Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6830 E. 2024/2704 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında erkeğin tam kusurlu olduğuna dair tespitin ve hükmedilen tazminat miktarlarının dosya kapsamına uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların iddia ve savunmalarına, delillere, uygulanması gereken hukuk kurallarına, yargılama ve ispat kurallarına ve kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1186 E., 2023/1708 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 11. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/819 E., 2023/121 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların kısa süre önce evlendiğini, kadının 8 haftalık hamile olduğunu, erkeğin çocuk istemediği için kadına şiddet uyguladığını, "boşanırsan çocuğu öldürürüm" diyerek tehdit ettiğini, bu olaydan 15 gün sonra 17.09.2019 tarihinde çıkan tartışmada kadını darp ettiğini, çocuğu aldırmasını söylediğini, yüzüne yumruk atarak boğazını sıktığını, karnına vurduğunu, kadının darp raporu aldığını, kadının kendini ve karnındaki bebeği korumak için evden çıktığını, erkeğin "s.tir git" dediğini, yapılan şikayet üzerine soruşturma dosyası açıldığını, erkeğin alkol bağımlısı olduğunu, sarhoş olup taşkın hareketlerde bulunduğunu, kadına ekonomik şiddet uyguladığını, evin ihtiyaçlarının kadın tarafından karşılandığını, kadının arkadaşlarını arayarak kadın için deli, şizofren dediğini belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, 1.000,00TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl TÜFE oranında artırılmasına, 40.000,00TL maddî ve 150.000,00TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmaması halinde bedelinin erkekten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin 09.03.2021 tarih, 2019/294 Esas 2021/141 Karar sayılı kararı ile, erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî ve 17.500,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyası alacağı talebinin tefrikine karar verilmiş olup karar davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden istinaf edilmiştir. Bölge adliye Mahkemesinin 15.09.2022 tarih, 2021/1072 Esas ve 2022/1808 Karar sayılı kararı ile davacı kadının vesayet altına alınıp alınmayacağı yönünde bir araştırma yapılmaması nedeniyle kararın kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına sürekli fiziksel şiddet uyguladığı, sürekli alkol alarak evde huzursuzluğa sebebiyet verdiği, sunulan mesajlardan aksi inkar edilmediği üzere kadının hamile kalmasına rağmen taraflar arasındaki geçimsizlikten dolayı erkeğin çocuğu istemediği, taraflar arasında görülen Antalya 21. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2019/887 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılamanın halen devam ettiği, tarafların basit yaralama suçundan dolayı yargılandıkları, dosya kapsamında alınan raporlarda tarafların birbirlerini yaraladıklarının sabit olduğu, ancak tanık Erkin'in yeminli beyanında erkeğin kadına saldırması nedeniyle kadının erkeği yaraladığı, o halde kadının erkeğe karşı olan eyleminin haksız tahrik altında işlediği ve kadına kusur olarak yüklenemeyeceği anlaşıldığından boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının ise herhangi bir kusurunun olmadığı, dinlenen diğer kadın tanıklarının beyanlarında erkeğin kadına deli, şizofren gibi sözler söylerek bunu üçüncü şahıslara anlatmasının duyuma dayalı beyanlar olduğu ve taraflar arasında soruşturma dosyasında taraflar hakkında tehdit, hakaret, hırsızlık ve hürriyeti tahdit etme suçlardan kovuşturma yapılmasına yer olmadığına kararı verildiğinden bu hususların dikkate alınmadığı gerekçesi ile davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, yoksulluk nafakası talebinin reddine, 25.000,00 TL maddî, 22.500,00 TL manevî tazminata, kadının ziynet eşyası alacağı davasının tefrikine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; tedbir nafakasının miktarının az olduğunu, yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiğini, tazminatların miktarlarının da az olduğunu belirterek tedbir nafakası ile maddî ve manevî tazminatların miktarlarının miktarı ile yoksulluk nafakasının reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının erkeğe fiziksel şiddet uyguladığının tanık beyanları ve ceza dosyası ile sabit olduğunu, erkeğin sürekli şiddeti ve alkol almasına ilişkin iddiaların ispatlanamadığını, kadının tanık beyanlarının görgüye dayalı olmadığını, kadının kusurlu olduğunu, kadının düzenli gelirinin bulunduğunu ve yoksulluğa düşmeyeceğini belirterek kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir nafakası ile maddî ve manevî tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece verilen ilk karar davacı kadın tarafından istinaf edilmediğinden davalı erkek yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu, bu nedenle kadın yararına tazminatların miktarının artırılmasının hatalı olduğu, ayrıca kadının öğretmen olduğu, düzenli ve sürekli gelirinin bulunduğu, tarafların gelir durumları karşılaştırıldığında kadının gelirinin erkekten fazla olduğu, bu nedenle kadın yararına tedbir nafakası takdirinin doğru olmadığı gerekçesi ile erkeğin kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası ile maddî ve manevî tazminatlara yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerine yeniden hüküm kurulmasına, kadının tedbir nafakası talebinin reddine, usuli kazanılmış hak gözetilerek kadın yararına 20.000,00 TL maddî ve 17.500,00 TL manevî tazminata, kadının tüm, erkeğin sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; nafakaya ilişikin itirazları dışında kalan istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarlayarak kusur belirlemesi, hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizlikte erkeğin tam kusurlu olduğuna dair tespitin dosya kapsamına uygun olup olmadığı, kadın yararına tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası,174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,22.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.