"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1235 E., 2023/1181 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Boğazlıyan 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2022/69 E., 2023/183 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereği kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilere, kadının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-karşı davacı kadın tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesi ile; tarafların 2007 yılında evlendiğini, kadının tutum ve davranışları dolayısıyla evliliğin çekilmez bir hal aldığını, 2013 yılında boşanma davası açıldığını ancak reddediliğini, 2015 de red kararının kesinleştiğini, ancak aradan 7 yıl geçmiş olmasına rağmen ortak hayat kurulamadığını, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereği boşanmalarına, yargılama ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesi ile; açılan davayı kabul etmediğini, erkeğin daha sonra İliç Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açtığını ve 2021/31 Karar sayısı ile tekrar reddedildiğini, 3 yıllık süre esas alınacak ise bu Mahkemeye göre esas alınması gerektiğini, evliliğin yürümemesinin tamamen erkekten kaynaklı olduğunu, erkeğin yıllarca evine bakmadığını, eşinin ve çocuğunun bakım iaşesini sağlamadığını, oturduğu evin kasıtlı borcunu ödemeyip satılmasına sebep olduğunu, sağlık sorunları olan müvekkil evlere temizliğe giderek tek başına çocuğunu büyüttüğünü, başka bir kadınla yaşadığını, erkeğin emekli olmakla birlikte halen yüksek maaş aldığını, kasıtlı üzerine değil birlikte yaşadığı kadının üzerine mal yaptığını ileri sürerek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, hiçbir kusuru olmayan kadın için aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 300.000,00 TL maddî ve 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası görüldüğü ancak vakılara yönelik tanık bildirilmediği ve kusurların ispatlanamadığından dava ve karşı davanın reddine karar verildiği, bu kararın 17.04.2015 tarihinde kesinleştiği, bu davayı açan, böylelikle fiili ayrılığa sebep olan ve boşanma nedeni yaratan, fiili ayrılık döneminde ve diğer dönemlerde tanık beyanlarına göre erkeğin yıllarca evine bakmadığı, evinin ve çocuklarının ihtiyaçlarını gidermediği, fiili ayrılık döneminde de gayriresmi olarak başka kadın ile yaşayan erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda tamamen kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl davanın ve karşı davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereği kabulü ile tarafların boşanmalarına, karşı davada kadının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanma talebinin reddine, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, kadının maddî ve manevî tazminat talebi kabul 30.000,00 TL maddî ve 35.000,00 TL manevî tazminata, kadın lehine aylık 1.200,00 TL yoksulluk nafakasına, nafaka ya her yıl TÜFE oranında artışa karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; erkeğin davasının reddi gerektiğini, açılan karşı davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği kabulü gerekirken reddinin dosya içeriğine uygun olmadığını, hükmedilen yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminatların az olduğunu ileri sürerek davasının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği kabulü gerektiği, nafaka ve tazminatların miktarı ile erkeğin kabul edilen davası yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;Sincan 4. Aile mahkemesinin 2013/426 Esas 2014/181 Karar sayılı dosyasında tarafların karşılıklı boşanma davası açtıkları, erkeğin tanık ve delil bildirmeyeceğini beyan etmesi nedeniyle asıl davanın reddine karar verildiği, kadının açılan karşı boşanma davasının ise dinlenen tanıkların beyanlarının evlilik birliğinin temelden sarsıldığını ispata elverişli olmayan genel mahiyetteki izahlardan ibaret olması nedeniyle ispat edilemeyen karşı davanın reddine karar verdiği, bu kararın 17.04.2015 tarihinde kesinleştiği, bu davanın ise 09.03.2022 tarihinde açıldığı, aradan geçen 7 yıla yakın bir süre içerisinde taraflarında kabulünde olduğu üzere evlilik birliğinin yeniden tesis edilemediği, tarafların biraraya gelmedikleri, erkeğin davasının kabulünde bir hata bulunmadığı, ayrılığın ilk açılan davadan beri devam ettiği, yıllarca evine bakmayan evinin ve çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamayan fiili ayrılık döneminde ... isimli başka kadın ile yaşayan erkeğin tam kusurlu olduğu, İlk Derece Mahkemesince belirlenmesine rağmen kadının davası ve talebi dışına çıkarak 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası yerine 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereği boşanma talebinin kabul edilmesinin hatalı olduğu, herhangi bir geliri ve malvarlığı bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde isabetsizlik olmadığı ancak hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının düşük olduğu gibi kadın için hükmedilen tazminatların da düşük olduğu gerekçesiyle kadının istinaf başvurusunun kadının karşı davada verilen hüküm, yoksulluk nafaka miktarı, maddî ve manevî tazminat miktarları yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadının karşı davasının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın için aylık 2.500,00 TL yoksulluk nafakasına, hükmedilen yoksulluk nafakasının her yıl TÜİK tarafından açıklanan TÜFE oranında artırılmasına ve fazlaya ilişkin talebin reddine, kadın için 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı temyiz dilekçesinde; emekli maaşı ile hayatını idame ettiren erkek aleyhine hükmedilen tazminatların miktarının oldukça fazla olduğunu ileri sürerek tazminatların miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın için hükmedilen tazminatların miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.