Logo

2. Hukuk Dairesi2023/693 E. 2024/294 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Anlaşmalı boşanma protokolünden kaynaklanan tapu iptal ve tescil ile cezai şart talebinin koşullarının oluşup oluşmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, dayandıkları belgeler, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları, hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile Bölge Adliye Mahkemesi kararında belirtilen gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunarak temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/441 E., 2022/1157 K.

DAVA TARİHİ : 04.09.2015-03.11.2015

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2015/692 E., 2021/785 K.

Taraflar arasındaki anlaşmalı boşanma protokolünden kaynaklanan tapu iptal tescil ile cezai şarta dayalı alacak davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davada tapu iptal tescil davasının kabulüne, cezai şarta bağlı alacak talebinin reddine, birleşen cezai şarta bağlı alacak davasının ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.... vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların İstanbul 1. Aile Mahkemesinin 27.12.2014 tarihli, 2013/806 Esas, 2013/918 Karar sayılı kararı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, bu kararın 09.01.2014 tarihinde kesinleştiğini, taraflar arasında 20.11.2013 tarihli protokolün düzenlendiğini ve taraflarca imzalandığını, boşanma protokolü gereği İstanbul ili Üsküdar ilçesi Kısıklı Mahallesi 1836 ada 17 numaralı parselde kayıtlı 14 numaralı bağımsız bölüme ait kredi borcunun tümünün kadın tarafından ödenmesine ve ipoteğin de kadın tarafından kaldırılmasına, 31.000,00 TL nakit ödemenin kadın tarafından erkeğe yapılmasından sonra erkeğin kararın kesinleşmesinden itibaren iki ay içerisinde ipotek kaldırılmasa dahi ipotekli olarak taşınmazı kadına devretmesine, devir masrafının çıkması halinde bu masrafın, taşınmazın ilk alış bedelinden daha fazla çıkması halinde gelir vergisinin devir tarihinden önce nakden kadın tarafından erkeğe ödenmesine, iki ay içerisinde devir ve tescil işleminin yapılmasına, belirtilen bu şartlar yerine getirildikten sonra taraflardan herhangi biri tarafından mücbir sebepler hariç olmak üzere tapuda devir ve tescil işleminin yapılamaması halinde 150.000,00 TL cezai şart bedelinin diğer tarafa ödenmesine, kadının üçüncü kişilere devir talebinde bulunması halinde iki aylık süre dolmasından 15 gün öncesine kadar bu durumdan erkeği noter vasıtasıyla bilgilendirmesine, taşınmaza dair tüm kredi borcunun kadın tarafından ödenmesine, kadının ödeme yapmaması halinde bankanın erkekten talebi durumunda bankaya erkek tarafından ödenmek zorunda bırakılan bedeline ve bedele ilave olarak 30.000,00 TL cezai şartın kadından alınarak erkeğe verilmesine karar verildiğini, protokol hükümleri gereği taşınmazın üçüncü bir kişiye devri için noter kanalıyla kadına 21.01.2014 tarihinde ihtarname gönderildiğini, ihtarnameyi takiben protokol hükümlerini karşılayabilmek adına bankadan 200.000,00 TL kredi çekildiğini, ancak tescilin yapılacağı gün kadının tapu müdürlüğünden ayrıldığını, yaşanan bu olaydan sonra aynı şekilde iki olayın daha gerçekleştiğini, kadının üç kez taşınmazın üçüncü kişiye devrinden imtina gösterdiğini ve maddî taleplerde bulunduğunu, kadının kötü niyetli olduğunu, anlaşmalı boşanma protokolü hükümleri gereği kadının üstlenmiş olduğu yükümlülükleri yerine getirmekten imtina ettiğini, taşınmazı erkeğe ya da erkeğin göstereceği üçüncü bir kişiye devretmekten de imtina ettiğini iddia ederek davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile erkek adına tesciline, anlaşmalı boşanma kararında yer alan 150.000,00 TL cezai şartın kadından alınarak erkeğe ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.... vekili birleşen davada sunduğu cevap dilekçesinde özetle; birleşen davanın hukuki dayanaktan yoksun ve haksız olarak açıldığını, dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, asıl dava dilekçesini tekrarla birleşen davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, öncelikle işbu dava ile ilgili yargılama yapmakla görevli mahkemenin aile mahkemesi olmadığını ve davanın yetkili mahkemede açılmadığını, işbu dava açısından yargılama yapmakla görevli ve yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, aynı hukuki sebebe dayalı tarafları aynı bir dava dosyası bulunduğunu, davanın usulden reddi gerektiğini, aksi kanaatte olunması durumunda ise tarafların 10.01.2014 tarihinde kesinleşen anlaşmalı boşanma kararı ile boşandıklarını, mahkeme hükmü ve protokol