"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/327 E., 2023/928 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gümüşhacıköy Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/147 E., 2022/163 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
İlk Derece Mahkemesi kararı, davalı-davacı erkek tarafından istinaf edilmemiş, Bölge Adliye Mahkemesince de kusur belirlemesi yönünden yeni bir hüküm kurulmamış olup davalı-davacı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi yönünden istinaf edilmeyerek kesinleşmiştir. Bu nedenle davalı-davacı erkek vekilinin, istinaf edilmeyerek kesinleşen bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Kadın vekilinin tüm, erkek vekilinin reddedilen yön dışındaki itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların ayrı evi bulunmasına rağmen erkeğin her sabah işe giderken kadını erkeğin ailesinin evine bıraktığını, erkeğin ailesinin kadına sürekli aşağılayıcı tavırda bulunduğunu, erkeğin bu duruma sessiz kaldığını, kadına hakaretler ettiğini, erkeğin ailesinin kadını evden kovduğunu, erkeğin de kadını baba evinin önüne bıraktığını, 1,5 yıl geçmesine rağmen arayıp sormadığını belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyası alacağı davasının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, evlilikten bir hafta sonra kadına kanser teşhisinin konduğunu, erkeğin kadına bakmaları için kadını ailesinin yanına bıraktığını, kadının eve misafir kabul etmediğini, erkeğin ailesini ortak konuta almamak için bahaneler ileri sürdüğünü, kadının son olayda erkeğin annesine hakaret ettiğini, kadını yemeğe çağıran erkeğin annesine "yemeyeceğim anlamıyor musun, adam olan bir kere söyleyince anlar" demek suretiyle hakaret ettiğini, erkeğin annesinin de tepki vermesi ile tartışma yaşandığını, kadının kendi ailesini arayarak erkeği ve annesini şikayet ettiğini, ertesi gün kadının "siz adam değilsiniz, ben gideceğim" dediğini, erkeğin olayların büyümemesi için kadını ailesinin evine bıraktığını, zor zamanında erkeğe destek olmadığını, evlenmeden önce geçirdiği rahatsızlıkları ve ameliyatları gizlediğini, boşanmak istediğini söylediğini belirterek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin bağımsız konut temin etmediği, taraf beyanlarından ayrı evleri olduğu dönemde kadını kendi ailesiyle birlikte yaşamaya zorladığı, kadını baba evine bıraktığı, sonrasında da arayıp sormadığı; kadının ise erkeğin ailesine yeterli saygıyı göstermediği "sen adam mısın "demek suretiyle hakaret ettiği, erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına hükmedilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinde artırılarak 500,00 TL'ye çıkarılmasına, yoksulluk nafakası olarak devamına, 5.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadının ziynet alacağı davasının ara karar ile tefrikine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kadının kusurunun bulunmadığını, hükmedilen yoksulluk nafakası ve manevî tazminatın miktarının az olduğu, karşı davanın reddi gerektiği belirterek karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen yoksulluk nafakası ve manevî tazminatın miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına göre kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile manevî tazminatın miktarının az olduğu gerekçesiyle kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, kadın yararına aylık 1000,00 TL yoksulluk nafakasına, 30.000,00 TL manevî tazminata, sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarlayarak karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen yoksulluk nafakası ve manevî tazminatın miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının ağır kusurlu olduğu, erkeğin asgari ücret ile çalıştığını, ekonomik durumu göz önüne alınmadan yoksulluk nafakası ve manevî tazminata hükmedilmesinin haksız olduğunu belirterek kusur belirlemesi, hükmedilen yoksulluk nafakası ve manevî tazminat yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşı davanın kabulü ile kadına yüklenen kusurların dosya kapsamına uygun olup olmadığı, erkek tarafından kadın yararına manevî tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilme şartları istinaf edilmeyerek kesinleşmiş ise de kadın yararına hükmedilen manevî tazminat ve yoksulluk nafakasının miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1.Davalı-davacı erkeğin kusur belirlemesine yönelik temyiz dilekçesinin istinaf edilmeyen yön temyiz edilemeyeceğinden REDDİNE,
2.Davacı-davalı kadının tüm, davalı-davacı erkeğin diğer hususlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,10.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.