"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/2677 E., 2023/838 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 11. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/620 E., 2020/362 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve birleşen tedbir nafakası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine, kadının tedbir nafakası davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin psikolojik şiddet uyguladığını, bir çok defa darp ettiğini, ortak çocuğu da darp ettiğini, Mayıs ayında evi terk ettiğini, terk ettikten sonra evin kirasını ödemediğini, ortak çocuğun masrafını karşılamadığını, 27.06.2018 tarihinde evdeki eşyalarını almaya geldiğini, evde kendisine ait olmayan eşyaları da almaya çalışınca kadının buna karşı koyduğunu, bunun üzerine kadını darp ederek parmağını kırdığını, sorumsuz ve saldırgan yaşam tarzını devam ettirdiğini, kadının şikayetçi olduğunu, erkeğin ABD vatandaşı olduğunu, çocuğu yurt dışına kaçırma ihtimalinin bulunduğunu belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 162 nci maddesi ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.00,00TL tedbir ve 1.500,00TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00TL tedbir ve 1.500,00TL yoksulluk nafakasına, 30.000,00 TL maddî, 45.000,00 TL manevî tazminatıa karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-davalı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde; erkeğin yaklaşık 2 ay önce evi terk ettiğini, evin kira, fatura, çocuğun masrafı gibi giderlerini kadının karşılamak zorunda kaldığını, kadının ekonomik açıdan zorlandığını belirterek kadın ve ortak çocuk yararına ayrı ayrı aylık 500,00TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı erkek vekili cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, kadının fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, erkeğin fiziksel şiddet nedeniyle evi terk etmek zorunda kaldığını, 2017 Mart ayında da kadının fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, kadının şiddet eğilimli ve öfkeli bir kişiliği olduğunu, erkeğin ailesine saygısız ve kaba davrandığını, erkeğin kişilik haklarını zedeleyecek derecede telefonunu, bilgisayarını karıştırdığını, erkeğin maddî durumunu bildiği halde pahalı mücevherler talep ettiğini, fiziksel saldırıda bulunurken bebeğe de zarar verdiğini, son olayda erkeğin eşyalarını almak üzere ortak konuta geldiğini, nakliyecilerin de gelmesiyle kadının erkeğin taşındığı adresi öğrenmeye çalıştığını, adres kendisine verilmeyince erkeğe fiziksel şiddet uyguladığına, erkeğin bu süreci ses kaydına aldığını, erkeği evden eşya çalmakla suçladığını, erkeğin sırtına atladığını, erkeğin ayakkabılarını giymeden evden çıkmaya çalıştığını, 2018 yılının başında erkeğin babasını ziyaret etmek istemesi nedeniyle ABD'ye gittiklerini, erkeğin babasına "oğlunuz hiçbir şey değil, ona her şeyini ben verdim" dediğini, orada kalmak istemediğini belirttiğini, erkeği işten attırmakla tehdit ettiğini, ortak çocuğu da bir daha göremeyeceğini söylediğini, camdan dışarıya doğru bağırdığını, polislerin geldiğini, sonra Türkiye'ye geri döndüklerini, döndükten sonra evlilik danışmanına giderek boşanma kararı aldıklarını ve erkeğin bu nedenle evden ayrıldığını, kadının psikolojisinin iyi olmadığını ve ortak çocuğa bakamayacağını belirterek tarafların boşanmalarına, kadının diğer taleplerinin reddine, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkeğe 50.000,00TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; asıl davaya sunduğu cevap dilekçesindeki vakıalara dayanarak birleşen davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, verilmemesi halinde kişisel ilişki düzenlenmesine, 50.000,00TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların karşılıklı şiddetli geçimsizliğe sebebiyet verecek hakaretamiz aşağılayıcı