrılması mevcudu eksiltmek amacını taşımadığından bu araçlar yönünden davanın reddine karar verildiği; ... plakalı aracın 16.01.2015 tarihli keşif tarihi itabiriyle değerinin 11.000.00 TL olduğu, işbu aracın 25.04.2000 tarihinde edinildiği, davacının evlilik süresinde çalıştığı ve gelirinin bulunduğu, işbu araç yönünden davacının katkı alacağının 3.300.00 TL olarak belirlenmesinin uygun görüldüğü; ... plakalı aracın 16.01.2015 tarihi itibariyle değerinin 25.000.00 TL olduğu, aracın taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde alındığı ve davacının artık değere alacağının 12.500.00 TL olduğu; Başakşehir'deki taşınmazın da edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olduğu dönemde alındığı, davalı tarafından 23.10.2007 tarihinde satıldığı, bu tarih itibariyle değerinin 265.000.00 TL olduğu, davacının artık değer alacağının ise 132.500.00 TL olduğu gerekçesiyle; Çatalca'daki taşınmaz ile ..., ..., ... plakalı araçlar yönünden verilen kararlar kesinleştiğinden işbu mallar yönünden karar verilmesine yer olmadığına, ... ve ... plakalı araçların mevcudu eksitmek kastı ile satmadığı ve ... ve ... plakalı araçların hurdaya çıkmasının hayatın olağan akışına uygun olması nedeni ile işbu mallara ilişkin davanın reddine, ... plakalı araç yönünde 3.300,00 TL katkı payı alacağının, ... plakalı araç yönünde 12.500,00 TL katılma alacağının ve Başakşehir'deki taşınmaz yönünde de 132.500,00 TL katılma alacağının toplamı olan 158.100,00 TL alacağın ıslah tarihi olan 10.01.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin istemlerin reddine yönelik verilen karara karşı süresi içinde davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 03.04.2018 tarih ve 2016/2426 Esas, 2018/10514 Karar sayılı kararı ile, davacının bozma ilamın da işaret edildiği üzere gerek dava dilekçesinde gerek yargılamanın devamında katkı payı ve değer artış payı alacağı talep ettiklerini belirttiği, bozma ilamına uyulmakla bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak doğduğu, davanın katkı payı ve değer artış payı alacağı istemine ilişkin olduğu, Mahkemece, davacı tarafından talep edilmediği halde eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen araçlar ve taşınmaz yönünden artık değere katılma alacağı hususunda değerlendirme yapılıp yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu; katkı payı alacağına konu 1999 yılında edinilen ... plakalı aracın mal rejimi sona erdiği boşanma dava tarihi olan 17.03.2008 tarihinde mevcut olup bu tarihten beş sene sonra 14.08.2013 tarihinde hurdaya ayrıldığı,. Mahkemece işbu araç yönünden mal rejimi sona erdiği tarih itibariyle durumu gözetilip davanın açıldığı tarihteki değeri üzerinden davacı lehine tespit edilecek katkı payı alacağına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde aracın hurdaya ayrıldığı gerekçesiyle talebin reddi karar verilmesi hatalı olduğu belirtilerek davacı kadın vekili ve davalı erkek vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile hükmün bozulmasına, davacı kadın vekili ve davalı erkek vekilinin bozma kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
1. Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, asıl dava yönünden; Çatalca'daki taşınmaz ile ... plakalı araç yönünden kararın kesinleştiğini, ... plakalı araca yönelik olarak yargılamanın devam ettiğini; ... plakalı aracın davalı adına 12.01.1999 tarihinde tescil edildiği, mal rejimi sona erdiği boşanma dava tarihinde davalının mal varlığı içerisinde mevcut olduğu, bozma kararı uyarınca aracın mal rejiminin sona erdiği 17.03.2008 tarihinde durumu, yaşı hasarlı olup olmadığı vesair değerine etki eden nitelikleri dikkate alınarak işbu nitelikteki aracın dava tarihi olan 25.08.2009 tarihindeki değerinin 10.000,00 TL olarak tespit edildiği, tarafların gelirleri tam olarak tespit edilemediği, bu nedenle gelir ile katkı hesaplaması yapılamadığı, hakkaniyet ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkeleri uyarınca halin mutat cereyanı ve tarafların mali durumlarına göre % 65 katkı payı oranına göre 6.500,00 TL katkı payı alacağı olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile; 6.500,00 TL katkı payı alacağının 07.06.2010 boşanma kararı kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile (ıslah dilekçesi talep gibi) tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine (197.500,00 TL) karar verilmiştir.
