Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6942 E. 2024/4849 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusur dağılımı ve boşanma kararının hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller ve tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları değerlendirilerek, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek, davalı erkeğin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/729 E., 2023/939 K.

KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 14. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/121 E., 2022/86 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın (asıl) dava dilekçesi ile; davalının ikinci, kendisinin ilk evliliği olduğunu, davalının, fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, asabi ve geçimsiz olduğunu, aşağıladığını, tehdit ettiğini, ailesine de küfür, hakaret ettiğini, düşük yaptığında ilgilenmediği belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, aylık 5.000.00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 250.000.00 TL maddî, 250.000.00 TL manevî tazminata, davalının şirketindeki tasarruf hakkının kısıtlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP:

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, davacının iş güvenliği şefi olarak çalıştığını, hiç bir şekilde ortak aileye maddî olarak bir katkısının olmadığını, müvekkili ve ailesine hakaret ve küfür ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan delillerden davacı kadına yönelik fiziksel şiddet uygulayan, düşük yaptığı dönemde davacıyla ilgilenmeyen ve eşyalarıyla birlikte ortak konutu terk eden davalı erkeğin ağır kusurlu olduğu, davacı kadının ise davalı erkeğe ve erkeğin ailesine yönelik hakaret içeren sözler söylemesi nedeniyle az kusurlu olduğu, davalı tarafça süresinde cevap dilekçesi sunulduğu, sunulan dilekçenin karşı dava dilekçesi niteliği taşımadığı gerekçesiyle tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadının mesleği, düzenli bir işi ve yeterli geliri bulunduğundan tedbir-yoksulluk nafakası taleplerinin ayrı ayrı reddine, koşulları oluştuğundan 20.000.00 maddî, 20.000.00 TL manevî tazminata, davacının 4721 sayılı Kanunun 199 uncu maddesine dayalı davalının şirketi üzerindeki tasarruf hakkının kısıtlanması talebinin sübut bulmadığından reddine, usulüne uygun açılmış bir karşı dava bulunmadığından başkaca karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın 11.04.2022 tarihli dilekçe ile tazminat ve nafaka istemlerinden feragat ettiğini, tek talebinin boşanma olduğunu beyan etmiştir.

2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulü, kusur tespiti, tedbir nafakası ve kadın lehine hükmedilen tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kusur belirlemesi ve boşanma davasının kabulünün isabetli olduğu ancak davacı kadın tarafından karar kesinleşmeden 11.04.2022 tarihli dilekçesi ile nafaka ve tazminat taleplerinden feragat ettiğini bildirdiğinden davalının nafaka ve tazminatlara yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile davacı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin feragat sebebiyle reddine, davalı erkeğin sair istinaf talebinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek davanın kabulü, kusur tespiti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı ve kusur tespiti noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi,

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,26.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.