Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6839 E. 2024/3023 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, erkeğin sadakatsizlik nedeniyle fiilen ayrılma durumunun boşanma nedeni olup olmadığı ve kadının kusurunun bulunup bulunmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Erkeğin evlilik dışı birlikteliğinin ve uzun süreli fiili ayrılığın tek başına boşanma için yeterli olmadığı, kadının kusurunun ispatlanamadığı ve kimsenin kendi kusuruna dayanarak hak iddia edemeyeceği ilkesi gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/808 E., 2023/1465 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/716 E., 2023/42 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve tedbir nafakası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin boşanma davasının reddine, kadının tedbir nafakası talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı-karşı davalı erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1975 yılında evlendiklerini, taraflar arasında kadından kaynaklanan geçimsizlikler, aşırı kıskançlıklar ve zaman zaman tartışmalar olduğunu, kadının evlilik görevlerini yerine getirmediğini, tarafların bir süre evli kaldıktan sonra fiilen ayrıldıklarını, davalı-karşı davacı kadının İstanbul’a yerleştiğini, tarafların 30 yıla yakın bir süredir ayrı yaşadıklarını, bu durumun müvekkili açısından evliliğin dayanılmaz bir hal almasına yol açtığını, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ve evlilik birliğinin fiilen sona erdiğini belirterek tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; tarafların 1969 tarihinde evlendiklerini, bu evliliklerinden dört ortak çocuklarının bulunduğunu, davacının evlilikten 10-12 yıl sonra ... isimli bir kadınla evlilik dışı birlikte olduğunu, halen bu kadınla birlikte ikamet ettiğini, bu birliktelikten de üç çocuklarının olduğunu, davacının bu birlikteliğinden dolayı müvekkilinin ayrılmak durumunda kaldığını, müvekkilinin ortak haneden ayrılmak zorunda kaldığını, davacı tarafın ekonomik durumunun iyi olduğunu, emekli olduğunu, maaşının olduğunu, müvekkilinin ekonomik açıdan mağduriyetinin son derece ağırlaştığından dolayı bu davayı açmak durumunda kaldığını belirterek müvekkili için aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davacıdan alınarak davalı kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı-karşı davalı erkeğin, uzun yıllardır başka bayanla yaşayarak sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışlarda bulunduğu, başka bayanla evliliğinden reşit çocuklarının olduğu ve bu durumun nüfus kayıtları ile sabit olduğu, taraflar 30 yıldan fazla süredir ayrı yaşamakta ise de, fiilen ayrı yaşamanın, tek başına geçimsizliğe delalet edecek bir olgu olmadığı, davacı-birleşen davalı tarafından davalı kadının kusurunun ispatlanamadığı, hiç kimsenin kendi eylem ve kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği prensibi de dikkate alınarak davacı-birleşen davalı kocanın boşanma davasının reddine karar verilmesi gerektiği, birleşen davada, davalı-birleşen davacı kadın tarafından tedbir nafakası talepli dava açılmış olup, tarafların tespit olunan ekonomik ve sosyal durumları hakkaniyet ilkesi ve paranın satın alma gücü dikkate alınarak davalı-birleşen davacı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle asıl davanın reddine; davacı kadının tedbir nafakası davasının kısmen kabulü ile birleşen dosyada 24.02.2022 tarihli duruşmada davacı kadın için bağlanan aylık 700,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 300,00 TL artırım ile aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının davacı-birleşen davalı erkekten alınarak davalı-birleşen davacı kadına verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; boşanma davasının reddi yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosyadaki yazılara göre İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; istinaftaki nedenleri tekrar ederek reddedilen boşanma davası yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı açılan boşanma davasında kadının kusurlu bir davranışının ispatlanıp ispatlanmadığı, davacı-davalı erkeğin boşanma davasının reddinin isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanunun 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası,

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,30.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.