"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/423 E., 2023/1139 K.
KARAR : Esasten ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 21. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/203 E., 2022/456 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, davacı kadının kusurlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Kararın davalı mirasçıları ... ve ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı mirasçılarının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı mirasçıları ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin kadına duygusal ve ekonomik şiddet uyguladığını, İzmir 2. Aile Mahkemesinin 2008/731 Esas 2009/609 Karar sayılı ilamı ile tarafların iki yıl süre ile ayrılmalarına karar verildiğini, ayrılık kararı devam ederken tarafların biraraya gelmediklerini, bu süre zarfında davalı tarafça İzmir 7. Aile Mahkemesinde açılan boşanma davasının reddine karar verildiğini, ayrılık kararının süresi dolduktan sonra davalı tarafça İzmir 13. Aile Mahkemesinde açılan ikinci boşanma davasının feragat nedeniyle reddedildiği, bunun sebebinin edinilmiş mallara katılım rejiminden kaynaklı tasfiye sürecinin önüne geçilmeye çalışılması olduğunu, tarafların 2008 yılından beri ayrı yaşadıklarını iddia ederek, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 172 inci maddesi gereğince, mümkün olmaması halinde 166 ncı maddenin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, aylık 50.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 2.000,000,00 TL maddî ve 2.000,000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; ortak çocuk ...'in babası ile arasında yaşanan tartışmalar nedeniyle tarafların arasında sorunlar yaşandığını, kadının erkeğin bulunduğu konuta gelmediğini, erkek ile ilgilenmediğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, ayrılık kararından sonra tarafların barıştıklarını ve evlilik birliğini devam ettirdiklerini, kadının ameliyatını yaptırdığını, kiraladığı yazlıkta birlikte kaldıklarını, eşini sevdiğini ve boşanmak istemediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 14.09.2021 tarih ve 2019/66 Esas, 2021/513 Karar sayılı kararı ile; somut davada taraflar arasında ayrılık kararının kesinleşme tarihi olan 25.05.2011 tarihinden itibaren 2 yıllık ayrılık süresinin 25.05.2013 tarihi itibariyle dolduğu, ayrılık kararının kendiliğinden kalktığı, toplanan deliller, tanık beyanları, tarafların aralarında görülmüş olan nafaka ve boşanma davaları gözetildiğinde ortak hayatın yeniden kurulmadığı ve kurulma olasılığının da bulunmadığı kanaatine varıldığı, her ne kadar terditli olarak evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma talep edilmiş ise de özel boşanma sebebi kabul edildiğinden genel boşanma sebebinin hükme esas alınmadığı, ilk davada (ayrılık) ispatlanan olaylar ve ayrılık süresince ortaya çıkan durumların göz önünde tutularak boşanmanın fer'îleri bakımından değerlendirme yapıldığı, davalı tarafın ayrılık davasının görüldüğü ilk boşanma davasında, rızası dışında davacı kadını cinsel ilişkiye zorladığı, evin ihtiyaçlarını karşılamadığı evlilik birliğinin yükümlülüklerini yerine getirmediğinden bahisle kusurlu bulunduğu, tarafların ayrı yaşadıkları dönemde davalının davacı kadının maddî ihtiyaçlarını nafaka kararını gözeterek karşıladığı, maddî konularda davalı erkeğin davacı kadına ''gözüne dizine dursun, yemeden öl'' şeklinde sözler sarf ederek aşağıladığı, erkeğin kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun'un 172 nci maddesi gereğince açılan boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 55.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından kabul edilen tazminat miktarları ve nafaka miktarları yönünden, davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, boşanma davasının kabulü, kabul edilen tazminatlar ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin 21.03.2022 tarih ve 2021/2352 Esas, 2022/412 Karar sayılı kararı ile tarafların istinaf dilekçesini verdikten ve dosya Daireye geldikten sonra, İlk Derece Mahkemesi kararı kesinleşmeden davalının 07.02.2022 tarihinde öldüğü, taraflar arasındaki evlilik akdinin, boşanma davası derdest iken davalı kocanın ölümüyle sona erdiği, davalının yasal mirasçılarının davaya devam edip etmeyecekleri yönünde ihbar yapılıp davaya kusur tespiti açısından devam edip etmeyeceklerinin belirlenmesi, devam etmeleri halinde davacı kadının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olup olmadığını belirlemek üzere yargılamaya devam edilmesi, bunun dışında yalnız yargılama giderleri yönünden davaya devam etmeleri halinde ise sadece davanın konusuz kaldığı gözetilerek davanın açılmasına sebebiyet veren tarafın tespiti ile yargılama giderleri hakkında karar oluşturulması gerekçesi ile tarafların istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı ...'in 07.02.2022 tarihinde ölümü ile evlilik birliğinin sona erdiği ve boşanma davasının konusuz kaldığı belirtilerek mahkememizin 2019/66 Esas-2021/513 Karar sayılı kararı kapsamındaki gerekçesi ile konusu kalmayan boşanma ve fer’î sonuçları hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 4721 sayılı TMK'nun 181 inci maddesi uyarınca sağ kalan davacı eş ...’in boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı mirasçıları ... ve ... vekili ile davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının kusursuz olduğunun tespitine karar verilmesine rağmen tazminatlar yönünden bir karar verilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, ayrıca ilk karar ile verilen maddî ve manevî tazminat ve nafaka miktarlarının da çok düşük olduğunu, vefat tarihi öncesi dönem için nafaka taleplerinin değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, tazminatlar yönünden karar verilmemesi, kabul edilen nafaka ve tazminat miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı mirasçıları ... ve ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; murisin boşanmaya neden olaylarda kusurunun bulunmadığını, kadının tedavisini yaptırdığını, yazlık kiraladıklarını ve torunları ile birlikte bu yazlıkta kaldıklarını, İzmir 13. Aile Mahkemesi'nde açılan karşılıklı boşanma davasında tarafların barıştıklarını, davaları karşılıklı geri çektiklerini, tarafların 2017 yılında aynı vekile vekâletname verdiklerini, mirasçıların delil sunma taleplerinin hukuka aykırı olarak reddedildiğini, murisin dava açılmasına sebebiyet vermediğini, mirasçılar aleyhine vekâlet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, aksi halin kabulü halinde tüm mirasçıların ortaken ve müteselsilen sorumlu olacağını belirterek, kusur belirlemesi, yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davacı ile davalı mirasçıları ... ve ... vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı mirasçıları ... ve ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı mirasçıları ... ve ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından ayrılık süresinin bitimi ile ortak hayatın yeniden kurulmaması mümkün değilse evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı açılan boşanma davasında davalı erkeğin ölümü nedeniyle evlilik birliğinin sona ermesi üzerine, davacı kadının boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusurlu olup olmadığının, kusur tespiti yönünden davaya devam eden yasal mirasçılar aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin usul ve kanuna uygun olup olmadığının tespiti noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 181 nci maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 323 ve 326 ncı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi,
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı müteveffa ... mirasçıları ... ve ... vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,25.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.