"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/947 E., 2023/1784 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Denizli 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/742 E., 2022/62 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin başvurusunun esastan reddine, kadının başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin kadına "sen benimle çocuk sahibi olmak için evlendin, beni kullandın" dediğini, bu şekilde psikolojik şiddet uyguladığını, tarafların ortak konutunun kadının babasına ait olduğunu, erkeğin evin kiracısı tarafından ödenmesi gereken gidere katlanmadığını, kadının bu ödemeleri hep babasından istemek zorunda kaldığını, erkeğin kadının ailesinin ve çevresinin yanında kötü şakalar yaparak kadını zor durumda bıraktığını, sürekli evi terk edip geri döndüğünü, kadına" delirdin sen, kafayı yedin, sus konuşma, git otur" şeklinde hakaret ettiğini, en son 24.11.2020 tarihinde erkeğin sürekli evi terk ettiği, hakaretlerde bulunduğu iddiasıyla uzaklaştırma kararı alındığını, erkeğin evlilik sorumluluklarını yerine getirmediğini, evin giderlerini karşılamadığını, kadının hastalığı ile ilgilenmediğini, kadının ailesine kötü sözler söyleyerek beddualarda bulunduğunu, kadına "en yakınlarınla sınanırsın inşallah" dediğini belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına aylık 1.000,00TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatıa karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; erkeğin geliri belli olmasına rağmen kadının isteklerinin artmaya başladığını, kadının lüks ihtiyaçlarını karşılayamadığını, erkeğin rızası olmamasına rağmen kadının ailesinden maddî destek almaya başladığını, erkeğin de ailesinden maddî destek alması için baskı uyguladığını, kadının erkeği sürekli evden kovduğunu, taraflar arasında yaşanan son olayda erkeğin kötü bir sözü ya da davranışı olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına karşı "kafayı yemiş, delirmiş, bu nasıl anne" şeklinde aşağılayıcı söylemlerinin olduğu, evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, kadının sosyal yaşantısını kısıtladığı, sık sık evi terk ederek evlilik birliğinin yükümlülüklerinden kaçındığı, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının kusurunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 350,00TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 400,00TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 40.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakasının miktarlarının düşük olduğunu belirterek iştirak ve yoksulluk nafakasının miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; erkeğin kusurunun bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kararın gerekçesiz olduğunu, hükmedilen tüm nafakalar ve tazminatların haksız olduğunu ayrıca erkeğin gelir durumunun bu miktarları ödemek için elverişli olmadığını, kadının erkeği evden kovduğunun tanık beyanları ile ispatlandığını, aleyhe hükmedilen vekâlet ücretinin de haksız olduğunu belirterek davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakaları ile tazminatlar, vekâlet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kadının ihtiyaçları, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakasının miktarının az olduğu gerekçesiyle kadının iştirak ve yoksulluk nafakalarının miktarına yönelik istinaf talebinin kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 750,00TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00TL yoksulluk nafakasına, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarına ek olarak erkeğin 05.09.2022 tarihinden beri çalışmadığını, işsizlik ödeneği aldığını, özel sektörde çalıştığından iş bulmasının zor olduğunu, istinaf incelemesiyle iştirak ve yoksulluk nafakalarının artırılmasının hatalı olduğunu belirterek davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakaları ile tazminatlar, vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü ile kadın yararına tazminat ve nafaka, ortak çocuklar yararına nafaka verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, hükmedilen vekâlet ücretinin hatalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi,174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,10.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.