"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/173 E., 2020/438 K.
KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davalı erkek vekili
Taraflar arasındaki değer artış payı ve katılma alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne ve karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili ve katılma yoluyla davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Davalı erkek vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı kadın dava dilekçesinde; evlilik birliği içinde davalı eş adına taşınmaz ve araç alındığını, evlenme sırasında hediye olarak takılan ve babası tarafından daha önceden alınmış bileziklerini ve Cumhuriyet altınlarını ev alınırken satıldığını, altınların geri alınmak koşuluyla verildiğini, altınların karşılığında uygun bir bedel ödenmediğini, evin alınmasında kullanılan altınların, 17 adet her birisi 30 gram ve 6 adet her birisi 8 gram bilezikler olmak üzere toplam 558 gram altın ile 10 adet çeyrek Cumhuriyet altını olduğunu belirterek; mal rejiminin tasfiyesi ile, mal rejimine tabi olan ev ile arabanın ve evin alınmasında katkı amacı ile davalıya verilmiş olan altınların gerçek değerleri tam ve kesin olarak belirlendiği anda dava değerinin artırılmak suretiyle (belirsiz alacak davası) asgari 80.000,00 TL alacağın mal rejiminin sona erdiği tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
2. Davacı kadın vekili cevaba cevap dilekçesinde; taşınmazın 70.000,00 TL'ye alındığını, 40.000,00 TL'sinin mihri ve altınları ile karşılandığını, kalanı için kredi kullanıldığını beyan etmiştir.
3. Davacı kadın vekili 03.04.2013 tarihli dilekçesinde talebinin 50.000,00 TL'sinin katılma alacağı, 30.000,00 TL'sinin değer artış payı alacağı olduğunu açıklamış; davacı vekili 03.03.2015 tarihli dilekçesinde katılma alacağı yönünden talep miktarını araç yönünden 10.000,00 TL, taşınmaz yönünden 58.614,15 TL olmak üzere 68.614,15 TL'ye yükseltmiş, 25.11.2020 tarihli dilekçesinde de taşınmaza yönelik katılma alacağını toplam 106.900,00 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davacının altınlara yönelik iddiasının doğru olmadığını, taşınmazın 79.000,00 TL'ye alındığını, 40.000,00 TL'sinin peşin 30.000,00 TL'sinin kredi ile karşılandığını, kalanı için kardeşlerinden altın borcu aldığını, taşınmazın peşinatı için evlilik öncesi yatırılan banka hesabındaki paranın kullanıldığını, kullanılan kişisel malların denkleştirilmesi gerektiğini, kredi ödemelerinin devam ettiğini, davanın belirsiz alacak davası şartlarını taşımadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 08.12.2015 tarih ve 2012/1010 Esas ve 2015/911 Karar sayılı kararı ile, taşınmazın 79.000,00 TL'ye alındığı, edinilmesinde davalının kişisel malı olan 2.157,43 Dolar ve 28.000,00 TL konut kredisi kullanıldığı, kredinin son 4 taksitinin boşanma dava tarihinden sonra ödendiği, davacının altınlarının ve davalının kardeşinden alınan altınların kullanıldığına yönelik iddiaların ispatlanamadığı, davalı lehine yapılan kişisel mal denkleştirmeleri sonucunda davacının taşınmaz yönünden 58.614,15 TL katılma alacağı bulunduğu; aracın edinilmiş mal olduğu, aracın değerinin yarısı oranında araç yönünden davacının 10.000,00 TL katılma alacağı olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüyle toplam 68.614,15 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacının değer artış payı alacağına ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 05.07.2018 tarih ve 2016/7578 Esas, 2018/14974 Karar sayılı kararı ile, taşınmazın güncel sürüm değeri esas alınarak katılma alacağının hesaplanması gerekirken, karar tarihinden yaklaşık iki yıl önceki değerin esas alınmasının hatalı olduğu; reddedilen değer artış payı alacağı yönünden talep miktarının 30.000,00 TL olduğu, bu miktar gözetilerek davalı yararına nispi vekâlet ücreti hükmedilmesi gerekirken reddedilen miktar göz ardı edilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğu belirtilerek hükmün bozulmasına, taraf vekillerinin bozma kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, taşınmazın 79.000,00 TL'ye alındığı, edinilmesinde davalının kişisel malı olan 2.157,43 Dolar ve 28.000,00 TL konut kredisi kullanıldığı, kredinin son 4 taksitinin boşanma dava tarihinden sonra ödendiği, davacının altınlarının ve davalının kardeşinden alınan altınların kullanıldığına yönelik iddiaların ispatlanamadığı, davalı lehine yapılan kişisel mal denkleştirmeleri sonucunda davacının taşınmaz yönünden 08.06.2020 tarihli bilirkişi raporunda tespit edilen taşınmazın güncel değerine göre