Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6827 E. 2024/3185 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olacak nitelikte davalı erkekten kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı ve kadının boşanma davasının kabulü için gerekli koşulların oluşup oluşmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki tüm deliller, tarafların iddia ve savunmaları, uygulanabilir hukuk kuralları ve ilk derece mahkemesi ile istinaf mahkemesi kararlarındaki gerekçeler birlikte değerlendirilerek, davalı erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve kadının boşanma davasının kabulü için gerekli koşulların oluştuğu kanaatine varıldığından, yerel mahkeme kararlarının usul ve kanuna uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/598 E., 2023/1711 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/587 E., 2021/804 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle ; tarafların evlendiklerinden bu zamana kadar aralarında sorun olduğunu, evliliklerinin 3. Ayında davalının kıskançlık, baskı ve küçük düşürücü davranışları nedeni ile davacının baba evine döndüğünü, aile büyüklerinin araya girmesi nedeni ile tekrar barıştıklarını, ancak 2012 yılında tekrar ailesinin evine döndüğünü ve boşanma davası açıldığını, yine büyüklerin araya girmesiyle tarafların barıştıklarını, davalının davacıya karşı tutum ve davranışlarında değişiklik olmadığını, davacının 2018 yılında dayanamayıp tekrar ayrıldığını, fakat davalının çocuğu bırakmadığını ve davacının çocuğundan ayrı kalamayınca 1 ay sonra ortak haneye döndüğünü, davalının davacıya sürekli küçük düşürücü sözler söylediğini, hakaret ve zan altında bırakmaya devam ettiğini, davacının evini geçindirmek için çalışmasına rağmen davalının iş yerinde huzursuzluk çıkartarak davacıyı azarladığını, davalının evine bakmadığını, davalının iş yerini kapattıktan sonra çalışmadığını, davacının evi geçindirmek için iş bulduğunu ve çalıştığını, sonra da kafe açtığını, davalının da davacı ile çalışmaya karar verdiğini ancak iş yerinde huzursuzluklar çıkardığını, davacıyı küçük düşürdüğünü bu nedenle iş yerini kapattıklarını, davacının 3 yıla yakın süre evi tek başına geçindirmeye çalıştığını, davalının bu süreçte arkadaş çevresinden borç para alarak iddia oynadığını, davalının ortak çocuğun okuluna giderek öğretmenleri ile de tartıştığını ve huzursuzluk çıkardığını belirterek, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini, ortak çocuğun velâyetinin davacıya verilmesini, ortak çocuk ve davacı için ayrı ayrı aylık 500,00'er TL iştirak ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesini, 15.000,00'er TL maddî ve manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının öncesinde mağazalarının ve arabasının olduğunu, hiçbir maddî sıkıntı içinde olmadığını, evliliklerinin güzel bir şekilde devam ettiğini, davalının eşine karşı hiçbir zaman kıskançlık, baskı, küçük düşürücü davranışlarda bulunmadığını, davalının maddî sıkıntılar yaşamaya başlayınca davacının tavırlarının değiştiğini, davacının başlangıçta sık sık annesinin evine gidip kaldığını, davalının da alışma süreci olarak düşündüğünden bu durumu idare ettiğini, davacının evliliklerinin 8. Ayında "artık senden sıkıldım" diyerek sebepsiz yere evi terk ettiğini, davacının hata yaptığını bilen yakınlarının araya girmesi ile davalının eşini evine getirdiğini, davacının "gittiğim için pişmanım, hata yaptım biliyorum dengesiz davranışlarım oluyor ama ne olursa olsun beni bırakma" dediğini ve ağladığını, ancak gece davacının telefonuna bir erkekten "sen yoksan ben de yokum" şeklinde mesaj geldiğini gördüğünü, davalının evliliklerini devam etmesi için eşinin telefonunu değiştirdiğini, davalının eşinin hamile olduğunu öğrendiğinde 9 ay boyunca eşini yalnız bırakmadığını, hastaneye sürekli onunla gittiğini, doğum yaptıktan sonra eşini 5 yıldızlı otele tatile götürdüğünü, bir akşam hiçbir sebep yokken davacının çocuğu da alıp evi terk ettiğini, davalının tekrar gidip davacıyı eve getirdiğini, davalının bir süre sonra Gebizli sitesindeki mağazasını kapatmak zorunda kaldığını, davalının zor döneminde eşinin hiç destek olmadığını, "ben sıkıldım" diyerek yine daha önce olduğu gibi evi terk ettiğini belirterek, çocuğun velâyetinin davalıya verilmesini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı kocanın davacı kadına yönelik kıskanç davranışlar sergilediği, "gerizekalı mısın, aptal mısın, terbiyesiz" şeklinde hakaret ettiği, son zamanlarda eşi ile ilgilenmediği, evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, her ne kadar davacının evi terk ettiği iddia edilmişse de davacı, davalının kusurlu eylemleri sebebiyle evi terk etmekte haklı olduğu, olayların akışı karşısında davalının tam kusurlu eylemleriyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı anlaşıldığından davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacı anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, davacı kadın yararına 12.000,00 TL maddî ve 12.000,00 TL manevî tazminata, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmek suretiyle istinaf talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı tarafın istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmek suretiyle temyiz isteminde bulunmuştur

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık taraflar arasında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olacak nitelikte davalı erkekten kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kadının boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ve 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’nun 4 üncü ve 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 182 nci, 330 uncu, 335 inci ve 336 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,06.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.