Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7060 E. 2024/3176 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusur belirlemesi, fer'i nitelikteki maddi tazminat talebinin kabulü ve davalı kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasına ilişkin kararın temyiz incelemesine konu edilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası yönünden davacı erkeğin istinaf yoluna başvurmaması sebebiyle kararın kesinleştiği, diğer temyiz itirazları yönünden ise, temyiz incelemesi sonunda bölge adliye mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek, davacı erkeğin temyiz isteminin kısmen reddine ve kısmen de onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/985 E., 2023/753 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bodrum Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/591 E., 2020/144 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davacı erkek vekili ve davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesine dair karar, davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmediğinden kesinleşmekle davacı erkek vekilinin kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı erkek vekilinin reddedilen yön dışındaki itirazları yönünden, gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava ile cevaba cevap dilekçesinde; Müvekkili ile davalının 23.10.1979 tarihinde evlendiklerini, davacı ile davalının 2012 yılından beri anlaşamadığını, bu nedenle müvekkili tarafından açılan boşanma davasının reddine karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, müvekkilinin malülen emekli olduğunu, davalıdan ayrı yaşadığını, aile birliğinin fiilen sona erdiğini, tedbir nafakası ve maddî-manevî tazminat talep etmediklerini beyan ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın cevap ve ikinci cevap dilekçesinde; gözlerinin %90 görmediğini, buna dair raporunun olduğunu, davacının evlilik süresince başka kadınlara gidip kaldığını, kendisini mağdur ettiğini, kendine bakmadığını, eve de sokmadığını, çocuklarının yanında kaldığını, eşini sevdiğini, herhangi bir kasıtlı ilgilenmemesinin olmadığını, kendisini terk edip başka kadınlara gittiğini, boşanma taraftarı olmadığını, bu nedenlerle davacıdan öncelikle ayda 500,00 TL tedbir nafakasının alınarak tarafına verilmesini, yine davacıdan 20.000,00 TL tazminatın alınarak tarafına verilmesini istediğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Ayrıca davalının 10.9.2018 havale tarihli ikinci cevap dilekçesinde, davacı vekilinin, kendisinin sunduğu cevap dilekçesini kabul etmediğini, kendisinin ise eşini sevdiğini ayrılmak istemediğini, eşinin kendisinden hoşlanmadığını, başka kadınlar ile yaşadığını, kendisinin geliri olmadığını, Kaymakamlıkça verilen sosyal hizmet parası ile geçimini sürdürdüğünü bu paranın kendisine yetmediğini, eşinin Kıbrıs gazisi ve emeklisi olduğunu, geçimine yardım etmesi gerektiğini, acilen istediği nafakanın ondan alınarak tarafına verilmesini istediğini, gözünden rahatsız olup %92 engelli raporunun olduğunu, davacının açtığı boşanma davasının yersiz olduğunu kabul etmediğini, reddine karar verilmesini, aksi halde 500,00 TL tedbir nafakası ile 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminat talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların iddia ve beyanları, tanık beyanları, nüfus kayıtları, yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmaları ve tüm dosya kapsamı birlikte ve bütün olarak değerlendirildiğinde; tarafların 23.10.1979 tarihinde evlendikleri ve bu evliliklerinden ortak çocuklarının reşit olduğu, taraflar arasında görülen ve kesinleşen dosyanın incelenmesinde; davacının erkek, davalının kadın olduğu, davanın boşanma davası olduğu, dava tarihinin 30.04.2014, karar tarihinin 03.12.2014 olduğu, davanın reddine dair karar verildiği, verilen kararın 27.04.2015 tarihinde kesinleştiği ve dinlenen davacı tanık anlatımlarına göre yasal 3 yıllık sürede ortak hayatı devam ettirmek üzere tarafların bir araya gelmedikleri gerekçesi ile 4712 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, davalı için hükmedilen aylık 350,00 TL tedbir nafakasının hüküm kesinleşinceye kadar devamına, red ile sonuçlanan ilk davayı açan, böylelikle fiili ayrılığa sebep olan davacı erkeğin boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olduğunu, davalı kadının maddî tazminat talebinin kabulü ile 10.000,00 TL maddî tazminatın davacı erkekten alınarak davalı kadına verilmesine, kesinleşen boşanma davasında kusur tespitinin yapılmadığı, Mahkemece her ne kadar evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı erkeğin kusurlu olduğu kanaatine varılmış ise de davalı kadının boşanmaya sebep olan olaylarda kişilik hakkının saldırıya uğradığına dair Mahkemeye bir delil sunamadığı, dolayısıyla manevî tazminata ilişkin talebini ispatlayamadığı kanaatine varıldığından davalı kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı kadın istinaf dilekçesinde özetle; Mahkeme kararını kabul etmediğini, kocasını sevdiğini, aralarında bir geçimsizlik olmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yönünde verilen kararı kabul etmediğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

2.Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve kadın yararına hükmedilen maddî tazminat yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kararın usul ve kanuna uygun olduğundan taraf vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, tedbir nafakası, kusur belirlenmesi ve maddî tazminat yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, boşanmanın fer'îsi niteliğindeki taleplerin cevap dilekçesi ile istenip istenmeyeceği, davacı kadın lehine maddî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı erkek vekilinin kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasına yönelik temyiz dilekçesinin istinaf edilmeyen yön temyiz edilmeyeceğinden REDDİNE,

2.Davacı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,06.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.