Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6892 E. 2023/4682 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Düğünde takılan altınlar ve mehri müeccel alacağı davasında, davanın kabul şartlarının oluşup oluşmadığı ve ispat yükünün yerine getirilip getirilmediği noktasında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Düğünde takılan altınların karine olarak kadına ait olduğu, erkeğin aksini iddia ve ispat etmesi gerektiği, davalı erkeğin mehir senedinden kaynaklanan borcunu ödediğini ispatlayamadığı ve tanık beyanlarından davacıya takılan altınların hediye niteliğinde olduğu anlaşıldığı gözetilerek, yerel mahkemenin davayı kabulüne ilişkin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2103 E., 2022/2088 K.

KARAR : İstina başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Nevşehir Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/151 E., 2022/311 K.

Taraflar arasındaki kişisel eşyaların iadesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 29.06.2008 tarihinde evlendiğini, Nevşehir Aile Mahkemesi’nin 2018/135 Esas sayılı ilamı ile tarafların boşanmalarına karar verilmekle, kararın kesinleştiğini, 29.04.2008 tarihli mehir senedinde davalı tarafça “mehri müeccel” olarak kadına taahhüt edilen 200 gr 22 ayar altının kadına hiç teslim edilmediğini ayrıca düğünde kadına takılan altınların ise erkeğin yedinde kaldığını, bu altınların mülkiyetinin kadına ait olduğunu ve 29.04.2008 tarihli bağışlama vaadi sözleşmesi niteliğinde olan mehir senedi ile erkeğin kadına vermeyi taahhüt ettiği 200 gr 22 ayar altının mülkiyetinin kadına ait olduğunun tespiti ile öncelikle davalının tarafından kadına aynen teslimine, bu mümkün olmadığı takdirde davalı taraftan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bedellerinin tahsiline, düğünde takılan ve mülkiyeti kadına ait olmasına karşın davalının tasarrufunda bulunun yukarıda belirttiğimiz altınların mülkiyetinin kadına ait olduğunun tespiti ile öncelikle bu altınların kadına aynen iadesine mümkün olmadığı takdirde davalı taraftan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte değerlerinin bedellerinin tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; dosyaya sunulan mehir senedinde 200 gr 22 ayar altın takılacağı beyan ve taahhüt edildiğini, erkeğin iş bu taahhüdünü yerine getirerek düğünlerinde davacıya 22 ayar 20 gr dan 10 adet bilezik taktığını ve sözünü yerine getirdiğini, davacı tarafça iddia edildiği gibi mehri muaccel-mueccel ayrımına gidilmediğini, tarafların arasında ise 200 gr altının mehir olarak belirlendiğini, erkeğin de10 adet bilezik olarak davacıya takıldığını, davacı tarafın iddiasının aksine mehir senedi ile ilgili bir hak ve alacağı kalmadığını, davacıya düğünde takılan bileziklerin bundan ibaret olduğunu, çeyrek ve benzeri altınlar düğünden sonra davacı tarafından bozdurularak 6 adet daha bilezik alındığını, hem çeyrek ve yarım altınlar istediğini hem de bu altınları satarak aldığı bilezikleri isteyen davacının kötü niyetli olduğunu, ayrıca düğünde takıldığı iddia edilen tam altınların davacıya hiç takılmadığını, davacı kendisine takılan iş bu altınların bir kısmını düğünden birkaç yıl sonra satarak kendi adına 50 FS 250 plakalı wolksvagen polo marka aracı aldığını, bir kısmı ile de boşanmadan birkaç yıl önce babasının satın aldığı daireye ciddi miktarda katkı sağladığını, kalan altınlar ise kendisinde olup babasının talimatı ile boşanma arefesinde Konya' ya götürerek ailesine emaneten teslim ettiğini, kadını evlilikleri boyunca iyi maddî ve manevî şartlarda yaşattığını, hiçbir şekilde davacının altınlarına dokunmak zorunda kalmadığını, kadının da altınlarını bozdurmak