söz ve davranışlarda bulundukları, sık sık tartıştıkları, erkeğin kadına karşı şiddetli geçimsizliğe sebebiyet verecek hakaretamiz aşağılayıcı söz ve davranışlarda bulunduğu, kadına şiddet uyguladığı darp ettiği, evi terk ettiği, maddî ve manevî ilgilenmediği, erkeğin ağır kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca, karşı davanın kabulü ilee 4721 sayılı Kanun'un e 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında her ayın 1. ve 3. hafta sonları Cuma günleri saat 17:00 ile Cumartesi günü saat 17:00 arasında, dini bayramların 2.günü saat 10:00 ile 3.günü saat 17:00 saatleri arasında, aynı veya ayrı şehirlerde oturmaları aranmaksızın,her yıl 1 Temmuz saat 10:00 dan, 30 Temmuz saat 17:00'a kadar kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yaranına aylık 500,00TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadının yoksulluğa düşmeyeceği anlaşıldığından yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 15.000,00TL maddî ve 15.000,00TL manevî tazminata, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, kadının birleşen tedbir nafakası talepli davasının kısmen kabulü ile ortak çocuk yararına aylık 500,00TL tedbir nafakasına, kadının işi, geliri, mal varlığı bulunduğu, yasal koşulları oluşmadığından tedbir nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; erkek ile ortak çocuk arasında yatısız kişisel ilişki kurulması gerektiğini, erkeğin kusurlu olduğunu, hükmedilen tazminatların miktarının az olduğunu, kadının kusurunun bulunmadığını, ortak çocuk yararına hükmedilen nafakanın miktarının düşük olduğunu, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddinin hatalı olduğunu belirterek erkeğin birleşen davasının kabulü, kusur belirlemesi, kişisel ilişki, hükmedilen iştirak nafakasının ve tazminatların miktarı, yoksulluk nafakasının reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; ceza kararı ile kadının erkeğe fiziksel şiddet uyguladığının sabit olduğunu, erkeğe ise ceza kararında beraat kararı verildiğini, bu kararın değerlendirmeye alınmadığını, kadının ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasını engellediğini, orta çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin hatalı bir karara olduğunu, erkeğin Amerika'ya taşınması nedeniyle kurulan kişisel ilişkinin uygulanabilirliğinin kalmadığını, bunun yerine her hafta görüntülü konuşma yolu ile ve ayda 3-5 gün kişisel ilişki kurulması talep edildiği halde dikkate alınmadığını, erkeğe yüklenen kusurların hangi delile ve vakıaya dayandığının kararın gerekçesinde gösterilmediğini, soyut tanık beyanlarının hükme esas alındığını, erkeğin kusurunun bulunmadığını, kadının kusurlu olduğunu belirterek kusur belirlemesi, velâyet, kişisel ilişki, hükmedilen tazminatlar ve reddedilen manevî tazminat yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kesinleşmiş ceza dosyası ile sabit olduğu üzere kadının erkeğe fiziksel şiddet uyguladığının sabit olduğunu, bu kusurun kadına yüklenmesi gerektiği, her iki tarafa da hakaretamiz, aşağılayıcı söz ve davranışta bulunma kusuru yüklenmiş ise de tanık beyanları ve sair deliller ile tarafların bu kusurunun kanıtlanamadığını, ayrıca erkeğe maddî ve manevî ilgilenmeme kusuru yüklenmiş ise de bu kusurun da kanıtlanmadığı, kadının tanığının bile evin masraflarını bölüşerek ödediklerini belirttiğini, erkeğin manevî yönden ilgisizliğinin ispatlanamadığı, tarafların tanıklarının beyanlarından birbirlerine agresif tavırlar göstererek tartışma yarattıklarının sabit olduğu, erkeğin annesinin tanık olarak verdiği beyana göre de kadının çocuğu alıp gitmek ve bir daha göstermemekle tehdit ettiğinin sabit olduğu, sonuç olarak boşanmaya neden olan olaylarda agresif ve tartışma çıkaran, erkeğe fiziksel şiddet uygulayan, çocuğu göstermemekle tehdit eden kadın ile agresif ve tartışma