hesaplanan 106.900,00 TL katılma alacağı bulunduğu; aracın edinilmiş mal olduğu aracın değerinin yarısı oranında araç yönünden davacının 10.000,00 TL katılma alacağı olduğu gerekçesiyle; davanın kabulüyle taşınmaz yönünden 106.900,00 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, araç yönünden 10.000,00 TL katılma alacağı kararının 05.07.2018 tarihinde Yargıtay bozma ilamı ile onanarak kesinleştiği anlaşıldığından bu talep hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davacının değer artış payı alacağı talebinin 19.03.2019 tarihinde Yargıtay karar düzeltme kararı ile kesinleştiği anlaşılmakla bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili ve katılma yoluyla davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 30.03.2023 tarih ve 2023/1586 Esas, 2023/1521 Karar sayılı kararı ile, Mahkemece, bozmaya uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmediği, bozma ilamında taşınmaz yönünden sadece taşınmazın karar tarihine en yakın tarihteki değerinin dikkate alınması gerektiği belirtilerek kararın bozulmasına karar verildiği, bozmadan önce alacağın hesaplanmasına esas alınan 08.03.2015 tarihli bilirkişi raporunda taşınmazın değerini etkileyen kriterlerle bozma sonrası alınan 08.06.2020 tarihli bilirkişi raporunda taşınmazın değerini etkileyen kriterlerin farklı belirlendiği; Mahkemece, bozma öncesi alacağın hesaplanmasına esas alınan 08.03.2015 tarihli bilirkişi raporundaki taşınmazın değerini etkileyen kriterler yönünden taraflar yararına usulî kazanılmış hak oluştuğundan, bozma öncesi rapordaki taşınmazın değerini etkileyen kriterler esas alınarak taşınmazın tasfiye (bozmadan sonra verilecek karar tarihine en yakın) tarihi itibariyle sürüm (rayiç) değerleri belirlendikten sonra davacının taşınmaz yönünden katılma alacağının hesaplanması gerektiği belirtilerek davacı kadın vekilinin taşınmazın değerine yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına; Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, Mahkemece bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olduğuna, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı belirtilerek davalı erkek vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
VI. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına davalı erkek vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davalı erkek vekili karar düzeltme dilekçesinde; davacıya tüm alacaklarının 15.01.2016 tarihinde ödendiğini, hesaplama yapılırken müvekkili tarafından yapılan ödemenin dikkate alınmadığını, ödemenin infaz aşamasında dikkate alınmasının hakkaniyete aykırı olacağını, ödenen paranın da değer kazandığını, davacının sebepsiz zenginleşmesine neden olacağını, ödenen paranın karara en yakın tarihteki değeri belirlenerek düşülmesi gerektiğini, araç için ödenen bedelin de düşülmesi gerektiğini; davacının ikinci bedel artırım dilekçesine göre karar verilmesinin hatalı olduğunu; her iki raporda da aynı kriterler esas alınarak taşınmazın değerinin belirlendiğini, davacı lehine yapılan bozmanın hatalı olduğunu ileri sürerek kararının düzeltilmesi talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının karar kesinleşmeden yaptığı ödemenin alacak miktarından mahsup edilip edilemeyeceği ve taşınmazın değeri yönünden usuli kazanılmış hakka uygun rapor alınıp alınmadığı noktasında toplanmaktadır. Dava, değer artış payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ıncı maddesi, 107 inci maddesi, 176 ıncı maddesi ve devamı, 190 ıncı maddesi, geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 227 nci maddesi, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 40 ıncı maddesi; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarih ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1. Yargıtay kararının düzeltilmesi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Mahkemece verilen karar, Dairemizce yasal ve hukuki dayanakları gösterilmek suretiyle bozulmuş olup, temyiz ilamında bildirilen gerektirici sebeplere, göre karar düzeltme istemi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesindeki nedenlerden hiçbirisine dayanmamaktadır. Bu nedenle yerinde olmayan istemin reddi gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Karar düzeltme talebinin REDDİNE,
1086 sayılı Kanun'un 442 nci maddesinin son fıkrası ve 4421 sayılı Kanun'un 2 nci ve 4 üncü maddesinin (b) bendinin (1) inci alt bendi delaletiyle takdiren 1.470,00 TL para ceza ile 562,65 TL karar düzeltme ret harcının düzeltme isteyenden tahsiline,10.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.