Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6885 E. 2023/4411 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası sonucunda kadına hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminat miktarlarının yeterliliği ile bozma kararına uygun hüküm kurulup kurulmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay'ın önceki bozma ilamında yoksulluk nafakası ve tazminatların az olduğu gerekçesiyle bozma kararı verilmiş olmasına rağmen, mahkemenin bozma kapsamı dışında kalıp kesinleşen iştirak nafakası hakkında yeniden hüküm kurması usule aykırı görülerek karar bu kısım yönünden bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/1133 E., 2023/223 K.

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının tazminatların ve yoksulluk nafakasının miktarı yönünden kısmen bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; talebin kısmen kabulü ile tazminatlara ve yoksulluk ve iştirak nafakalarına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı- karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında geçimsizlikler sebebiyle tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuk dünyaya geldikten sonra velâyetinin müvekkile verilmesine, çocuğun doğumundan itibaren 15.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkil lehine 25.000,00TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 500.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 14.01.2022 tarihli ve 2020/136Esas, 2022/30 Karar sayılı kararıyla; davacı karşı davalı erkeğin eşine karşı fiziksel şiddet uyguladığı, , eşini "sen salaksın, aptalsın" diyerek aşağıladığı, hamile eşiyle ilgilenmediği, çocuğu aldırması için baskı yaptığı, davalı karşı davacı kadına isnat edilen kusurların ise ispatlanamadığı gerekçesi ile davacı- karşı davalının davasının reddine, davalı karşı davacının boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ile baba arasındaki kişisel ilişki düzenlenmesine; davalı karşı davacı lehine 80.000,00 TL maddî, 80.000,00 TL manevî tazminatın davacı karşı davalıdan alınarak, davalı karşı davacı kadına ödenmesine, davalı karşı davacı kadın için aylık 3.000,00 TL, çocuk için aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasının erkekten tahsiline, kararın kesinleşmesinden itibaren de aynı tutarların kadın için yoksulluk; çocuk için iştirak nafakası olarak aynen devamına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı- karşı davalı erkek, kusur tespiti, ortak velâyet konusunda hüküm kurulmaması, aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar, yoksulluk nafakası, tedbir nafakası, reddedilen boşanma davası ,kabul edilen karşı boşanma davası yönünden, davalı karşı davacı kadın, kusur tespiti, maddî tazminat, manevî tazminat,tedbir nafakası,yoksulluk nafakası,iştirak nafakası miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 21.04.2022 tarihli ve 2022/721 Esas, 2022/782 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve esas yönden herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile usul ve kanuna uygun olan hükme karşı tarafların istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı- karşı davacı kadın vekili tazminatların ve nafakaların miktarı yönünden; davacı- karşı davalı erkek vekili her iki dava yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 13.10.2022 tarihli kararı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatlar az olduğu, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası az olduğundan bahisle hükmün bozulmasına, sair yönlerden hükmün onanmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların sosyal ekonomik durumları, mahkememizce davacı karşı davalıya kusur olarak yüklenen vakıalar ve tüm dosya kapsamına göre davalı karşı davacı kadın lehine 200.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata, davalı karşı davacı kadın yararına karar kesinleşene kadar 3.000,00 TL tedbir, karar kesinleştikten sonra 5.500,00 TL yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk yararına karar kesinleşen kadar 2.000,00 TL tedbir, karar kesinleştikten sonra 3.000,00 TL iştirak nafakasına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı karşı davalı erkek vekili; maddî ve manevî tazminatların, tedbir, iştirak, yoksulluk nafakalarının miktarı ile ortak çocuğun adının değiştirilmesi isteminin kabulüne karar verilmemesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; tazminatların, nafakaların miktarı ile ortak çocuğun adının değiştirilmesi isteminin kabulüne karar verilmemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davalarda, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile tazminat miktarlarının uygun olup olmadığı, Mahkemece uyulmasına karar verilen bozma ilamına uygun hüküm kurulup kurulmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı-karşı davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir .

3.İlk Derece Mahkemesince verilen 14.01.2022 tarihli hükümde davacı- karşı davalının davasının reddine, davalı karşı davacının boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ile baba arasındaki kişisel ilişki düzenlenmesine; davalı karşı davacı lehine tazminatlara, davalı karşı davacı kadın için tedbir ve yoksulluk nafakasına, çocuk için aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasının, kararın kesinleşmesinden itibaren de aynı tutarda iştirak nafakası olarak aynen devamına karar verilmiş, hüküm davacı karşı davalı erkek tarafından, kusur tespiti, ortak velâyet konusunda hüküm kurulmaması, aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar, yoksulluk nafakası, tedbir nafakası, reddedilen boşanma davası ,kabul edilen karşı boşanma davası yönünden, davalı karşı davacı kadın tarafından ise kusur tespiti, maddî tazminat, manevî tazminat, tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası miktarları yönünden istinaf yoluna başvurulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı davalı karşı davacı kadın vekili tazminatların ve nafakaların miktarı yönünden; davacı karşı davalı erkek vekili ise her iki dava yönünden temyiz isteminde bulunmuş, Dairenin 13.10.2022 tarihli kararı ile kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatların ve yoksulluk nafakasının az olduğundan bahisle hükmün bozulmasına, sair yönlerden hükmün onanmasına karar verilmiştir. Buna göre; ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarı bozma kapsamı dışında kalarak kesinleştiği halde İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen son hükümde kesinleşen iştirak nafakası hakkında yeniden hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Yukarıda (3) numaralı parağraflarda belirtildiği üzere temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının iştirak nafakası yönünden BOZULMASINA,

2.Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı-karşı davalı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,03.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.