çıkaran, kadına fiziksel şiddet uygulayan ve müşterek konut terk eden erkeğin eşit kusurlu olduğu, hükmedilen iştirak nafakasının az olduğu, baba ile çocuk arasında hükümle birlikte kurulan kişisel ilişki yeterli ise de tedbiren kurulan kişisel ilişki sürelerinin yeterli olmadığı gerekçesiyle kadının kusur belirlemesi, iştirak nafakasının miktarına, erkeğin ise kusur belirlemesi, kişisel ilişki süreleri ve hükmedilen tazminatlara ilişkin istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, kararın gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.500,00TL iştirak nafakasına, kadının tazminat taleplerinin reddine, çocuk ile baba arasında tedbiren her ayın 1. ve 3. hafta sonu Cumartesi günü saat 10:00 ile Pazar günü 17.000 arasında, dini bayramların 2. günü saat 10:00 ile 3. günü 17.00 arasında, 1 Temmuz saat 10.00'dan 10 Temmuz saat 17.00'ye kadar kişisel ilişki kurulmasına, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının kusurunun bulunmadığını, erkeğin tam kusurlu olduğunu, ceza kararında erkeğe kusur yüklenmemesinin haksız olduğunu, bu kararda kadının parmağının kırıldığının açık olduğunu, kadın yararına tazminata hükmedilmesi gerektiğini, kurulan kişisel ilişkinin sürelerinin fazla olduğunu, yatısız ve Türkiye sınırları içinde kişisel ilişki kurulması gerektiğini, hükmedilen iştirak nafakasının miktarının düşük olduğunu, erkeğin Amerika'da yaşadığını ve gelirinin yüksek olduğunu, kadının yoksulluk nafakası talebinin kabulü gerektiğini belirterek erkeğin birleşen davasının kabulü, kusur belirlemesi, kişisel ilişki, hükmedilen iştirak nafakasının miktarı, yoksulluk nafakasının ve tazminatların reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin kusurunun bulunmadığını, erkeğin fiziksel şiddet uygulamadığını, evi terk etmesi için haklı sebebinin bulunduğunu, kadının tam kusurlu olduğunu, velâyetin babaya verilmesi gerektiğini, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki yeniden düzenlenirken Temmuz ayında verilen 30 günlük süresinin 10 güne düşürülmesinin haksız olduğunu, erkek yararına tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek kusur belirlemesi, velâyet, kişisel ilişki, reddedilen manevî tazminat yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkeğin birleşen davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, kişisel ilişki, iştirak nafakasının miktarı, yoksulluk nafakası ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 162 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3.Değerlendirme
Taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davaları ve kadının birleşen tedbir nafakası talepli davası hakkında yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine, birleşen nafaka davasının kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, iştirak nafakası ile tazminatlar yönünden yeniden esas hakkında hüküm tesisine, tarafların sair istinaf istemlerinin ise esastan reddine karar verilmiştir. Karara karşı temyiz süresi içerisinde taraf vekilleri, temyiz dilekçesi sunmuşlardır. Temyiz dilekçesinin sunulmasından sonra davalı-davacı erkek vekili tarafından 24.06.2024 tarihli dilekçe ile asılların imzalarını taşıyan 06.06.2024 tarihli anlaşma protokolü uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesi talep edilmiştir. Dosyanın yapılan incelemesinde; taraf vekillerince dosyaya her iki asılın imzasını taşıyan 06.06.2024 tarihli “Boşanma Protokolü” başlıklı belge sunulmuş olup, protokole göre tarafların boşanmanın fer'îleri konusunda anlaştıkları anlaşılmıştır. Açıklanan sebeplerle taraflar da bizzat duruşmaya çağrılıp beyanları da alınmak suretiyle protokol hükümleri dikkate alınarak bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple,
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,25.06.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.