Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6812 E. 2024/3582 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davalarında evlilik birliğinin temelden sarsılıp sarsılmadığı, kusur durumu ve fer'i taleplerin hüküm altına alınıp alınmayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki delillerin ve taraf beyanlarının evlilik birliğinin temelden sarsıldığını ispatlamaya yeterli olmadığı, usul ve yasaya uygunluk gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/556 E., 2023/1342 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/491 E., 2021/861 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve fer'îleri talepli davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı- karşı davalı kadın vekili ve davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- karşı davalı kadın ve davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; erkeğin psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, erkeğin ve ailesinin sürekli küçük düşürücü onur kırıcı hakaretlerde bulunduğunu, ikinci çocuğun otizmli olmasının kadının suçuymuş gibi kadına hakaretler etmesi ve kötü davrandığı, son iki yıldır çocuklarıyla ilgilenmediği, eve geç saatlerde geldiğini bazen hiç gelmediğini, iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak her iki çocuk için aylık 1.000,00'er TL tedbir-iştirak ve lehine 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, nafaka tutarının her yıl ÜFE-TÜFE oranın da arttırılmasına, 50.000,00 TL maddî tazminat ile 50.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, evlilik birliği içerisinde alınan araç ve tapu kayıtlarının bedellerinin bilirkişi marifetiyle tespit edilerek sonradan ıslah edilmek üzere şimdilik 30.000,00 TL değer artış ve katılım payı alacağının erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; açılan davayı ve dava dilekçesinde hususları kabul etmediğini, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, tarafların geçimsizliğine sebep olan tarafın davacı- karşı davalı kadın eş olduğunu, evlilik birliğinin kendisine yüklediği görev ve sorumlulukları yerine getirmediği, aynı yatağı paylaşmadığını, müşterek konutu terk ettiğini, erkeğin çocuklarına olan sevgisinden ötüre eşine eve dönmesi için ikna etmek istediğini, ancak karşı tarafın evine dönmediğini, davacı- karşı davalı eşin çoğu zaman uykulu ve depresif bir hal içinde olduğunu, bu halin erkeği telaşlandırdığını, daha sonra evde bir takım anti-depresan etkili ilaçlar bulduğunu ve bu durumu davacı- karşı davalı eşe sorduğunda, eşinin bu ilaçları kullandığını öğrendiğini, erkeğin bu süreçte eşine destek olmaya çalışmasına rağmen bu çabalarının yanıtsız kaldığını, mutfak dolabının üstünde davacı- karşı davalı eşe ait defterde, davacı- karşı davalı eşin intihar edeceği ile ilgili yazılar görüp, davacı- karşı davalı eşi bu fikirden vazgeçirmeye çalıştığını, psikolog ile tedavi olabileceğini, maddî boyutunu düşünmemesi gerektiğini söylemesine rağmen davacı- karşı davalı eşin erkeğin bu önerisine olumsuz yanıt verdiğini, düğün yapmadıkları için ziynet takılmadığını, ortak çocuğa takılan takıları bile davacı- karşı davalının annesinin borcu yüzünden davacı- karşı davalının annesine verildiğini savunarak ve iddia ederek asıl davanın reddine 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile yatılı olarak kişisel ilişki kurulmasını, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın kadından alınarak erkeğe verilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesine göre boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin ortak yaşamın sürdürülmesi eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerektiği, davacı karşı davalı vekili tarafından dava dilekçesinde tanık deliline dayanılmış olmasına rağmen süresi içerisinde tanık isim ve adresleri bildirilmediği sonrasında ise davalı vekilinin muvafakat vermemesi nedeniyle 14.09.2021 tarihli celsede hazır edilen tanıklar dinlenmediği, davacı- karşı davalı tarafından iddialarını ispata yarar başkaca bir delil de bildirilmediği için erkeğe yüklenebilecek bir kusurun tespit edilemediği, dinlenen davalı karşı davacı erkek tanığının beyanları, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan evlilik birliğinin temelinden sarsılması durumunu kabule elverişli olmayan, soyut anlatımdan ibaret beyanlar olduğu, tanık tarafından kadının erkeğe hakaret ve küfürler savurduğu beyan edilmiş ise de bu olayın ve 3-4 yıl öncesine ilişkin olması ve sonrasında evliliğin devam etmesi sebebiyle, davalı- karşı davacı tarafından affedilmiş olduğu bu sebeple bu hususta kadına yüklenebilecek bir kusurun tespit edilemediği, erkek vekilinin 08.09.2020 tarihli dilekçe ekinde sunmuş olduğu bir kısım mesaj çıktılarının dilekçeler aşamasında bu yönde bir iddia bulunmaması nedeniyle delillerin değerlendirilmesinde dikkate alınmadığı, boşanma davasının açılması ile ayrı yaşamaya hak kazanan kadın ve anne yanında yaşadığı sabit olan ortak çocuklar lehine kararın kesinleşmesine kadar geçerli olacak şekilde bir miktar tedbir nafakasına hükmedildiği gerekçesi ile asıl davanın ve karşı davanın reddine kadın ve ortak çocuklar lehine hükmedilen tedbir nafakalarının karar kararın kesinleşmesine kadar devamına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde kadın vekili ve erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; tanıklarının dinlenmemesinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kendi davasının reddi yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin temelden sarsıldığını, tanık beyanlarına Mahkemece itibar edilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kendi davasının reddi yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, hükmün usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine ve usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde kadın vekili ve erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; süresinde tanık listesi sunamadıklarını, tanıklarının hazir edildiği ilk duruşmada tanıklarının dinlenmemesinin 6100 sayılı Kanun'un 243 üncü maddesine aykırı olduğunu, ilk duruşmaya mücbir sebepten dolayı katılınmadığını ileri sürerek kararın kendi davasının reddi ve eksik inceleme yönlerinden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin temelden sarsıldığını, tanık beyanlarına Mahkemece itibar edilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kendi davasının reddi yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma ve fer'îleri davalarında taraflar arasında evlilik birliğinin temelden sarsılmasına neden olacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte geçimsizlik ispat edilip edilmediği, davaların kabulü koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, eksik inceleme ve usul hatası olup olmadığı, süresinde tanık listesi sunmayan tarafın 4 üncü celsede hazır ettiği tanıklarının dinlenip dinlenmeyeceği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 243 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının ...'ya yükletilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden ...'a yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,16.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.