gibi bir zorunluğunun hiçbir zaman olmadığını, ispat külfetinin davacıya ait olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadına netice-i talebini açıklaması için 1 haftalık kesin süre verildiğini ve duruşmada gerekli ihtaratın yapıldığını ancak davacı tarafça ilgili eksikliğin giderilmediğini, ıslah dilekçesinde dava dilekçesinde ileri sürülmeyen ziynet kalemlerinin talep edildiğini, bu suretle davacının kanuni kesin süre içerisinde meri muaccel ziynet talebi yönünden açık bir şekilde talep sonucu sunamadığını, ilgili ara karar gereği bu istem yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini ayrıca mehri müeccel talep yönünden davalının babası olan tanık Bayram'ın mehir senedi ile düğünde takılan 10 bileziği kastettiklerini belirttiğini, dosyada bulunan mehir senedinde de taraflar arasındaki uyuşmanın ileriye yönelik bir bağış vaadi olduğuna ilişkin bir açıklama veya kaydın bulunmadığını, davacı tanıklarının mehir senedinin yapılış anına şahit olduğunu ancak o an dahi mehir senedinde kararlaştırılan hususların ileriye yönelik bir anlaşma olduğuna dahi taraflar arasında bir görüşme veya iletişimin bulunmadığını belirttiklerini, mehir senedinde ziynetlerin mehri müeccel olduğuna ilişkin görgüye dayalı bilgilerinin olmadığını, sadece bu şekilde düşündüklerini ayrıca davalı tanıklarının davacıya taktıklarını belirttikleri 10 bileziğin mehir senedinde kararlaştırılan 200 grama tekabül ettiği de gözetildiğinde ilgili talep yönünden davacı tarafın mehir senedinde yazılı ziynetin mehri müeccel olduğunu ispatlayamadığının kabulü gerektiği gerekçesi ile, mehri müeccel ziynet talebi yönünden davanın esastan reddine, düğünde takılan ziynet talepleri yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, mehir senedini ifa ettiğini ispat yükünün davalı taraf üzerinde olduğunu, davalının edimini ispat edemediğini, düğünde geniş aile tarafından takılan altınların mehir senedinin ifası anlamına gelmediğini, düğünde takılan altınlar ile mehir senedi arasında illiyet bağı bulunmadığını, mehir senedinin mehri müeccel niteliğinde olduğundan mehir senedinde belirtilen ziynet eşyalarına ilişkin talebin kabul edilmesi gerektiğini, açık bir şekilde talep sonucunun dava dilekçesinde yer aldığını, ıslah dilekçesinde de talep konusu ziynetlerin cins ve miktarlarının ayrı ayrı belirtildiği halde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek hükmün tamamı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı kadının dava dilekçesinde talep sonucunu açık bir şekilde belirtmemiş olsa dahi ıslah dilekçesi ile talebini açıkladığını, dolayısıyla mahkemece açılmamış sayılma kararı verilen ziynet eşyaları yönünden yargılamaya devam edilerek esastan karar verilmesi gerektiğini, düğünde takılan ziynet eşyalarının kim tarafından, kime takılmış ve kime özgü olursa olsun karine olarak kadına ait olduğunu, erkek eşin aksine aralarında anlaşma yaptıklarını ya da yerel adet olduğunu iddia ve ispat etmesi halinde paylaşım anlaşma ya da yerel adete göre yapılıacağını, yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan tanık beyanları ve bilirkişi raporu ile tarafların düğününde 107 adet çeyrek altın, 15 adet tam altın, 3 adet yarım altın, 16 adet bilezik ve 1 altın set takımı takıldığının sabit olduğunu, davacının iddiası ve davalının da cevap dilekçesindeki beyanları ile kabulünde olduğu üzere düğünden sonra tarafların birlikte 107 adet çeyrek altın, 15 adet tam altın, 3 adet yarım altını birlikte sarrafta bozdurarak 5 bilezik ve 1 adet elde yapma bilekliğe çevirdiklerini, sonuçta kadına ait olan 21 adet 22 ayar 25'er gram bilezik, 1 adet 22 ayar gerdanlıklı set ve 1 adet 7 adet