"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/611 E., 2023/1497 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 5. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/135 E., 2021/908 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ile dilekçesinde; tarafların 2004 yılında evlendiklerini, bu evlilikten iki çocuklarının olduğunu, davalının müvekkile karşı toplum nezdinde rencide edici tavırlar sergilediğini, iş toplantısında müvekkile herkesin önünde bağırarak aşağılamış "sen insanların kölesi misin?" dediğini, davalının müvekkile destek olmadığını, müvekkilin babasının vefat ettiğini, bu nedenle ağır bir depresyona girdiğini, davalının müvekkilin yanında olmadığını, davalının müvekkile karşı çok kez çocuk yetiştirmekte iyi değilsin dediğini, çocuk bakma kapasitesinin olmadığını söylediğini, müvekkilin yaptığı yemekler için bu kadar mı yemek var başka bir şey yok mu gibi ifadeler kullandığını, çocukların anneleri için doğru olmayan bir algı yaratmaya çalıştığını, evde huzursuz olduğunu, müvekkili maddî olarakta zor duruma soktuğunu bu nedenle tarafların boşanmalarına ortak çocukların velâyetinin müvekkile verilmesini, çocukların her biri için 1.500,00 TL den toplam 3000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini, 70.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak müvekkile verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap ve ikinci cevap dilekçesinde; tarafların evlilik birliğinden önce şirket kurduğu evlendikten sonra davacıya hisse devri yapıldığı, şirkete ilişkin tüm hesap ve kontrollerin müvekkil tarafından yapıldığı, 2013 yılında davacının hisselerini kendi üzerine aldığı ve 2016 yılında şirketin faaliyetine son verdiği, davacının babasının vefatı üzerine annesinin iki buçuk yıl taraflar ile ortak konutta yaşadığı, davacının annesinin ciddi anlamda alkol problemi olduğu, çocukların yanında alkol kullandığı, çocukları olumsuz etkilediği ve bu durum nedeni ile tartışma başladığı, davacının annesinin yanında yer alarak davalıdan evi terk etmesi istendiği, davacının odasını ayırdığı, hem davalı hem de çocuklar ile ilgilenmediği, davacının annesinin evin düzenine karıştığı ve çocuklara kızdığı, davacıya olumsuz söylemlerde bulunmadığı, annelik duygularını zedelemediği, küçük düşürmeye yönelik davranışlarda bulunmadığı, sağlık durumunun bozulmasına sebebiyet vermediği, davacının annesinin evde yaşamaya başlaması ile birlikte yemeklerin dışarda yendiğini, çocuklarının eğitim masraflarına katıldığı, evi terk etmek zorunda kaldığı ve iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminat talebinin haksız olduğunu, boşanmak istemediğini davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların 13.08.2004 tarihinde evlendikleri, dinlenen tanıklar tarafların 2,5-3 yıldır ayrı yaşadıklarını, birinin Kemer'de birinin Antalya'da yaşadığını, turizm işi ile uğraştıklarını, davacının ev hanımı olduğunu, davalının emekli olduğunu, tarafların herhangi bir kavgalarına şahit olmadıklarını, davacının annesinin taraflarla bir arada sürekli olarak kalıp kalmadığını bilmediğini, tarafların aralarındaki sıkıntının ne olduğunu tam olarak söylemediklerini, tarafların evlilik birliği içinde 3 ev bir arsa aldıklarını, bu taşınmazların bir tanesinin satıldığını iki evin davacının üzerine kayıtlı olduğunu, arsanın davalının üzerine kayıtlı olduğunu, arsa alınırken davacının katkısının olmadığını, kongre işlerinde davacının davalıya yardımcı olduğunu, taraflar arasında herhangi bir anlaşmazlığa tanık olmadıklarını beyan ettikleri, dinlenen tanıklar ve dosyadaki belgeler incelenmiş olup tarafların arasında evlilik birliğinin sonlanmasına neden olabilecek bir olayın olmadığı, davacının iddialarını kanıtlayamadığı gerekçesi ile davacının davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın istinaf dilekçesinde özetle; davacı kadın vekili, davanın kabulüne karar verilmesi yönlerinden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, usul ve yasaya uygun olan hükme yönelik yerinde bulunmayan istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili, tarafların ayrı yaşadıklarını, mahkeme kararlarının gerekçeli olması gerektiği, erkeğin birlik görevini yerine getirmediğini, taraflar arasında iletişimin olmadığı, eksik incelemeye dayalı karar verildiği, kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında usul yönünden hatalı yargılama yapılıp yapılmadığı, eksik inceleme ile karar verilip verilmediği, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte davalı erkekten kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 6100 sayılı Kanun'un 140 ıncı, 147 nci, 184 üncü, 186 ncı, 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,06.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.