Logo

2. Hukuk Dairesi2023/682 E. 2023/3604 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı erkeğin açtığı boşanma davasında, boşanma koşullarının oluşup oluşmadığı, davalı kadının kusur durumu, tedbir nafakası miktarının uygunluğu ve davalı kadının yoksulluk nafakası ile maddi manevi tazminat taleplerinin reddinin yerinde olup olmadığı hususları uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davalı kadının temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1345 E., 2022/1771 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2015/653 E., 2022/627 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek dava dilekçesinde özetle; davalı kadının aile içi her konuşmalarını tartışmaya dönüştürdüğünü, devamında da münakaşa çıkardığını, bu olumsuzluklarına ilaveten, müşterek aile birliğinin kendisine yüklediği maddî ve manevi sorumluluklardan uzak kaldığını, bu durum ve davranışları her geçen gün artarak devam ettiğini, birbirlerine karşı olan sevgi ve saygılarının sona erdiğini, evliliğin fiilen bittiğini, iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın yasal süre içerisinde davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı kadının birlik görevlerini yerine getirmediği, ev işleri ve yemek yapmadığı, 8 yıl kadar önce davalı kadının evden ayrıldığı, bir daha gelmediği, gerçekleşen bu olaylara göre boşanmada davalı kadının tam kusurlu olduğu, tarafların boşanma davasından önce evlerini ayırdıkları, ayrı yaşadıklarının sabit olduğu, taraflar arasında evlilik birliği temelinden sarsıldığı ve davanın kabulü koşullarının oluştuğu, her ne kadar davalı kadın tarafından maddî ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası talebinde bulunmuş ise de; davalı kadın tarafından cevap dilekçesi ibraz edilmediği, yasal cevap süresinden sonra talepte bulunulduğu, bu nedenle davalı kadının yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedildiği gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davalı kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, davalı kadının yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri hususunda karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan tanık beyanlarının görgüye dayalı olmadığını, hüküm altına alınan tedbir nafakasının çok düşük olduğunu, davacı tarafından somut bir vakıa bildirilmeden dava açıldığını, davacı tarafın müvekkilinin psikolojik rahatsızlıklarını ileri sürdüğünü ancak mahkemece yapılan araştırma neticesinde bu iddiaların gerçek olmadığının ortaya çıktığını, davacının sudan bahanelerle kavga çıkartarak müvekkilini evden kovduğunu, müvekkilinin kusurlu bir davranışının olmadığını, müvekkilinin kasti bir davranışının olmadığını, tarafların 2014 yılından beri ayrı yaşadıklarını, bunun davacı tarafın kusurundan kaynaklandığını, müvekkilinin boşanmak istemediğini belirterek, hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hükmün usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğu belirtilerek, istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkeğin boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup, oluşmadığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte davalı kadından kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, davalı kadın tarafından süresinde yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat talep edilip edilmediği, kadının talepleri hakkında karar verilmemesinin yerinde olup olmadığı, davacı kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının miktarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 327 nci maddesi, 328 nci maddesi, 330 uncu maddesi ve 331 inci maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 126 ncı, 141 inci, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.