Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6957 E. 2024/5770 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi ve buna bağlı olarak maddi-manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları ancak yerel mahkemece hatalı kusur belirlemesi yapılarak erkeğin ağır, kadının hafif kusurlu kabul edilmesi ve bu doğrultuda kadına maddi-manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmeyerek, bozma kapsamı dışında kalan hususlar onanmak suretiyle temyiz edilen karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2467 E., 2023/1378 K.

KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ereğli(Konya) 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/452 E., 2021/664 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı-davalı erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı-davacı kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının birlik yükümlülüklerini yerine getirmediğini, sürekli ailesine gittiğini, orada zaman geçirdiğini, erkeğin kazancını alıp hiç para vermediğini, hor gördüğünü, küçümsediğini, kırıcı, küçük düşürücü konuştuğunu, evin anahtarlarını vermediğini, çoğu zaman kapıda kaldığını, sürekli babasının etkisiyle hareket ettiğini, cinsel ilişkiden kaçındığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin birlik yükümlülüklerini yerine getirmediğini, TOKİ'den alınan evin taksitlerini ödemediğini, doğalgazı ödemediği için kesildiğini, eş ve çocuklarıyla ilgilenmediğini, onlarla zaman geçirmediğini, vardiyasını çocukların isteğine göre ayarlamadığını, eşinden habersiz erkeğin kız kardeşinin müşterek evde kaldığını, eşyaların yerini değiştirdiğini, evliliğe müdahale ettiğini, başkalarının yönlendirmesiyle hareket ettiğini, evden kovduğunu, ailesinin yanında "beni boynuzluyorsun" dediğini, bir hafta sonrada evi terk edip gittiğini, eş ve ortak çocukları arayıp sormadığını belirterek tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, aylık 1.500,00 TL tedbir- yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların davacı-davalı erkeğin emekli olmasına kadar İstanbul ilinde yaşadıkları, emekli olunca memleketleri olan Ereğli'ye taşındıkları, evlilikleri süresince evin maddî idaresinin genelikle davalı-davacı kadın da olduğu, her ne kadar davacı- davalı erkek dava dilekçesinde bunu bir boşanma nedeni olarak belirtmiş ise de; bu duruma rızasının bulunduğu, yine davalı-davacı kadının İstanbul'da yaşadıkları dönemde okulların kapanması ile Ereğli'ye gelip babasının yanında kaldığı ancak bu hususta da erkeğin rızasının bulunduğu, Ereğli'ye taşındıktan sonra ortak konutun anahtarının erkeğe verilmediği, bulunan üç anahtarı kadın ve ortak çocukların aldığı, erkeğin bir kaç kez kapıda kaldığı, davalı-davacı kadının ve ortak çocukların birlikte hareket ettikleri ve erkeğin yalnızlaştırıldığı, kadının kendi ailesine daha çok değer verdiği, hane içine karışmalarına sessiz kaldığı, en son taraflar arasında kadının babasının borç para istemesinden kaynaklı tartışma çıktığı, bu tartışmada erkeğin eşini ve çocuklarını evden kovduğu, tartışma esnasında sinirle de olsa eşini ve çocuklarını evden kovan erkeğin daha az, eşine evin anahtarını vermeyen ve bundan kaçınan, kendi ailesinin evliliklerine müdahalesine sessiz kalan davalı-davacı kadının daha ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kusur durumu dikkate alınarak kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine, kadın için takdir edilen aylık 500.00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle kaldırılmasına karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının birleşen davasının kabulü, kusur belirlemesi, tedbir nafakası ile yargılama giderleri ile vekâlet ücreti yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadının reddedilen nafaka ve tazminat talepleri yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğe verilen kusurların sabit olduğu, bunun yanında erkeğin eş ve çocuklarıyla ilgilenmediği tanık beyanlarıyla sabit olmasına rağmen bu hususta kusur verilmemesinin hatalı olduğu, erkeğin başkaca kusurunun ispatlanamadığı, kadına verilen kusurlardan kendi ailesinin evliliklerine müdahalesine sessiz kaldığı hususunun ispatlanamamasına rağmen bu hususta kadına kusur verilmesinin hatalı olduğu, kadına verilen diğer kusurun sabit olduğu, bu durumda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, kadın için dava tarihinden kararın kesinleşmesine kadar tedbir nafakası verilmesi gerekirken karar tarihine kadar verilmesinin hatalı olduğu, kadın yararına koşulları oluştuğundan yoksulluk nafakası ve maddî, manevî tazminat takdiri gerekirken reddinin de yerinde görülmediği gerekçesiyle kadının kusura, nafakalara ve tazminatlara yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince takdir edilen tedbir nafakası ile tahsilde tekerrüre sebebiyet verilmemek kaydı ile dava tarihinden itibaren aylık 500,00 TL tedbir nafakasının Daire karar tarihi itibariyle aylık 800,00 TL ye yükseltilmesine, boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tüm, kadının sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı erkek temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen nafakalar ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadının birleşen boşanma davasının kabulünün, kusur belirlemesinin ve kadın yararına nafaka ve tazminat takdirinin isabetli, miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3.Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı- davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Yapılan yargılama ve toplanan delillerden Bölge Adliye Mahkemesince kabul edilen ve belirlenen kusurlara göre tarafların boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle iken Bölge Adliye Mahkemesince bu husus gözetilmeden yanılgılı kusur belirlemesi ve değerlendirilmesi sonucu erkeğin ağır, kadının hafif kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış; bozmayı gerektirmiştir.

3. Yukarıda (2) numaralı paragrafta açıklandığı üzere boşanmaya sebebiyet veren olaylarda taraflar eşit kusurlu olup, eşit kusurlu eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilemez. Davalı-davacı kadın yararına 4721 sayılı Kanunu'nun 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası koşulları somut olayda gerçekleşmemiştir. O halde, kadının maddî ve manevî tazminat isteğinin reddine karar vermek gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar yönünden davacı-davalı erkek yararına BOZULMASINA,

2.Davacı-davalı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.