Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6984 E. 2024/3181 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat hususlarında anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılık bulunmadığı, davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediği gözetilerek, temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/968 E., 2023/1909 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 6. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/908 E., 2022/44 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl dava ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; tarafların son kız çocuğu dünyaya geldiğini, akabinde davalı taraf ortak çocuk henüz 1 günlükken müvekkil ve çocuklarını bırakıp gitmediğini, son çocuklarının da kız olması sonucu sürekli müvekkili suçladıklarını, çocukları ile ilgilenmeyi bıraktığını, 28 gün sonra aile dostlarının araya girip tarafları barıştırmaları ile eve geri dönen

davalı, geri dönmesinin ardından hem müvekkile hem 3 çocuğuna kötü muameleyi arttırdığını, davalı taraf müvekkili ve çocuklarını hiç düşünmeden 28 gün evden uzak kaldığını, müvekkili ile davalının eve geri dönmesinden sonra; evliliğini düzeltebilmek, davalıyı ve ailesini mutlu edebilmek adına olağan üstü bir çaba sarf ettiğini, davalı ise; müvekkilinin onca çabasına rağmen; müvekkile ilgisiz kalmaya, müvekkile kötü davranmaya, müvekkile tehditler hakaretler etmeye ve müvekkile fiziksel şiddet uygulamaya devam ettiğini, müvekkil ile söz konusu süreçte davalının ilgisine hasret kaldığını, çocukları ile tek başına ilgilenmek zorunda kaldığını, ailesinin desteği ile ayakta kalmaya çalıştığını, tarafların çocukları da yine baba ilgisinden mahrum kaldığını dava dilekçesinde belirtilen nedenlerle evlilik birliğinin davalı tarafın ağır ve tam kusurlu davranışları sebebiyle temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 30.000,00 TL maddî ve 60.000,00 TL manevî olmak üzere toplamda 90.000,00 TL tazminata hükmedilmesine, müvekkili için ayda 750,00 TL tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, kararla birlikte yoksulluk nafakası olarak devamına, evlilik birliğinden olan ortak 3 çocuğun velâyetinin davacı müvekkile verilmesine, evlilik birliğinden olan çocuklar için, sonrasında iştirak nafakasına dönüştürülmek şartıyla, ayrı ayrı 750,00 TL tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili karşı dava-cevap ve karşı dava cevaba cevap dilekçelerinde özetle; açılan davanın haksız olduğunu, müvekkilinin bir eş ve bir baba olarak tüm görevlerini yerine getirtiğini, müvekkilinin tüm çabalarına rağmen; karşı taraf kendi annesi ve ailesinin yönlendirmesi olduğunu, davacı taraf; hiç bir zaman müvekkilin anası ve babası ile yaşamak zorunda bırakılmadığını, davacının ana ve babasına sahip çıkmış ve onları kendi ailesi ile bir ve eşdeğer görmüş, müvekkil ve davacının anne babaları Van'da yaşamaktayken 2011 yılında deprem meydana geldiği, müvekkil hem kendi ana babasını hemde davacının ana babasını Antalya iline getirdiğini, davacının anne ve babası bir yıldan fazla süre boyunca müvekkilin evinde kaldığını,evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle, tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 30.000,00 TL maddî ve 60.000,00 TL manevî olmak üzere toplam 90.000,00 TL tazminata hükmedilmesine, çocukların velâyetinin müvekkil davalı-davacıya verilerek ortak çocukların her biri için aylık 250,00 TL, toplamda 3 çocuk için 750,00 TL nafakanın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, kararla birlikte iştirak nafakası olarak devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dinlenen tanık beyanları ile tarafların bir ayrılık yaşadıkları sonrasında bir araya geldikleri ancak bir araya geldikten sonra da davalı-davacı kocanın davacı-davalı kadına karşı şiddet uyguladığı, Van 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/432 E sayılı dosyasında davalı erkeğin davacı kadına şiddet uyguladığına ilişkin kararla sabit olduğu, bu durumun dinlenen tanık beyanları ile sabit olduğu, evlilik birliğinin davalı-davacı kocanın ağır kusurlu hareketleri ile temelinden sarsıldığı, karşı dava bakımından da Van depreminden sonra davacı-davalı kadının ailesinin uzun süre tarflar ile birlikte yaşadıkları bu yönden de kadının az kusurlu olduğu anlaşıldığından evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar lehine 400,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata, 400,00 TL yoksulluk nafakasına erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kadının kabul edilen boşanma davası, velâyet, iştirak ve yoksulluk nafakası, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile erkeğin reddedilen tazminat talepleri yönünden istinaf talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı-davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kadının kabul edilen boşanma davası, velâyet, iştirak ve yoksulluk nafakası, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile erkeğin reddedilen tazminat talepleri yönünden istinaf talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık tarafların açtığı evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasında; ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü ile kadın yararına maddî, manevî tazminata ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi şartlarının mevcut olup olmadığı ve mevcutsa miktarlarının hakkaniyete uygun takdir edilip edilmediği velâyet düzenlemesi ve iştirak nafakaları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 2 inci, 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu, 335 inci ve 336 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Boçlar Kanunu'nun 50 ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,06.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.