hükümlerine göre dava konusu taşınmazın tüm kredi borcunun erkek tarafından ödeneceği, erkeğin ödeme yapmaması ve bankanın kadından talepte bulunması durumunda ise kadının ödemek zorunda kalacağı bedel ve bu bedele ek olarak 30.000,00 TL cezai şartın erkek tarafından kadına ödeneceğinin kararlaştırıldığını, erkeğin, banka ödemelerini aksatarak kadının temerrüte düşmesine sebebiyet verdiğini ve banka tarafından kadına 25.01.2014 tarihinde ihtarname gönderildiğini, ödemenin kadın tarafından yapıldığını, erkek tarafından gönderilen ihtarname ile taşınmazın üçüncü bir kişiye devrinin yapılmasının istendiğini, bu ihtarnameye verilen cevapta ise anlaşmalı boşanma protokolü şartlarının gerçekleştirilmesi halinde devrin yapılacağının belirtildiğini, kadına tapuda alınan randevu tarihinden bahsedilmediğini, erkeğin çek ile ödeme yapma teklifinin ise protokol ile uyumlu olmadığını, anlaşmalı boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 60 gün içerisinde devrin yapılmaması halinde devre dair yükümlülüğün ortadan kalkacağını iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların 10.01.2014 tarihinde kesinleşen kararla anlaşmalı olarak boşandıklarını, protokolün beşinci maddesinde belirtilen yükümlülüğün yerine getirilmemesi durumunda erkeğin, kadına 30.000,00 TL cezai şart ödemesinin kararlaştırıldığını, erkeğin kredi ödemelerini aksattığını, kadının temerrüte düşmesine sebebiyet verdiğini ve ödemenin kadın tarafından yapıldığını, bu sebeple anlaşmalı boşanma kararı içeriği de dikkate alındığında erkeğin, kadına 30.000,00 TL ödemesi gerektiğini, yine anlaşmalı boşanma kararı gereği erkeğin, kadına kararın kesinleşmesinden itibaren 2 ay içerisinde 31.000,00 TL ödeme yapması gerektiğini ve taraflardan herhangi biri tarafından mücbir sebepler hariç tapuda devir ve tescil işleminin yapılamaması durumunda 150.000,00 TL'lik cezai şartın diğer tarafa ödenmesine karar verildiğini, davalı erkeğe, boşanma kararı hükümlerine uyması ile ilgili noter vasıtasıyla ihtarname gönderildiğini ve tapuda devir işlemi için gün alındığını, ihtara rağmen erkeğin, kadına devirden önce ödemesi gereken 31.000,00 TL'yi ve yine boşanma kararına göre kadına nakit olarak ödemesi gereken yüksek fiyatlı devirden kaynaklanan gelir vergisi farkının ödenmediğini ve tapudan alınan randevu gününde devir işleminin gerçekleştirilemediğini, erkeğin protokolden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, bu sebeple 150.000,00 TL cezai şartı ödemesi gerektiğini iddia ederek davanın kabulü ile 180.000,00 TL cezai şartın yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın, taraflar arasında görülen anlaşmalı boşanmaya dair davada verilen karar ve taraflarca düzenlenen protokol hükümleri gereği kadın tarafından erkeğe yahut erkeğin belirleyeceği üçüncü bir kişiye devrinin yapılacağının kararlaştırıldığı, boşanma kararının 09.01.2014 tarihinde kesinleştiği, taraflar arasındaki evlilik birliği sona erdikten sonra erkek tarafından dava konusu taşınmazın kredi taksitlerinin ödenmesine devam edildiği, işbu dava dosyası arasına sunulan banka kayıtları ve bilirkişi raporundan anlaşılacağı üzere erkeğin kadına 86.420,00 TL ödeme yaptığı, yine dava konusu taşınmazın aylık 2.475,00 TL olan kredi borcunun da erkek tarafından dava açıldıktan sonra ödemeye devam edildiği, protokolde düzenlenen 2 aylık süre şartı geçmiş olsa da protokole bağlılık konusunda tarafların zimmi iradesinin mevcut olduğu, yargılama sırasında erkeğe kalan kredi borcunun kapatılması için kesin süre verildiği ve bu süre içerisinde kalan kredi borcunun da kapatıldığı, taşınmazın devrinin İbrahim isimli kişiye yapılması amacıyla tapuda gün alındığı, bu husustan kredi kullanmak üzere bankaya başvurulduğu, ancak kadının taraflar arasında düzenlenen protokolün 5.5 maddesinde düzenlenen 30.000,00 TL cezai şartın ödenmesini talep ettiği, erkeğin bu talebi kabul etmemesi üzerine tapu müdürlüğündeki işlemlerin gerçekleştirilemediği, banka tarafından hazırlanan kredinin de iptal olduğu, kredi borçlarının erkek tarafından ödenmesine karar verilmişse de 22.01.2014 tarihli kredi taksit borcunun ödenmemesi sebebiyle kadına temerrüt ihtarnamesinin gönderildiği, bu ihtarname gereği kadının ilgili bankaya 22.01.2014 tarihinde 517,19 TL, 10.02.2014 tarihinde 1.973,19 TL olmak üzere toplam 2.491,10 TL ödeme yaptığı, bu nedenle kadının, erkekten bu temerrüt nedeniyle protokolde kararlaştırılan 30.000,00 TL cezai şart ödemesini talep ettiği, bu hususta erkeğe 03.03.2014 tarih 5166 yevmiye numaralı ihtarnameyi gönderdiği, bu ihtarın protokolün 5.5 