"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/606 E., 2023/1140 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Nazilli 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/570 E., 2019/559 K.
Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- karşı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, karşı boşanma davasının kabulü, nafaka ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan davacı- karşı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı kadının boşanma davasının kabulü yönünden temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davacı- karşı erkek vekilinin kadının boşanma davasının kabulü yönünden temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.
Davacı- karşı erkek vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalının davacıyı eve almadığını, evlilik birliğinin getirdiği yükümlülükleri yerine getirmediğini, saygı görmediğini, karılık yapmadığını, tarafların 3 yılı aşkın bir süredir ayrı olduklarını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, davacı lehine 20.000,00-TL maddî 20.000,00-TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin küfür, hakaret ve tehdit ettiğini, şiddet uyguladığını, aşırı kıskançlığı sonucu iftirada bulunduğunu, eve iki gün geldiğini beş gün gelmediğini evle ilgilenmediğini, alkolik derecesinde alkole düşkün olduğunu ,eşine ve çocuklarına karşı saygısız olduğunu ,alkol aldığı yerlerde kadının telefon numarasını tanımadığı kişilere verdiğini ve bu kişilerin kadını aradığını,iftira attığını ,her ortamda kötülediğini belirterek karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, aylık 750,00-TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00-TL maddî ve 100.000,00-TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin eşine fiziksel şiddet uyguladığı, "sivas kangalı" şeklinde küçük düşürücü söylemlerde bulunduğu, müşterek konutun ihtiyaçlarını karşılamadığı, çocukları ile ilgilenmediği, eve haftalarca gelmediği, kadının ise eşini eve almadığı, eşine küfür ve hakaret ettiği, ameliyat olduktan sonra eşi ile ilgilenmediği, eşinin kıyafetlerini ütülemediği, kendisi kahvaltı yaptıktan sonra kahvaltıyı lavaboya döktüğü ve eşine kahvaltı hazırlamadığı ,bu nedenlerle taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, bu duruma tarafların eşit kusurlu davranışlarının sebebiyet verdiği gerekçesi ile dava ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmalarına tarafların maddî tazminat ve manevî tazminat taleplerini reddine ,tarafların müşterek çocuğu velâyetinin annesine verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, kadın lehine aylık 250,00 TL,müşterek çocuk lehine aylık 150,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına,karar kesinleştikten sonra aylık 250,00TL yoksulluk nafakası ile müşterek çocuk için aylık 200,00-TL iştirak nafakasının davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin mahkemece belirlenen ve istinaf itirazında bulunulmadığından kesinleşen kusurlu davranışları ile kadının erkeği eve almadığı,erkeğin kıyafetlerini ütülememek, kahvaltı hazırlamamak şeklinde birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşıldığı, evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı anlaşılmakla bu sonuca ulaşılmasında erkeğin ağır kusurlu olduğu, erkek dava dilekçesinde ve dilekçeler teatisi aşamasında " kadının kendisine küfür ve hakaret ettiği,hastalandığında ilgilenmediği " gibi bir iddiada bulunmadığı, mahkemece, usulüne uygun şekilde ileri sürülmeyen ve çekişmeli olarak belirlenmeyen, sadece tanık beyanlarında geçen vakıalar esas alınarak karar verilemeyeceği, buna göre söz konusu vakıalar kusur olarak yüklenemeyeceği, ayrıca erkeğin "hastalandığında ilgilenmediği " vakıasının iddia ettiğini bir an için kabul etsek dahi taraflarında kabulünde olduğu üzere erkek 2008 yılında geçirdiği trafik kazası sonucu tedavi görmüş olup bu olaydan sonra evlilik birliğinin devam ettiği buna göre kadının bu eyleminin erkek tarafından affedildiği veya en azından hoş görüldüğü kadına bu eylem kusur olarak yüklenemeyeceği, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kusura ilişkin gerekçesinin düzeltilmesine davalı-karşı davacının bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun kabulüne , kabul edilen kusur durumuna göre de asıl boşanma davasının kabulü doğru bulunduğundan bu yönden istinaf itirazının reddine karar vermek gerektiği, toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı-karşı davacı kadının davalı erkekten daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminata karar vermek gerektiği, kadın ve müşterek çocuk yararına takdir edilen tedbir nafakası ve miktarı az yoksulluk nafakasının miktarı az olduğu, velâyeti anneye verilen müşterek çocuk lehine tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve nafaka yükümlüsünün gelir durumu dikkate alındığında müşterek çocuğun ergin olduğu 09.02.2021 tarihine kadar iştirak nafakasına hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile 45.000,00-TL maddî, 45.000,00-TL manevî tazminatın davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine, asıl boşanma dava tarihi olan 14.12.2017 tarihinden geçerli olmak üzere (tahsilde tekerrür olmayacak şekilde) davacı-karşı davalı lehine aylık 350,00-TL ,müşterek çocuk Mustafa Berkecan lehine aylık 350,00-TL tedbir nafakasının boşanma kararının kesinleştiği tarihe kadar davacı- karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine fazla istemin reddine, boşanma kararının kesinleştiği tarihten geçerli olmak üzere aylık 500,00-TL yoksulluk nafakasının davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine, müşterek çocuk Mustafa Berkecan lehine velâyete ilişkin kararın kesinleştiği tarihten geçerli olmak üzere aylık 500,00-TL iştirak nafakasının müşterek çocuğun ergin olduğu 09.02.2021 tarihine kadar davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı - karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı - karşı davalı erkek vekili ; kusur belirlemesi, kadının boşanma davasının kabulü, nafaka ve tazminatların usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık taraflarca 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davalarda taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının boşanma davasının kabulü kararının yerinde olup olmadığı, kadın yararına nafaka ve tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 324 üncü, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- karşı davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı- karşı davalı erkek vekilinin kadının davasının kabulüne yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2. Davacı- karşı davalı erkek vekilinin diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.