Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6991 E. 2024/5035 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki tüm deliller ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları değerlendirilerek, ilk derece mahkemesi kararını kısmen değiştiren bölge adliye mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve bölge adliye mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1116 E., 2023/1160 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 9. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/209 E., 2023/144 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin kadına hem fiziksel hem de psikolojik şiddet uyguladığını, ancak ortak çocuklardan Burak büyüdükten sonra fiziksel şiddet uygulayamadığını, davalının belli dönemlerde müvekkilini aldattığını, bu yaşananlardan dolayı 2015 yılında müvekkilinin vücudunda yaralar çıktığını, köye yerleşmeyi kabul etmeyince eziyetlerinin arttığını, sadece ekmek parası verdiğini, evin hiçbir ihtiyacına karışmamaya başladığını, hakaretler ettiğini, ortak çocuk ...'e karşı kötü davrandığını ve özel ihtiyaçlarını karşılamadığını, 27 Mart 2021 tarihinde müşterek haneyi terk ederek Toki evine yerleştiğini ve halen burada anne ve babası ile birlikte yaşadığını, tarafların bu tarihten sonra ayrı yaşamaya başladıklarını,erkeğin faturaları ödemediğini, askerden gelen tarafların ortak çocuğunun faturaları ödediğini, müvekkilinin ev hanımı olduğunu, gelirinin bulunmadığını, erkeğin ise emekli olup aynı zamanda çalıştığını, bu nedenlerden dolayı tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına,

ortak çocuk ...'in velâyetinin müvekkiline verilmesini, müvekkili lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, ortak çocuk için aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine 300.000,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, kadının annesinin etkisi ile evdeki huzurun bozulduğunu, kadının müvekkilini evden kovduğunu, müvekkilinin ailesine her türlü desteği sağladığını, hiçbir karşılık beklemediğini, ortak çocukları ile ilgilendiğini, kızı ...'i 5 yıl boyunca sağlık sorunları nedeniyle özel doktora götürdüğünü, çocuklarının en iyi eğitimi almaları için arkalarında durduğunu, ailesine karşı her zaman iyi niyetli davrandığını, müvekkilinin ailesinin hiç bir şekilde aile birliğini bozacak davranışlar sergilemediklerini, tarafların aile içerisindeki ilişkilerine karışmadıklarını, müvekkilinin evden kovulduktan sonra başka bir evde anne ve babası ile birlikte yaşamaya başladığını, müvekkilinin şu anda çalışmadığını, geçimini emekli maaşı ile geçimini temin ettiğini, kredi borçların ödediğini, evden kovulduğu tarihten itibaren elinden geldiği kadar ailesinin geçimini sağladığını, bu nedenlerden dolayı tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 300.000,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların 2 yıldır ayrı yaşadıkları, erkeğin sık sık ailesinin yanına gittiği, haklı bir sebebi yokken evi terk ettiği, kadına harçlık bırakmadığı, evinin ve çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamadığı, kadının etrafın yardımı ile geçimini sağlamaya çalıştığı, bu şekilde tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evliliğin devamında taraflar ve toplum yararına korunmaya değer bir menfaatin kalmadığı, evlilik birliğinin sona ermesinde erkek eşin tam kusurlu olduğu, ayrılık süresince ortak çocuğun anne yanında kalması, ortak çocuğun anne sevgisi ve ilgisine muhtaç bir yaşta bulunması, annenin de ortak çocuğun velâyet hakkının kendisine verilmesini talep etmesi, annelik motivasyonunu yüksek olması, ortak çocuğun veleyat hakkının annesine verilmesinin aksini gerektirecek bir ihmal ve istismara uğradığına ilişkin bir olgunun dosya kapsamına yansımadığı gerekçesiyle boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile aralarında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk lehine aylık 1.250,00 TL iştirak nafakasına, davacı kadın lehine aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları ile ortak çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve nafakalar, reddedilen tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararında gösterilen gerekçeler ile kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, davacı kadının ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde hükmedilen nafakanın miktarında, kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde hükmedilen nafakanın miktarında, ortak çocuk yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinde ve miktarında herhangi bir isabetsizlik görülmediği ancak tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, ortak çocuğun zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde hükmedilen nafaka miktarının düşük olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren kadın yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde maddî tazminat takdir edilmesinde bir isabetsizlik görülmediği, ancak takdir edilen tazminat miktarının düşük olduğu, kadını çevrenin yardımına muhtaç bırakacak şekilde ekonomik şiddet uygulamanın kişilik haklarına saldırı oluşturduğu, kadın yararına manevî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında bir isabetsizlik görülmediği, tam kusurlu olduğu anlaşılan erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinde de her hangi bir isabetsizlik görülmediği, ortak çocuğun anne yanında yaşamak konusunda kararlı ve istekli olduğu, çocuğun yaşı itibari ile kendi hayatı ile ilgili karar alabilecek bir yaş döneminde olduğu, çıkarına açıkça ters düşmediği takdirde ifade ettiği görüşe önem verilmesi gerektiği ve beyanlarında etki veya baskı gözlemlenmediği gerekçesi ile kadının istinaf başvurusunun maddî tazminat ile iştirak nafakasının miktarı yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle ortak çocuk için aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasına, kadın için 75.000,00 TL maddî tazminata karar verilmiş, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde; kusur belirlemesi, tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar ile reddedilen tazminat talepleri yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına hükmedilen nafakalar ve tazminatlar, erkeğin reddedilen tazminat talepleri, iştirak nafakası noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.