çeyrek altınlı 10 gram çerçeveli bilekliğin davalı tarafça davacıdan alınarak babasının kasasına konulduğunu, davalı tarafça bu ziynet eşyalarının kadına iade edildiğinin veya iade edilmemek üzere kendisine verildiğinin iddia ve ispat edilmediğini, 107 adet çeyrek altın, 15 adet tam altın, 3 adet yarım altının aynen iadesinin talep edilmesine yasal olanak bulunmadığı kabul edilerek dairece davacı vekilinin ıslah dilekçesindeki talebi doğrultusunda ve 22.11.2021 havale tarihli kuyumcu bilirkişi raporunda belirtilen bedel üzerinden davanın kabulüne karar vermek gerektiğini, diğer taraftan davacının mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olarak davalının mehir senedinden kaynaklanan 200 gr 22 ayar altına ilişkin borcunu düğünde davacıya takılan 10 adet bilezik ile ödediğini ileri sürdüğünü, İlk Derece Mahkemesi tarafından bu savunmaya üstünlük tanındığını ancak davalının davacıya mehir senedinden kaynaklanan 200 gram 22 ayar altın borcunu ödediğini mehir senedi kuvvetindeki yazılı bir delille ispat edemediğini, tanık beyanlarından da davalının ailesi tarafından davacı kadına takılan 10 bileziğin davacıya düğün vesilesiyle davalının amcalarının da aralarında bulunduğu geniş ailesi tarafından hediye edildiğinin anlaşıldığını, tarafların düğününde ayrıca davalı tarafından davacıya 22 ayar 200 gram altın takılmadığını, dolayısıyla savunmasını ispat edemediği gerekçesi ile kadının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davacı tarafından açılan davanın kabulü ile; 22 ayar 25'er gram 21 adet bilezik (170.100,00 TL), 1 adet 22 ayar 65 gram set ( işçilik dahil 23.140,00 TL), 1 adet çerçevesi 14 ayar 10 gram 7 adet çeyrek altınlı bilekliğin ( işçilik dahil 6.380,00 TL) ve mehir senedinden kaynaklanan 22 ayar 200 gram altının ( 64.800,00 TL) davalıdan alınarak davacıya aynen iadesine, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde bedelleri toplamı olan 264.420,00 TL'nin dava dilekçesinde talep edilen 10.000,00 TL'sinin dava tarihi olan 24.02.2020 tarihinden itibaren bakiye kısmın ıslah tarihi olan 14.01.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle, dosyaya sunulan mehir senedinde 200 gr 22 ayar altın takılacağının beyan ve taahhüt edildiğini, davalı ve babasının iş bu taahhüdünü yerine getirerek düğünlerinde davacıya 22 ayar 20 gr dan 10 adet bilezik taktığını ve sözünü yerine getirdiğini, düğünde takılan 10 adet bileziğin davalının babasının aile şirketi tarafından, amcaların da dahil olduğu geniş aile tarafından takılmış olmasının dahi borçlanılan edimin yerine getirildiği gerçeğini değiştirmeyeceğini, üçüncü bir kişi tarafından dahi gerçekleştirilen ödemenin borcu sona erdireceğini, kadının kendisine takılan iş bu altınların bir kısmını düğünden birkaç yıl sonra satarak kendi adına ... plakalı wolksvagen polo marka aracı aldığını, bir kısmı ile de boşanmadan birkaç yıl önce babasının satın aldığı daireye ciddi miktarda katkı sağladığını, kalan altınların ise kendisinde olduğunu ve babasının talimatı ile boşanma arefesinde Konya' ya götürerek ailesine emaneten teslim edildiğini belirterek davanın kabulü yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan düğünde takılan altınlar ile mehri müeccel olduğunu ileri sürdükleri, ziynet alacağına ilişkin davada, davanın kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve ispat noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 1 inci ve 6 ncı maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 191 inci, 194 üncü, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 285 ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,11.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.