Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6989 E. 2024/3180 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında erkeğin tam kusurlu olup olmadığı, kadının maddi-manevi tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin yerinde olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, erkeğin ortak hayatı temelinden sarsacak davranışları ve kadının kusursuzluğu gözetilerek boşanmaya, tazminata ve nafakaya hükmetmesi usul ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1335 E., 2023/1348 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 8. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/39 E., 2023/212 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davacı-davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; tarafların 28.04.1980 tarihinde anlaşarak ve kendi rızalarıyla evlendiklerini, tarafların bu evliliklerinden bir reşit kızı bir de oğullarının bulunduğunu, davacının müvekkiline karşı bir eş, hayat arkadaşı gibi muamele etmediğini, müvekkiline bir aile sıcaklığı hissettirmediğini, tarafların 10 yılı aşkın süredir ayrı illerde yaşadıklarını bu sürenin son 3 yılını hiç görüşmeden geçirdiklerini, davalı eşin evin geçimine herhangi bir katkısı olmadığını, öfke problemleri bulunduğunu, müvekkilinin 42 yıllık evlilik hayatı boyunca oldukça yıprandığını davalının tüm aşağılama ve baskılarına maruz kalmasına rağmen fedakar bir anlayış ile evliliğini kurtarmak için bugüne değin sürekli olarak direndiğini, uğramış olduğu zararlar nedeniyle lehine 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili karşı dava ve cevap dilekçelerinde özetle; dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların gerçeklerle alakasının olmadığını, davacının evlilik hayatı boyunca müvekkile ve çocuklarına karşı aile birliğinin yüklediği sorumlulukları hiç bir zaman yerine getirmediğini, son olarak müvekkiline karşı darp, fiziki ve psikolojik şiddet uyguladığını, küfür hakaret içeren sözler ile ortak konuttan ayrılmaya zorladığını, müvekkilinin üç yıldır davacıdan ayrı olarak Mersin ilinde yaşadığını, tarafların yaklaşık on yıl kadar müvekkilinin annesinin evinde kira ödemeden birlikte yaşadıklarını, davacının ev ekonomisine ve çocukların ihtiyaçlarına katkı sağlamadığı gibi aldığı emekli maaşından sürekli kendilerine destek sağlayan müvekkilinin annesini hor gördüğünü, öksürdüğünü duysa "gebermedi gitti" şeklinde sözler kullandığını, müvekkilinin evlere temizliğe gittiğini, farklı işlere giderek biriktirdiği para ve çocuklarının desteği ile TOKİ' den bir hisse aldığını ve burada yaşamaya başladığını, davacının müvekkiline sen insan değilsin, sen kadın değilsin diye aşağılayıcı ifadeler kullandığı gibi müvekkilin şahsına, sülalesine karşı da sinkaflı küfürler etmekten geri durmadığını, müvekkilinin aksine davacının öfke problemi bulunduğunu, müvekkili lehine aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasına boşanmaya karar verilmesi halinde ise yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesini, evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle boşanmalarına ve boşanmadan dolayı yoksulluğa düşecek taraf olması nedeniyle 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminat olmak üzere toplam 500.000,00 TL tazminata karar verilmesini, mahkeme masraf ve vekâlet ücretinin davalıya tahmiline karar verilerek karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı-karşı davalının evlilik birliği içerisinde davalıya karşı davacıya şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, herhangi bir ayrı yaşama nedeni olmaksızın davalıyla olan ortak yaşamdan ayrılmak suretiyle davalıyı terk ettiği bu nedenle davacı karşı davalı erkeğin kusurlu bulunduğu, davacı-davalı erkeğin, davalı-davacı kadına izafe ettiği vakıaları ispat edemediği, açıklanan ve kabul edilen iddialar doğrultusunda evlilik birliği temelinden sarsıldığı, taraflardan davacı-davalı erkeğin tam ve ağır kusurlu olduğu kadının ise kusursuz olduğu gerekçesi ile asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, kadın yararına 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin tam kusurlu olmadığını, müvekkiline yüklenen kusurların gerçekleşmediğini, kadının kusurlarının gözetilmeden karar verildiğini belirterek verilen kararın kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar ile reddedilen boşanma davası yönünden kaldırılmasını ve davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı-davalı vekilinin istinaf itirazının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; asıl davanın reddi, tazminatlar ve nafakalar ile miktarları, kusur değerlendirmesi yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık tarafların açtığı evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasında; ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile nafakaya hükmedilmesi şartlarının mevcut olup olmadığı ve mevcutsa miktarlarının hakkaniyete uygun takdir edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2 nci, 4 üncü, 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Boçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle kadının terk hukuki sebebiyle açılmış bir boşanma davasının bulunmadığı bu nedenle erkeğe terk kusurunun yüklenemeyeceğinin ancak erkeğin diğer kusurlu davranışlara göre yine de tam kusurlu bulunduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,06.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.