"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1285 E., 2023/1267 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Yozgat Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/98 E., 2022/636 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesi ile; davalının evlilik boyunca ilgisiz, geçimsiz, asabi birisi olduğunu, davalının yine 2011 yılında talebi üzerine memleketi olan Hatay iline tayin istediği, çocukları ve müvekkilini babasının evine bırakıp, kendisine ayrı bir ev kiraladığını ve orada yaşadığını, müvekkilin, babasının evinde yaşadığı süreçte zorunlu ihtiyaçlarını dahi gideremediğini, ergenlik aşamasındaki çocuklarla beraber aynı odada kaldığını, davalının borsa bağımlılığı olduğunu, sürekli borsa oynadığını ve zarar ettiğini, borsa oynamak için bankadan krediler çekerek borçlandığını, çocukların eğitimi ve evin ihtiyaçları ile hiç ilgilenmediğini, sürekli kendisine karşı psikolojik şiddet uyguladığını, ''orospu, ortalık malı'' diyerek hakaretler ettiğini, şiddet uyguladığını, dışarı çıkmasını kısıtladığını tüm bu seberlerle davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesini, her bir çocuk için aylık 750,00 TL olmak üzere toplam 2.250,00 TL tedbir nafakası ve karar kesinleştikten sonra her yıl ÜFE oranında arttırılması suretiyle iştirak nafakasına, kendisi için aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası ve karar kesinleştikten sonra her yıl ÜFE oranında artırılması suretiyle yoksulluk nafakasına, 250.000,00 TL maddî tazminat ve 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesi ile; evlilik hayatında hiçbir kötü alışkanlığının olmadığını, evlilik süresince çalışan, sorumluluğunun bilincinde olduğunu, davacının ise, eşine destek olmadığını, aksine kısıtlı imkanlara rağmen, zevklerinden, alışveriş merakından asla ödün vermeyen biri olduğunu, yine davacının lüks harcamaları yüzünden evin ihtiyaçlarını karşılayamadığını ve evin geçimini sağlamak için bankalardan kredi çektiğini, davalının iki kredi kartı olduğunu, bunlardan birisini kendisinin kullandığını, diğerini ise davacı eşinin kullanımına tahsis ettiğini, davalının görevinden kaynaklı güvenlik gerekçeleri ile ailesini Antakya'daki baba evine yerleştirdiğini, İskenderun'da ev kiralayıp, bekar kaldığı iddiasının doğru olmadığını, davacının kusuru sebebiyle boşanmalarına, erkek lehine 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, kadının tüm taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadına karşı aşırı kıskanç davranıp eşini kısıtladığı, fiziksel şiddet uyguladığı, kadını kendi ailesi ile yaşamaya zorladığı, ailesinin ihtiyaçlarını yeterince karşılamadığı, çocukları ile ilgilenmediği, eşine karşı aşağılayıcı, hakaret içeren sözler söylediği, kadını cinsel ilişkiye zorladığı, kadının ise savurgan davrandığı, erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, iki çocuk da ergin olduğundan davacının velâyet ve iştirak nafakası talebinin reddine, Kutay Saffet için aylık 400,00 TL tedbir nafakasının ergin olduğu tarihe kadar devamına, kadın için dava tarihinden itibaren aylık 500,00 TL olarak hükmedilen tedbir nafakasının 25.11.2021 tarihi itibariyle aylık 500,00 TL arttırılarak toplamda 1.000,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ile nafakaya ÜFE artışına, kadın için 30.000,00 TL maddî ve 28.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; davanın kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasının ve maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, boşanma davasının kabulü, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar, yoksulluk nafakası ve ÜFE oranında artışa karar verilmesi, reddine karar verilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince erkeğe ve kadına yüklenen vakıaların ispat edildiği ve kusurlu vakıa olarak doğru yüklendiği, bu kusurlu vakıalara göre tarafların kusur derecelerinin yine doğru saptandığı, kadının boşanma davası açmakta haklı olduğu, boşanma davasının açıldığı günden, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar kadın ve ortak çocuk yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinde, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, davacı kadının zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, isabetsizlik bulunmadığı, kadın için yoksulluk nafakasının daha yüksek belirlenmesini istemiş ise de yoksulluk nafakası talebi 1.000,00 TL olduğundan, aşılarak hükmedilemeyeceğinden kurulan hükümde bir hata bulunmadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, maddî ve manevî tazminat takdir edilmesinde bir hata yok ise de belirlenen tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesiyle kadının istinaf başvurusunun tazminatların miktarı yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına 80.000,00 TL maddî, 80.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kusur belirlemesi, kabul edilen dava, nafaka ve tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulünün yerinde olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen nafakalar ve tazminatlar ile erkeğin reddedilen tazminat talepleri noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun)190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.