"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/665 E., 2023/1245 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Tokat Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/770 E., 2022/875 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; taraflar arasındaki anlaşmazlığın temelinde erkeğin ailesinin etkisinde kalarak kadına psikolojik şiddet uygulaması olduğunu, erkeğin annesinin her ziyaretinde tartışma çıkardığını ve kadına bağırdığını, bunun üzerine erkeğin küserek yatağının ayırdığını, en sonunda erkeğin kadına ailesinden özür dilettirdiğini, bu durumun yıllarca tekrarlandığını, fiziksel şiddet uyguladığını, kadının maaş kartının yıllarca erkekte olduğunu, kadın maaş kartını geri alınca erkeğin giderlerin bir kısmını karşılamaya başladığını, erkeğin kadının ailesine sürekli olarak "kızınızı istemiyorum, tayin istesin gitsin" dediğini, ortak araca bindirmediğini, kadının toplu taşıma aracı kullandığını, son 3 yıldır ayrı yataklarda yattıklarını, kadını bir tartışmada evden kovup ancak para vermesi şartıyla eve gelebileceğini belirttiğini, kadının da para vererek eve geri döndüğünü, 3 aydır ayrı evlerde yaşadıklarını belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaların yıllık ÜFE oranında artırılmasına, yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatıa karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, kadının erkeğin ailesine karşı sevgi ve saygı göstermeyip araya mesafe koyduğunu, bu nedenle erkeğin annesi ve kardeşinin 10 yıldır ortak konuta gelmediğini, kadının her tatilde ailesinin yanına gidip uzun süreler kalarak erkeği yalnız bıraktığını, erkeğe ve çocuklara ilgi ve özen göstermediğini, 2018 yılında erkeğin ameliyat olması gerektiğinde erkeğe bakamayacağını söylediğini, ortak çocuğun doğumunda takılan altınları erkeğin haberi olmadan ailesine verdiğini, sonra da ailesinin kadına araba aldığını, ailesinin araba alacak durumunun olmadığını, kadının erkeğe ve çocuklara karşı menfi tavırları ile huzursuzluk çıkarması nedeniyle 2020 yılı Eylül ayında erkeğin evi terk ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ortak konutun fatura ve kira bedellerine katkıda bulunmamak sureti ile evin ihtiyaçlarıyla ilgilenmeyen, küçük düşürücü sözler söyleyen, fiziksel şiddet uygulayan, maddî yönden kadına psikolojik baskı yapan erkeğin ağır kusurlu, erkeğe rızasını almadan birikimlerini ailesine veren, tatillerde uzun süre ailesinin yanında kalıp erkeği yalnız bırakan, hastalığında erkek ile ilgilenmeyen kadının hafif kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve 1.000,00 TL iştirak nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, yasal faizi ile birlikte 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası ve tazminatlar ile ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasının miktarıları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası ile tazminatlar, ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğe yüklenen şiddet vakıası ispatlanamadığından çıkartılması gerektiği, yine erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının miktarının az olduğu gerekçesiyle erkeğin kusur belirlemesi, kadının ise tazminatlar ile iştirak nafakasının miktarına yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, kararın gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin tam kusurlu olduğunu, hükmedilen tazminatların miktarının az olduğunu, istinaf aşamasında da vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek kusur belirlemesi, hükmedilen tazminatların miktarı ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin kusurunun bulunmadığını, davanın reddi gerektiğini, kadın ve ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakasının haksız olduğunu, kadının taleplerinin kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş olmakla lehe vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, hükmedilen tazminatların haksız olduğunu, kararın kaldırılması gerektiğini belirterek davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası ile tazminatlar, ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü ile kadın yararına tedbir nafakası ile tazminat ve ortak çocuk yararına tedbir ve iştirak nafaka verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, vekâlet ücretinin hatalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi,174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,25.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.