2. Birleşen dava yönünden; birleşen davanın kısmen kabulü ile, 86.000,00 TL katılma alacağının karar tarihinden yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine (84.500,00 TL) karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; asıl davada tasfiye konusu mallara yönelik Mahkememin farklı tarihlerde verdiği karar ile bir kısmı kesinleşmiş olduğundan ve farklı tarihlerde verilen karar da Yargıtay tarafından farklı gerekçeler ile bozulduğundan tasfiye konusu tüm mallar açısından verilen tüm kararların net ve belirli şekilde hüküm kısmında belirtilmesi gerektiğini, gerekçede her ne kadar Çatalca'daki taşınmaz ve ... plakalı araç için bozma kararları sonrasında daha önceden verilen kararların kesinleştiğini belirtilmiş ise de hüküm kısmında belirtmediğini, bu durumun hükmün icra edilebilirliğini ortadan kaldırdığını, hükmün bir bütün halinde icra edilebilmesi için Çatalca'daki taşınmaz ve ... plakalı araç yönünden daha önceden verilen ve kesinleşen kararların da hüküm kısmında belirtilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; davanın tümden reddine karar verilmesi gerektiğini, bozmaya uygun hesaplama yönteminin uygulanmadığını, aracın değerinin bozmaya uygun belirlenmediğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, katkının ispatı, katkı payı alacağı, hükmün kuruluş şekli, bozmaya uygun işlem yapılıp yapılmadığı ve usuli kazanılmış hak noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı ve değer artış payı alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ıncı maddesi, 31 inci maddesi, 33 üncü maddesi, 176 ve devamı maddeleri, 190 ıncı maddesi, geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un (1086 sayılı Kanun) 4 üncü maddesi, 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü maddesi 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 227 inci maddesi; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 152 nci maddesi, 153 üncü maddesi, 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 52 nci maddeleri, 646 ncı maddesi; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarih ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olduğu ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragraflar dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. 6100 sayılı Kanun'un 26 ıncı maddesi uyarınca, hakim, tarafların talep sonucu ile bağlı olup, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Ayrıca, aynı Kanun'un 297 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca da, hükmün sonuç kısmında her bir talep hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmalı ve taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
3. Vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtay’ın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan hukuk mahkemesi, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Mahkeme, bozma kararından dönerek direnme kararı veremeyeceği gibi, hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da yeni bir hüküm kuramaz. Bu müesseseye usuli müktesep hak veya usule ilişkin kazanılmış hak denir. Usuli müktesep hak, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiş, usul hukukunun ana ilkelerindendir ve kamu düzeni ile ilgilidir. Açıkça bozmaya uyulmasına karar verilmesiyle, taraflardan birisi yararına usule ilişkin kazanılmış hak doğar. Bundan sonra mahkemenin yapacağı iş, bozma kararı uyarınca ve o doğrultuda işlem yapmak ve gerekli kararı vermekten ibarettir. Kural olarak, hakim ara kararından dönebilirse de, bozmaya uyulmasına ilişkin karar bunun istisnalarındandır. Farklı anlatımla; bozma kararına uyan Mahkeme, bununla bağlıdır.
4. Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir (Prof. Dr. Baki Kuru, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak), Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, No 351, 1974, s. 395 vd.).
5. Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca taraf vekillerinin temyiz itirazlarının incelemede; Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 03.04.2018 tarihli kararında hükmün sadece tasfiye konusu araçlar yönünden talebin katkı payı ve değer artış payı alacağı olduğu belirtilerek talep dışından artık değere katılma alacağı verilemeyeceği ve tasfiye konusu ... plakalı araç yönünden de katkı payı alacağı hükmedilmesi gerektiği belirtilerek asıl dava yönünden kararın bozulmasına karar verildiği, bozma kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine karar verildiği, bozma kapsamı dışındaki talepler yönünden açıkça onama kararı bulunmadığı anlaşılmaktadır. O halde, Mahkemece, bozma ilamına uyulduğuna göre, infazda tereddüt oluşmaması ve bozma kapsamı dışında kalması yolu ile taraflar lehine oluşan usuli kazanılmış hak oluştuğu da gözetilerek davacının asıl davada artık değere katılma alacağı ve bozma kapsamı dışında kalan katkı payı alacağı yönünden de yeniden hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde sadece bozma kapsamındaki yönlerden karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
Ne var ki, yukarıda belirtilen bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Birleşen Dava Yönünden
Birleşen dava yönünden istinaf incelemesi yapılması için ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmek üzere dosyanın Mahkemesine GERİ ÇEVİRİLMESİNE,
B. Asıl Dava Yönünden
1. Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile, Mahkeme kararının hüküm fıkrasının [A) 1-] nolu bendinde yer alan “... Fazla talebin REDDİNE (197.500,00 TL), ...” ibaresinin çıkarılarak yerine, [A) 1-] nolu bendine ikinci paragraf olarak “... Tahsilde tekerrür olmaması şartıyla infazda tereddüt oluşturmaması için usuli kazanılmış hak gözetilerek davacının Çatalca'daki taşınmaz yönünden 29.250,00 TL katkı payı alacağının 10.000,00 TL'sinin dava, kalan miktara ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, ...” ibaresinin yazılması; [A) 1-] nolu bendine üçüncü paragraf olarak “... Tahsilde tekerrür olmaması şartıyla infazda tereddüt oluşturmaması için usuli kazanılmış hak gözetilerek davacının ... plakalı araç yönünden 3.300,00 TL katkı payı alacağının ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, ...” ibaresinin yazılması; [A) 1-] nolu bendine dördüncü paragraf olarak “... Davacının Çatalca'daki taşınmaz ile ... ve ... plakalı araçlar dışındaki değer mallara yönelik değer artış payı ve katkı payı alacağı talebinin reddine, ...” ibaresinin yazılması; [A) 1-] nolu bendine beşinci paragraf olarak da “... Davacının işbu davada artık değere katılma alacağı talebi bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, ...” ibaresinin yazılması suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde asıl dava yönünden karar düzeltme yolu açık olmak üzere,04.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.