"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1219 E., 2023/1196 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Nevşehir Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/348 E., 2023/26 K.
Taraflar arasındaki asıl ve birleştirilen boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulü ile boşanma ve fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı-davacı kadın vekili tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir.
Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir.
Adli yardım, 6100 sayılı Kanun’un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.
Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan tarafın, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; davalının aşırı kıskaçlık yaparak müvekkilini evden dışarı çıkartmadığını ve manevi baskı kurduğunu, sözlü, psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, kendisinini ise gece gündüz gezmeye, bekar bir erkek gibi hareket etmeye devam ettiğini, davalının en son olarak 2021 yılı Ramazan Bayramı öncesinde müvekkiline "ben seni istemiyorum, benim başka yaşantım var, gerekirse çocuğu aldır, hamileliği sonlandır" şeklinde sözler söylediğini ve müvekkilini çağırmış olduğu bir ticari taksi baba evine gönderdiğini, davalının değişik bayanlarla iletişim halinde olduğunu, bu hususta fotoğraf ve kayıtların olduğunu, davalının iddialarını kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 10.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı kadın vekili birleştirilen dava ve cevaba cevap dilekçesinde; davalının müvekkiline sözlü, psikolojik fiziksel şiddet uyguladığını, aşırı kıskançlık yaptığını, .... isimli kadınla aldattığını ve bunu da sosyal medyadan alenen ilan ettiğini, halen bu kadınla birlikte yaşadığını, erkeğin iddialarını kabul etmediklerini beyanla, davalının haysiyetsiz hayat sürmesi ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebepleri ile davanın kabulüne ve tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 10.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili asıl ve birleştirilen davaya cevap ve cevaba cevap dilekçelerinde; davacının iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediklerini, davacının müvekkilinin annesi ve ablasına tahammül edemediğini, müvekkilinin ailesi ile ilgilenmesini istemediğini, kıskandığını, bitmek bilmeyen lüks yaşam ve maddî isteklerinin olduğunu, ev işlerini yapmadığını, denetimli serbestlikten yararlanan müvekkiline iftira attığını ve şantaj yaptığını, müvekkiline psikolojik baskı yaptığını beyanla tarafların boşanmalarına, davacının nafaka ve tazminat taleplerinin reddine, müvekkili lehine 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının, davacıya hakaret içerikli sözler söylediği, aşırı kıskançlık göstererek davacıyı kısıtladığı, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, birleştirilen dava yönünden davalının başka bir kadınla olan birlikteliğine devam ettiği ve sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğinin anlaşıldığı, davacının kusurlu bir davranışının ispatlanamadığı, boşanmaya sebep olaylarda davalının kusurlu olduğu gerekçesi ile davacının asıl davası ile birleşen davada evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma talebinin kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine yer olmadığına, çocuk lehine takdir edilen aylık 700,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 2.000,00 TL'ye artırılmasına ve kararın kesinleşmesine kadar devamına, kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 2.000,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, davacı lehine takdir edilen aylık 700,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi tarihinden itibaren aylık 2.500,00 TL ye artırılmasına ve kararın kesinleşmesine kadar devamına, kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 2.500,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, davacı lehine 45.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevi tazminata, davalının maddî ve manevi tazminat taleplerinin reddine, davacının birleştirilen davada suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürmesi sebebine dayalı boşanma talebinin reddine, birleştirilen davada velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesi, tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakası ile maddî ve manevi tazminat talepleri hususunda asıl davada karar verildiğinden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kadın lehine hükmedilen maddî ve manevi tazminat miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ve kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile hükmedilen yargılama giderleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usuli işlemlerin kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, boşanmaya karar verilmesinde ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, gerçekleşen kusur durumuna göre evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı sabit olup, asıl ve birleşen davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinde, boşanma veya ayrılık davası açılınca davanın devamı süresince gerekli olan geçici önlemlerin kendiliğinden alınması gerektiğinden davacı ve çocuk lehine tedbir nafakasına hükmedilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, davacı ve çocuğun ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, hükmedilen nafakaların miktarında, herhangi bir geliri ve malvarlığı bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan davacı lehine yoksulluk nafakasına, çocuk lehine iştirak nafakasına hükmedilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, davacı ve çocuğun zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, hükmedilen nafakaların miktarında, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren, boşanmaya sebep olan olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan davacı lehine, tarafların kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, beklenen menfaatlerin kapsamı, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde maddî ve manevi tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatların miktarında herhangi bir isabetsizlik görülmediği, birleştirilen dava da kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davasının kabulüne karar verildiğinden davalı aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesinde bir isabetsizlik olmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince ayır ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kadın lehine hükmedilen maddî ve manevi tazminat miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ve kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevi tazminat ve miktarları, birleştirilen davada aleyhe hükmedilen yargılama giderleri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan asıl ve birleştirilen boşanma davalarında kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, ortak çocuk lehine tedbir ve iştirak nafakası, davacı kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevi tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, birleştirilen davada davalı erkek aleyhine hükmedilen yargılama giderleri noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddesi, 182 nci, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 297 nci, 323 üncü ve 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3.Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın lehine takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları gereğince daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu husus gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminat miktarı yönünden KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının davacı kadın lehine maddî ve manevî tazminat miktarı yönünden BOZULMASINA,
3.Davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı erkeğe yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir suretinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,15.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.