madde hükümlerine göre yapıldığı, erkeğin, kadın tarafından bankaya yatırılan kredi taksitini daha sonra ödemiş ise de bu cezai şartı ödemediği, cezai şart miktarının otomatik olarak ödenmesi gerekli bir husus olmadığı, ihtilaf halinde yargılama sonucu mahkemece karar verilmesi gerektiği, mahkemesinin cezai şartın fazla olduğunun taraflardan birinin iktisaden mahfına neden olması halinde takdiren indirim yapabileceği, bu nedenle kadının cezai şart için dava açarak bu alacak talebini mahkemede ileri sürmesi gerekirken erkekten bunu doğrudan istemesi ve bunu sebep göstererek tapudaki devirden kaçınmasında haksız olduğu, kadının protokol gereğince taşınmazın devrini yapmadığı, erkeğin ya edimin ifasını ya da cezai şartı talep edebileceği hem edimin hem de cezai şartı talep edemeyeceği gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulü ile dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile erkek adına tapuda tesciline, asıl davada cezai şart talebinin reddine, birleşen dosya bakımından ise erkeği, kredi taksitlerini ödemede temerrüte düştüğü anlaşıldığından protokolün 5.5 maddesi gereğince 30.000,00 TL cezai şartın erkekten alınarak kadına verilmesine, erkeğin protokolde taşınmazın devrine ilişkin olarak kendi üzerine düşen ödeme yükümlülüklerini yerine getirdiği anlaşıldığından kadının 150.000,00 TL cezai şart talebinin ise reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.... vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğu, 193.000,00 TL ödeme yapılacak olması sebebiyle 200.000,00 TL bedelli kredi için başvuruda bulunulduğu, çek düzenlendiği, tapuda devir işleminin gerçekleştirilememiş olması sebebiyle kredi işleminin iptal edildiği, kadın tarafından gönderilen ihtarname üzerine kredi ödemelerinin yapıldığı, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, asıl dava yönünden ise 150.000,00 TL cezai şartın reddine yönünde verilen kararın hatalı olduğu, vekâlet ücreti düzenlemesinin isabetli olmadığı belirtilerek; asıl davada cezai şart talebinin reddi, birleşen davanın kabulü ve vekâlet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğu, davanın görevli ve yetkili mahkemede açılmadığı, hukukçu bilirkişiden rapor alınmasının da dava konusu dikkate alınarak hatalı olduğu, bizzat görgüye dayalı bilgisi olmayan tanığın beyanının hükme esas alınmasının hatalı olduğu, protokol hükümlerinin geçersiz hale geldiği, erkek tarafından protokol hükümleri gereği yapılması gereken ödemeler kadına ödenmediğinden tapuda devir işleminin gerçekleştirilmediği, birleşen davanın tamamen kabulü ile asıl davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek; her iki dava yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davanın, anlaşmalı boşanma protokolüne dayalı tapu iptali ve tescil ile cezai şarta dayalı alacağın tahsili, birleşen davanın ise cezai şarta dayalı alacağın tahsili istemine ilişkin olduğu, somut olayda; davanın anlaşmalı boşanma protokolünden kaynaklandığı ve aile mahkemesinin görev alanında kaldığı, hukukçu bilirkişiden rapor alınmasının hatalı olduğu, ancak gelinen aşamada yanılgıya değinilmekle yetinildiği, tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, tanık beyanları, olayların gelişimi, kesinleşen mahkeme ilamı ve protokol hükümleri ile kararın dayandığı deliller ve gerekçeye göre, asıl ve birleşen davalar yönünden verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğu, cezai şarta dayalı alacağın para alacağı olduğu, nispi vekâlet ücretine hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, boşanma protokolüne dayalı tapu iptali ve tescil davalarında maktu harç ve vekâlet ücreti alınması gerektiği, dolayısıyla taşınmaz değeri üzerinden vekâlet ücretine hükmedilmemesinin yerinde olduğu belirtilerek; taraf vekillerinin istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.... vekili katılma yoluyma temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile asıl davada cezai şart talebinin reddi, birleşen davanın kabulü yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile her iki dava yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; taraflar arasında düzenlenen anlaşmalı boşanma protokolünden kaynaklanan tapu iptal tescil ve yine protokol hükmü gereği cezai şartın tahsili istemine ilişkin olup uyuşmazlık, tapu iptal tescil ve cezai şartın tahsili koşullarının oluşup oluşmadığı, işbu davanın görevli ve yetkili mahkemede açılıp açılmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 1 inci ve devamı maddeleri, 5 inci ve devam maddeleri, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.