Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6934 E. 2024/3585 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, tazminat ve tedbir nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme kararında, davalı erkeğin evlilik birliği boyunca davacı kadına fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığının tanık beyanları ve davalının ikrarı ile sabit olduğu, bu nedenle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, davacı kadının yoksulluğa düşeceği gerekçeleriyle boşanmaya, tazminat ve tedbir nafakasına hükmedilmesinin isabetli olduğu gözetilerek istinaf başvurusunun reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/804 E., 2023/1044 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/841 E., 2022/473 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; davalı ile 1971 tarihinde evlendiklerini ortak üç çocuklarının bulunduğunu, davalı ile hiçbir konuda anlaşamadıklarını, davalının davacıyı yaraladığı, hakaret ettiği, küçük düşürücü davranışta bulunduğu ,aşağıladığı, caza yargılaması sonrasında korktuğu için psikolojik ve duygusal şiddet uyguladığı, anne ve babasına hakaret ettiği, davalının davacıyı üçüncü kişilerle yakıştırdığı, ekonomik şiddet uyguladığı, davalının sorumsuz davrandığını, aralarında şiddetli geçimsizlik olduğunu iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun)166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına 750.000,00 TL maddî tazminat ile 750.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle müvekkilinin her zaman ailesine, evine, eşine düşkün olup onların mutlulukları için elinden gelen çabayı da gösterdiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, her aile yaşantısında olduğu gibi davacı ile müvekkili arasında zaman zaman anlaşmazlıklar uyuşmazlıklar meydana gelmiş olsa da davacı ile müvekkilinin her zaman problemlerin üstesinden geldiğini, kavga ettilerse barıştığını, birbirlerini affettiklerini, davacının iddia ettiği şekilde şiddetli geçimsizlik, darp, yaralama olayı kesinlikle gerçekleşmediğini, bu iddiaların hiçbir somut dayanağının olmadğını, davacı ile müvekkili süregeldiği gibi yaşamların devam ederken davacının, ortak konutu terk ederek babasından kalma evine tek başına yerleştiğini ,akabinde ise işbu davayı açtığını, müvekkilinin bu süreçte davacı ile defalarca kez görüşmeye, barışmaya çalışmışsa da tüm girişimleri maalesef sonuçsuz kaldığını, savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ;tarafların tanık olarak dinlenen ortak çocukları ... ve ...'in beyanlarında davalının evlilik boyunca davacıya fiziksel şiddet uyguladığı, yaşanan fiziksel şiddet nedeniyle hakkında 10 yıl önce ceza yargılaması yapıldığı, ilgili davada davalı aleyhine hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğinden hükmün açıklanmaması için fiziksel şiddeti azalttığı, bu süreçten sonra davacı kadında iz bırakmayacak şekilde kadına şiddet uyguladığı, fiziksel şiddetin azaldığı dönemde psikolojik şiddetin arttığının dosya kapsamından anlaşıldığı, evlilik boyunca uğradığı fiziksel şiddet nedeniyle davacının kulaklarında ve dişlerinde kalıcı hasarlar oluştuğu, 23.02.2022 tarihli duruşmada şiddet uyguladığının davalı asil tarafından da ikrar edildiği, davalı tanıklarının da davalının davacıya şiddet uyguladığını belirttiği, davalı erkeğin davacı kadına sinkaflı küfürler ettiği, aşırı kıskanç olduğu, konuştuğu her erkekle kadını yakıştırdığı, bu nedenle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olduğundan, olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklı olup, bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmediği, davalının emekli olduğu, üzerine kayıtlı bir çok taşınmazının ve kira gelirlerinin olduğu, bankada yüklü miktarda parası ve dövizinin olduğu, davacı kadının ise ev hanımı olup sabit ve düzenli bir geliri olmadığı, davacının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, kadın lehine yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin yasal koşullarının oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, davacı kadın için dava tarihinden itibaren aylık 750,00 TL, karar tarihinden itibaren aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 100.000,00 TL maddî tazminat ile 100.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve gerekçe ile çelişki oluşturacak şekilde kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının iddialarının asılsız olduğunu, boşanmaya neden olan olaylarda müvekkilinin kusurunun olmadığını, davacının tanıklarının ortak çocuklar olduğunu, davacıyı korumaya yönelik taraflı beyanlarda bulunduklarını, bahsedilen olaylar yaşanmış olsa dahi tümünün çok eski tarihli affedilmiş olaylar olduğunu, davacının iddialarını ispat edemediğini, davanın reddi gerektiğini, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve tedbir nafakası miktarlarının da fahiş olduğunu, davacının nafaka ihtiyacının olmadığını, çocukların baktığını belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanmaya karar verilmesi ve evlilik birliğinin sarsılmasında erkeğin tamamen kusurlu olduğuna ilişkin belirlemenin isabetli olduğu, İlk Derece Mahkemesince kadın yararına tedbir nafakasına, maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi ve miktarlarının da isabetli olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz başvurusunda özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının iddialarının asılsız olduğunu, boşanmaya neden olan olaylarda müvekkilinin kusurunun olmadığını, davacının tanıklarının ortak çocuklar olduğunu, davacıyı korumaya yönelik taraflı beyanlarda bulunduklarını, bahsedilen olaylar yaşanmış olsa dahi tümünün çok eski tarihli affedilmiş olaylar olduğunu, davacının iddialarını ispat edemediğini, davanın reddi gerektiğini, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve tedbir nafakası miktarlarının da fahiş olduğunu, davacının nafaka ihtiyacının olmadığını, çocukların baktığını belirterek kararın bozulmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü, tazminatlar ve tedbir nafakası noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 50 ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,16.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.