"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/928 E., 2023/1278 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Şile Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2016/289 E., 2021/279 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davalarından davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Somut uyuşmazlıkta, davalı-davacı kadın temyiz dilekçesinde ziynet alacağına ilişkin verilen gönderme kararı yönünden de temyize başvurmuştur. 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin üçüncü alt bendinde mahkemenin görevli ya da yetkili olmamasına rağmen davaya bakmış bulunması hallerinde, bölge adliye mahkemesinin esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın aynı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde düzenlenen yargı mercilerine gönderilmesine kesin olarak karar vereceği düzenlenmiştir. 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendine göre, aynı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca verilen gönderme kararlarına karşı temyize başvurulamaz. Bu itibarla, davalı-davacı kadın vekilinin ziynet alacağına ilişkin verilen gönderme kararına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davalı-davacı kadın vekilinin reddedilen yön dışındaki gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek dava dilekçesinde özetle; davalı eşinin evlilik birliğinin kendisine yüklediği görevleri yerine getirmediğini, evde devamlı huzursuzluk çıkardığını, kendisine karşı saldırgan davranışlar içinde bulunduğu, hakaret ettiğini, sonrada gidip Jandarmaya şikayet ettiğini, evden uzaklaştırma kararı alındığını, davalı eşinin evine bakmamakta, evi ile ilgilenmediğini, yaptığı saldırgan hareketler evlilik birliğini çekilmez hale getirdiğini, evden ayrıldığını belirterek davalı ile şiddetli geçimsizlik nedeni ile boşanmaya karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın cevap dilekçesinde özetle; davacının resmi nikahlı eşi olduğunu, davacının belirttiği hususların yalan olduğunu,erkeğin alkol aldığını, eve geç geldiğini, şiddet uyguladığını belirterek davacının davanın reddine, 1.000,00 TL nafaka bağlanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin eve geç gelme ve aşırı alkol kullanmaya başladığını, sürekli şiddet uyguladığını, sadakatsiz olduğunu belirterek, aylık 1.000,00 tedbir ve yoksulluk nafakası, 100.000,00 TL maddî tazminat ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının sürekli alkol aldığını, alkolün etkisiyle hakaret ve tehditler savurduğunu, saldırgan tavırlar sergilediğini, evi ara ara sebepsiz yere terk edip gittiğini, erkeğe ''şerefsiz, orospu çocuğu'' şeklinde hakaretler ettiğini, ev eşyalarına ve eşinin eşyalarına zarar verici hareketler yaptığını, evin temizlik ve bakımıyla ilgilenmediğini, erkeğin ise evin giderleri ile ilgilenmediğini, sürekli alkol tükettiğini, eşinin ailesine tehdit ve hakaretler ettiğini, eşinin ailesiyle görüşmesine izin vermediğini, görüştüğü zaman olay çıkardığının, eşine şiddet uyguladığını, eşinin çalışmasına müsaade etmediğini, işvereniyle bu hususta görüştüğünü, eşi hasta olduğundan ''öl, geber'' şeklinde hakaretlerde bulunduğunu, düğünde takılan ziynet eşyalarının kayın pederi tarafından borç ödemek için alındığını, kayın validesinde olduğunu beyan ettikleri, erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüne 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, 5.000,00 TL maddî, 5.000,00 TL manevî tazminatın boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte kadına verilmesine, kadın için 350,00 TL tedbir, aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasına, 24.587,37 TL ziynet alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf sebepleri olarak; birleştirme kararına, kusur tespitine, birleşen davanın ve ferilerinin kabulüne, ziynet alacağına yönelik istinaf yoluna başvurulmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf sebepleri olarak; kusur tespitine ve yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatın miktarına yönelik istinaf yoluna başvurulmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk derece mahkemesince kadına sürekli alkol alma, tehdit, ev eşyalarına zarar verme ve evi sebepsiz terk kusurları yüklenmişse de, erkeğin dilekçeler teatisinde kadın eşe böyle bir kusur yöneltmediği halde bu kusurların kadın eşe yüklenmesi doğru olmadığı, kadın tarafından erkeğe evin kilidini değiştirme kusuru yöneltilmesine ve bu kusurun ispatlanmasına rağmen erkeğe yüklenmemesi hatalı olduğu, erkek eşin ise eşinin ailesine hakaret ve tehdit ettiği, eşinin çalışmasına izin vermediği kusurları tanık beyanları ile ispatlanmamış olmasına rağmen kusur olarak yüklenmesi doğru olmadığı, sonuç olarak boşanmaya neden olan olaylarda kadın eşin saldırgan tavırlar sergilediği, davacı eşe ''şerefsiz, orospu çocuğu'' şeklinde hakaretler ettiği, evin temizlik ve bakımıyla ilgilenmediği; erkek eşin ise evin giderleri ile ilgilenmediği, sürekli alkol tükettiği, eşinin ailesiyle görüşmesine izin vermediği, görüştüğü zaman olay çıkardığı, eşine şiddet uyguladığı, eşi hasta olduğundan ''öl, geber'' şeklinde hakaretlerde bulunduğu ve kadın eşten habersiz evin kilidini değiştirdiği, kadın eş yararına hükmedilen tedbir nafakası ve miktarı makul ise de, dosya arasına celp edilen SGK kayıtlarına ve tarafların sosyo ekonomik durum araştırma raporlarına göre kadının bir süredir sürekli ve düzenli olarak çalıştığı, boşanma ile yoksulluğa düşmeyeceği anlaşıldığından kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar vermek gerektiği, kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinde bir yanlışlık olmasada tazminata esas fiillerin ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi nazara alındığında kadın eş yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarı az olduğu, ziynet eşyası alacağı bakımdan yapılan incelemede; kadın dava dilekçesinde 250,00 TL dava değeri göstererek İstanbul'a ailesini ziyarete giderken takılarını kayınvalidesine emanet ettiğini,erkek ve kayınpederinin 10 bileziğini aldığını, sonradan kayınvalidesinin bir bilezik ve kolyeyi iade ettiğini, ancak kolyenin sahte çıktığını beyan ederek dava sonunda arttırılmak üzere 250,00 TL değerinde ziynet alacağının nakden kendisine ödenmesini talep etmiş, mahkemece davalı-davacıya talep ettiği ziynetlerin adet, nitelik, gram, ayar ve değerleri açıklattırılmamış olması hatalıdır. Davalı-davacı dosyaya sunulan 12.12.2019 tarihli kuyumcu bilirkişi raporu doğrultusunda dava değerini ıslah etmiş ve raporda tespit edilen 26.904,20 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesini talep ettiği,davacıya yemin deliline dayanma hakkı hatırlatılarak, sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmediği gerekçesi ile tarafların kusur tespitine erkeğin yoksulluk nafakasına ve ziynet eşyası alacağına,kadının maddî ve manevî tazminatın miktarına ilişkin istinaf başvurusunun kabulüne, tarafların diğer istinaf taleplerinin reddine 30.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminatın kararın kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı-davalıdan alınarak davalı-davacıya verilmesine, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, davacı-davalının ziynet eşyası alacağı davası yönünden davacı-davalıya yemin delili hatırlatılarak yeniden karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili; yoksulluk nafakasının reddi, ziynet alacağı davası yönünden verilen hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davalarda, kadın yararına yoksulluk nafakası şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, ziynet alacağı yönünden verilen kararın doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi ve 176 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi,
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı-davacı kadın vekilinin ziynet alacağı davasında verilen gönderme kararına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2. Davalı-davacı kadın vekilinin, diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.