"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1593 E., 2022/2634 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin müvekkiline kötü muamelede bulunduğunu, fiziksel, cinsel, ekonomik ve psikolojik şiddet uyguladığını, erkeğin ailesinin de müvekkiline ve ailesine hakaretler ettiğini, erkeğin ailesinin baskı uyguladığını, her hareketine karıştıklarını, erkeğin bu duruma sessiz kaldığını, erkeğin müvekkiline defalarca kez küfür ettiğini, hakaret ettiğini, pompalı tüfekle vurulacağı tehdidine maruz kaldığını, müvekkiline sık sık fiziksel şiddet uyguladığını, ailesi ile görüştürmediğini, zorla cinsel ilişkiye girerek cinsel şiddet uyguladığını, sürekli para istediğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 162 inci maddesi uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına 20.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı karşı davalı kadın vekili cevaba ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle, dava dilekçesindeki iddialarını tekrarla tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 250.000,00 TL maddi, 250.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı kadının iddialarının asılsız olduğunu, davacı karşı davalı kadının aşırı kıskanç olduğunu, bu nedenle müvekkilinin iş hayatını da alt üst ettiğini, kadının birlik görevlerini ihmal ettiğini, ailesinin yönlendirmesi ile hareket ettiğini, ailesi ile gün içerisinde saatlerce telefonda konuştuğunu, kadının ailesinin birliğe müdahale ettiğini, sürekli ailesinin bulunduğu ...'ye taşınmaları hususunda baskı yaptığını, kadının müvekkilini rencide ettiğini, ailesi ile görüşmemesi hususunda baskı yaptığını, müvekkiline tehdit ve hakaretlerde bulunduğunu iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına müvekkili yararına yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının erkeğe evlilik birliğinin mutluluğuyla bağdaşmayan sözler söylediği, erkeğin kadına fiziki şiddet uyguladığı, bu eyleminden ötürü Manavgat 5.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2019/562 Esas ve 2020/127 Karar sayılı ilamıyla ceza aldığı, erkeğin kadının annesine, babasına ve kardeşine hakaret ve tehdit içeren sözler söylediği, erkeğin kadını ölümle tehdit ettiği, taraflar arasında geçimsizlik bulunduğu ve evlilik birliğini yürütme iradesinden uzak oldukları, evli kalmalarının kendilerine, topluma, ailesine fayda sağlamayacağı, mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin daha ağır kusurlu olduğu, dosya kapsamındaki delillerden tarafların ekonomik ve sosyal durumlarının kadının tedbir nafakasına ihtiyacının da bulunmadığı, kadının sosyal ve ekonomik durumuna göre yoksulluğa düşmeyeceği, dolayısıyla kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verildiği, boşanmaya neden olan olaylar nedeni ile erkeğin daha ağır kusurlu olması, hukuka aykırılık unsurunun olayda mevcut olması, kadının boşanma nedeni ile mevcut ve beklenen menfaatlerinin erkeğin hukuka aykırı davranışları nedeni ile zedelenmiş olması, boşanma nedeni ile kadının zarara uğrayacak olması, zarar ile boşanmaya neden olaylar arasında uygun illiyet bağının bulunması nedenlerinin varlığı nazara alınarak şartları oluştuğundan maddi tazminat takdirinin uygun olacağı, maddi tazminat miktarı belirlenirken, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, şahsi halleri ile yaşları, mevcut ve beklenen menfaatlerin tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ağırlıkları, eşlerin eğitim durumları, eşlerin bir birine temin ettikleri hayat düzeyleri, tarafların menfaat dengesi, takdir edilen tazminatın eşleri zengin etmeyecek oranda olması, hakkaniyet ilkesi, hak ve nesafet kuralları, evlilik süresi,tarafların kusur durumu nazara alınarak kadın lehine maddi tazminata hükmedildiği, boşanmaya neden olan olaylar yüzünden kadının kişilik hakları ve aile bütünlüğü saldırıya uğradığından tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kişilik haklarına ve aile bütünlüğüne yapılan saldırının ağırlığı, hakkaniyet ilkesi, hak ve nesafet kuralları, erkeğin kusurunun ağırlığı nazara alınarak kadın yararına manevi tazminata hükmedildiği, tarafların kusur durumu göz önüne alınarak erkeğin maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verildiği gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 20.000,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, bu kapsamda erkeğin davasının kabulü koşullarının oluşmadığını, erkeğin tamamen kusurlu olduğunu, müvekkiline hakaret ettiğini, şiddet uyguladığını, tehdit ettiğini, erkeğin nafaka ve tazminat ödememek için çalışmadığını ifade ettiğini, mahkemece SGK kayıtlarının getirtilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, müvekkili yararına dava tarihinden itibaren nafaka ödenmesi koşullarının oluştuğunu, mahkemece takdir edilen maddi ve manevi tazminatın son derece düşük olduğunu, erkeğin ağır kusurlu davranışlarının bulunduğunu, müvekkilinin ise kusursuz olduğunu, bu kapsamda maddi ve manevi tazminat taleplerinin tamamıyla kabul edilmesi gerektiğini belirterek erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, müvekkilinin reddedilen nafaka talepleri ile müvekkili yararına hükmedilen tazminatların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin kusur belirlemesinin doğru olmadığını, müvekkilinin kusurlu bir davranışının ispat edilemediğini, kadının tanıklarının kadının telkinleri ile beyanda bulunduğunun açık olduğunu, müvekkilinin kadını darp ettiği iddialarının gerçeği yansıtmadığını, kadının aşamalardaki iddialarının gerçeği yansıtmadığının yapılan yargılama ile ortaya çıktığını, evlilik birliğinin sona ermesinde kadının tamamen kusurlu olduğunu, bu hususların müvekkilinin tanık beyanları ile ispatlandığını, görgüye dayalı tanık anlatımlarının mahkemece göz ardı edildiğini, kadının müvekkilini rencide ettiğini, müvekkiline ve abisine hakaret ettiğini, müvekkiline baskı uyguladığını, kadının psikolojik rahatsızlıklarının bulunduğunu, kusuru bulunmayan müvekkili aleyhine tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin tazminat taleplerinin kabul edilmesi gerektiğini belirterek kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, müvekkilinin reddedilen tazminat talepleri ile müvekkili aleyhine hükmedilen tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hükmün usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı karşı davalı kadın vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğu belirtilerek, istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, müvekkilinin reddedilen nafaka talepleri ile müvekkili yararına hükmedilen tazminatların miktarı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
Davalı karşı davacı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğu belirtilerek, istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, müvekkilinin reddedilen tazminat talepleri ile müvekkili aleyhine hükmedilen tazminatlar yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C.Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tarafların boşanma davalarının kabulü koşullarının oluşup, oluşmadığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, her iki davanın kabulü ile taraflar yararına maddi ve manevi tazminat, davacı karşı davalı kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı ve davacı karşı davalı kadın yararına hüküm altına alınan tazminatların miktarı noktasında toplanmaktadır.
3.Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı karşı davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddi ve manevi tazminatın miktarları yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının maddi ve manevi tazminatın miktarları yönünden davacı karşı davalı kadın yararına BOZULMASINA,
3.Davalı karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı karşı davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'a yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...ya geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.