Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7065 E. 2024/5175 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadına hükmedilen yoksulluk nafakası şartlarının oluşup oluşmadığı ve manevi tazminat miktarının uygun olup olmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur oranları, paranın alım gücü ve kişilik haklarına yapılan saldırı dikkate alınarak takdir edilen manevi tazminat miktarının az olduğu ve hakkaniyet ilkesi gereğince daha yüksek bir miktar belirlenmesi gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının manevi tazminat yönünden bozulmasına, diğer yönleri ise onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/89 E., 2023/1275 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 14. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/241 E., 2020/912 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, 500.000,00 TL manevî tazminata, aylık 2.000,00 TL tedbir, dava kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, ortak çocuk ...'ın velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 2.000,00 TL Tedbir nafakasına, dava kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili süresinde sunduğu cevap dilekçesinde; tarafların boşanmalarına, karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının, davacıya karşı hakaret ederek ve aşağılayıcı sözler söyleyerek, ailenin geçimine yeterli katkı sağlamayarak, müşterek hanede annesinin bakımı için davacıyı zorlayarak ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davranarak kusurlu olduğu, taraflar arasında şiddetli geçimsizlik bulunduğu, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, bu sonuca ulaşılmaya davalının tam kusurlu olarak sebebiyet verdiği gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince

boşanmalarına, tarafların ortak çocuğu ...'ın karar tarihi itibariyle yaşı dikkate alınarak velâyet yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davacı yararına dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 350,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle aylık 900,00 TL'ye artırılmasına, kararın kesinleşmesi ile yoksulluk nafakası olarak devamına, tarafların ortak çocuğu ... yararına dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 350,00 TL tedbir nafakasının reşit olduğu 19.02.2019 tarihine kadar devamına, iştirak nafakası yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davacının manevî tazminat talebinin kısmen kabulü ile 25.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, nafaka ve manevî tazminat yönünden fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf sebepleri olarak; manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarına yönelik istinaf buşvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf sebepleri olarak; kusur tespitine, davacı yararına hükmedilen manevî tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakasına yönelik istinaf buşvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı kadın eşin SGK kayıtlarına göre 19.05.2018 tarihinden bu yana düzenli olarak çalıştığı ve gelir elde ettiği bu halde, davalının da dosyaya yansıyan servis şoförü olduğu ve asgari ücret kazandığına ilişkin sosyo ekonomik durumu dikkate alındığında davacı yönünden yoksulluk nafakasının yasal koşulları oluşmadığı, tarafların evlilik süresi ve tazminata esas fiillerin ağırlığı nazara alındığında davacı yararına hükmedilen manevî tazminat miktarı az olduğu gerekçesi ile ilgili bentlerin kaldırılmasına, davalının yoksulluk nafakasına ve davacının manevî tazminata yönelik istinaf talebinin kabulüne, ilgili bentlerin kaldırılmasına, tarafların diğer istinaf taleplerinin reddine, davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, davacı kadın lehine 50.000 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili; yoksulluk nafakasının kaldırılması ve manevî tazmınatın mıktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davada, kadın yararına yoksulluk nafakası şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, manevî tazminat miktarının uygun olup olmadığı, noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 324 üncü, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yön gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen manevî tazminatın miktarı yönünden BOZULMASINA,

2.Davacı kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.