"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/551 E., 2023/1170 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/891 E., 2020/30 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacının 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'unun (4721 sayılı Kanun) 162 nci maddesine dayalı boşanma davasının reddine, her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle;tarfların 26.06.1987 tarihinde evlendikleri, bir çocuklarının olduğu, Davalının 2017 tarihinde İzmir'de ki ortak haneden ayrılmış ve İstanbul adresinde yaşamaya başladığını, ısrarlarına rağmen ortak haneye dönmediğini, davacıya hakaret etmekte, aşağılamakta ve daima onur ve gururuyla oynadığını, bu hakaretlere ilişkin davalıyı şikayet etmiş olup soruşturma İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/6475 sayılı hazırlık evrakında devam ettiğini, davalı taraf müvekkilin annesinden devamlı surette para istemiş, kayınvalide para vermeyince hakaret ve tehditlere başladığını, davalının eniştesi ve ablasının önemli borç ve mali sıkıntı içine girmesi nedeniyle davalının bu iki kişinin borçlarını kapatmak için müvekkilden devamlı surette borç para almış, eniştesi ve ablasına bu paraları aktarmış, bundan başka davacı bu kişilerin borçlarını ödemek için müvekkile bankalardan kredi çektirmiş, krediyi abla ve eniştesine vermiş, davacı taraf ise yıllarca ödeme yapmak zorunda kaldığını, bu paraların bir kısmı ile İstanbul'da evlilik birliği içerisinde kendi adına konut aldığını, evlilik birliğinde kendisine düşen yükümlülüklerini yerine getirmemekte ve kendi bildiği gibi yaşamaya devam ettiğini, "bende parayı bankaya koydum yiyorum alemlerde var mı bir diyeceğin orospu çocuğu" şeklinde mesaj gönderdiğini, iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 162 inci ve 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmaların, davacı yararına 50.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınıp davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; evlilik birliği süresince üzerine düşen hiçbir yükümlülüğü gereği gibi yerine getirmediğini, müvekkil karşı davalıyı sevdiğinden büyük bir özveriyle evliliği devam ettirmeye çalışmışsa da karşı davalının müvekkili terk etmesi ve açtığı bu dava nedeniyle evlilik müvekkil için katlanılamaz hale geldiğini, açıklanan nedenlerle; ağır kusurlu olan davacının boşanma davası ile maddî-manevî tazminat istemlerinin reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, kadın yararına lehine 500.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı-karşı davalının tekniker olarak çalıştığı, aylık 4.500,00 TL maaşı bulunduğu, davalı-karşı davacının emekli olduğu emekli maaşı aldığı, tarafların bir yıldır ayrı yaşadıkları, İzmir 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/1343 Esas 2019/258 Karar sayılı kararı ile kadının erkeğe hakaret ve tehdit suçundan cezalandırılmasına karar verildiği, kararın 25.03.2019 tarihinde kesinleştiği, kadının erkeğe "ne şerefsizsin" diye mesaj attığı, tanık anlatımlarına göre birbirlerine hakaret ettikleri, tarafların İstanbul'a yerleşmeye karar verdikleri ancak erkeğin kadını İstanbul'a gönderdiği, kendisinin gitmediği, sonrasında kadının İzmir'e geldiği, erkeğin kadını eve almadığı, erkeğin borçları nedeniyle ödünç para aldığı, ancak erkeğin söz konusu parayı çaldırdığını söylediği, bu borcu kadından alın diye borç aldığı kişiye söylediği, bu durumların erkek ve kadın yönünden evlilik birliğini çekilmez hale getirdiği, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu, erkeğin az kusurlu olduğu, her ne kadar erkek 4721 sayılı Kanun 'un 162 nci maddesi sebebine dayalı boşanma davası açmış ise de bu sebebe dayalı olayların gerçekleşmediği gerekçesi ile bu sebebe dayalı açılan boşanma davasının reddine, asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, davacı- davalı erkek yararına 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminatın davalı- davacıdan alınarak davacı- davalıya verilmesine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının erkeğe göre ağır kusurlu olması sebebiyle yasal şartları oluşmayan maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine dayalı davalarının da kabulü gerektiğini, tazminat miktarlarının az olduğunu ve 50.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminat olarak belirlenmesi gerektiğini, müvekkilinin kusursuz olduğunu, diğer tarafın davasının reddi gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, karşı tarafın davasının ve taleplerinin reddinin gerektiğini, kendi davalarının tümden kabulünün gerektiği yönlerinden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine dayalı davalarının reddi, kusur belirlemesi, kadının davasının kabulü ile tazminatların miktarı yönlerinden kararın bozulmasını yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
2.Davacı-davalı kadın vekilinin temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, erkek yararına hükmedilen tazminatlar, kusur belirlemesi ile reddedilen tazminat talepleri yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadının ve erkeğin davasının kabulünün yerinde olup olmadığını, erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine dayalı davasının kabulünün gerekip gerekmediği, kusur belirlemesi ve erkek yararına hükmedilen tazminatlar ve miktarları ile kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilme koşulları oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı ve 162 nci maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,14.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.