"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1395 E., 2023/1068 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Uşak 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/769 E., 2020/12 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl boşanma davasının kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- karşı davalı kadın dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; tarafların 2015 tarihinde evlendiklerini, davalının bu evlilikten önce 4 evlilik daha yaptığını, müvekkiline eşlerinin annesine bakmak istemedikleri için evliliğin devam etmediğini söylediğini, davalının müvekkiline ait SGK dan gelen 21.180 TL ile 8 adet cumhuriyet altını, 1 adet müvekkiline kızına ait bileziği bozdurup kendisine araba aldığını, evliliğin ilk gününden itibaren davalının müvekkilini aşağılayıcı söz ve hareketlerde bulunduğunu, davalının bir önceki eşi ...'nin kapısına dayandığını, eski eşinin kapıyı açması halinde içeriye girip bir süre kaldığını duyduğunu, davalının bir çok sefer eski eşinin çocuğu ...'ye bayram hediyeleri aldığını, ara ara harçlıklar verdiğini, davalının müvekkilini evden kovduğunu, müvekkilinin alt katta oturan kayınvalidesinin evine sığındığını, davalının bir kaç gün sonra müvekkilini yeniden kovduğunu, müvekkiline şiddet uyguladığını, müvekkilinin davalının bir haftalık süreçte tatile gittiği dönemde çilingir aracılığıyla evine girebildiğini, bir hafta sonra eve gelen davalının müvekkilinin arkasından balkona gelerek evden gitmesini söylediğini, sinkafla sözler öylediğini, davalının müvekkilini balkona kilitlediğini, müvekkilinin balkondan yoldan geçen birisini seslendiğini, polisi aramasını söylediğini, 5 dakika sonra polislerin geldiğini, davalının müvekkilini polislerin yanında da rencide ettiğini, müvekkilinin kanayan elinin, balkonda saatlerce mahsur kalmanın ve gördüğü muamelelerin etkisiyle yere yığıldığını, daha sonra karakola giden müvekkilinin davalıyı aradığını davalının telefonu müvekkilinin yüzüne kapattığını, bunun üzerine karakoldaki polisler tarafından kızının yanına gönderildiğini, davalı eş hakkında uzaklaştırma kararı aldırıldığını, davalının uzaklaştırma kararından sonra evi terk ettiğini, buna üzülen davalı annesinin müvekkiline eziyet etmeye başladığını, davalının 19.11.2018 tarihinde müvekkilinin kızına mesaj atarak rahatsız ettiğini, sürekli fiziksel ve psikolojik baskı ve şiddete maruz kaldığını, dul aylığını, elindeki altınlarını, hatta kızının bileziğini de kendisine araba almak için kullandığını, müvekkilini hiçbir maddî destekde bulunmadığnı belirterek tarafların boşanmalarına, müvekkili için 100.000 TL maddî, 150.000 TL manevî tazminat ile aylık 1.000 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- karşı davacı erkek cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle;tarafların 2015 yılında evlendiklerini, müşterek çocuklarının bulunmadığını, davacı kadının daha önce 3 evlilik yaptığını, müvekkilinin önceki evliliklerinden haberi olduğunu, davacı kadının önceki evliliklerinden sürekli olarak şiddet gördüğünü, bu sebeple psikolojisinin olumsuz etkilendiğini, davacının hiç bir zaman eşi ile ilgilenmediğini, sürekli huzursuzluk yarattığını, müvekkilinden maddi isteklerde bulunmaya başladığını, bilezikler aldırdığını, davacı kadının kendi çocuklarına para harcandığında hiç bir sorun yaratmazken müvekkilinin eski eşinin kızına yardım edildiğinde ortalığı ayağa kaldırdığını, davacı kadının ramazan ayında sürekli olarak müvekkili ile cinsel ilişki istediğini, müvekkilinin oruç tuttuğunu, bu ay içerisinde bunu istemediğini gayet masumhane şekilde anlattığını, davacının iddia ettiğinin aksine altınları bozdurup araba alınmasını isteyenin davacı kadın olduğunu, davacı kadının oğlu tarafından müvekkilinin telefonda tehdit edildiğini, belirterek davacı kadının açtığı boşanma davasının reddine, karşı davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 200.000TL maddî, 200.000TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ; tarafların 19.11.2015 tarihinde evlendikleri, bu evliliklerinden ortak çocuklarının bulunmadığı, davalı- karşı davacının davacı karşı davalıya şiddet uygulaması, müşterek konuttan kovması, davacı -karşı davalının oğlunun davalı- karşı davacıya hakaret ve tehdit etmek suretiyle evliliklerine müdahale etmesine karşı çıkmaması şeklindeki kusurlu davranışlarının neden olduğu, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmasında davalı- karşı davacının davacı- karşı davalıya göre ağır kusurlu olduğu, evlilik birliğini sürdürmelerinin mümkün olmadığı anlaşılmakla, davacı- karşı davalının açtığı asıl boşanma davasının 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’unun 166/1 nci fıkrası, davalı -karşı davacının açtığı karşı boşanma davasının ise 166/1-2 nci fıkrası, uyarınca kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, davacı- karşı davalı lehine 11.06.2019 tarihli ara karar ile takdir edilen aylık 800,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden geçerli olmak üzere aylık 500,00 TL'ye indirilmesine, hükmedilen tedbir nafakasının hüküm kesinleşinceye kadar tedbir nafakası, hükmün kesinleşme tarihinden itibaren iştirak nafakası olarak devamına, davalı -karşı davacıdan alınarak davacı- karşı davalıya verilmesine, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların kusur durumları dikkate alındığında davalı- karşı davacı kadının maddî tazminat talebinin kısmen kabulü ile 10.000,00.TL maddî tazminatın davalı - karşı davacıdan alınarak davacı- karşı davalı kadına verilmesine, davacı- karşı davalının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 5.000,00.TL manevî tazminatın davalı- karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya verilmesine, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davalı- karşı davacının ağır kusurlu olduğu anlaşılmakla davalı karşı davacının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
İlk derece mahkemesinin müvekkili aleyhine kurulan kararının hatalı ve hakkaniyetten uzak olduğunu, davacı-karşı davalıya hiç bir zaman şiddet uygulamadığını, bu hususta delil bulunmadığını, davacı-karşı davalının erkeğin maddî durumunu bilmesine rağmen evlendikten sonra hep maddî isteklerde bulunduğunu, davacı-karşı davacı lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu bu nedenlerle kararın kaldırılmasına ve talepleri doğrultusunda karar verilmesi yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadın yararına kesinleşmeden itibaren hükmedilen nafakanın yoksulluk nafakası olduğu anlaşılmakla; kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı- karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar yönlerinden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğe yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, kadının başkaca kusurunun bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının ve erkeğin maddî ve manevî tazminata hak kazanıp kazanmayacakları, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve yoksulluk nafakası noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci ve 176 ncı maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri;
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,06.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.