"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1313 E., 2023/1451 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 16. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/341 E., 2020/204 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; daha önce açılan ve reddedilen davadan sonra tarafların bir araya gelmediklerini, birlikteliğin kurulamadığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin son fıkrası gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı- davalının iddialarının haksız olduğunu, ilk açılan davanın reddi ile bu durumun kanıtlandığını ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesini son fıkdası gereğince asıl davanın reddine, davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkek tarafından 03.03.2014 tarihinde kadın aleyhine Bodrum Aile Mahkemesinde boşanma davası açıldığı, 2014/118 Esas, 2015/326 Karar sayılı ilamı ile davanın reddine karar verildiği, kararın 13.05.2016 tarihinde kesinleştiği, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin son fıkrası gereğince reddedilen ilk davanın kesinleşmesinden itibaren Mahkememizde ikame edilen dava tarihi itibari ile 3 yıllık yasal sürenin geçmiş olduğu, tarafların bir araya gelerek evlilik birliğini tesis etmedikleri, tarafların dava ve karşı dava ile boşanma iradelerini beyan ettikleri, her iki tarafında ikinci evliliği olduğu, erkeğin kadını ilk eşinin kardeşinin vefatı nedeni ile ilk eşinin ailesini ziyarete zorladığı, kadının bunu kabul etmediği, aralarında çıkan tartışma nedeni ile müşterek haneyi terk ettiği, bir daha tarafların bir araya gelmedikleri, kadının ise tesis edilen evlilikten maddî beklentilerinin olduğu, bunlar karşılanmayınca erkeğe karşı saygısız davranışlar sergilediği, maddî taleplerinin karşılanması için zorladığı; kadının emekli olduğu, erkeğin ekonomik durumunun kadına göre daha iyi olduğu, kadının boşanma ile yoksulluğa düşeceği gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin son fıkrası gereğince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına toptan 15.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadın yararına yoksulluk nafaka şartlarının oluşmadığını ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, kadının davasının kabulü, yoksulluk nafakası ile vekâlet ücreti yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, yoksulluk nafakasının toptan verilmesini hatalı, miktarının düşük olduğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasının miktarı ve ödeme şekli ile tazminat taleplerinin reddi yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile daha önce erkek tarafından açılan ve ispatlanmayan davanın reddi kararının kesinleşmesinden sonra 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin son fıkrasında belirtilen 3 yıllık sürenin dolduğu ve kesinleşme tarihinden itibaren ortak hayatın yeniden kurulamadığı, Mahkemenin karşı boşanma davasının kabulüne ilişkin kararı usul ve yasaya uygun olduğu; erkek tarafından açılan önceki davada kadına yüklenebilecek kusurlu bir davranış bulunmadığı, o davadan sonra evlilik birliğinin yeniden kurulmadığı ve yeni bir olayın da taraflar arasında gerçekleşmediği, boşanmaya neden olan olaylarda kadına kusur yüklenmesi doğru olmadığı, başlangıçta yersiz boşanma davası açarak, fiili ayrılık nedenine dayalı boşanmanın zeminini hazırlayan ve boşanmaya sebebiyet veren davacı erkeğin tamamen kusurlu olduğu; kadın yararına yoksulluk nafaka şartlarının gerçekleştiği, belirlenen kusurlu davranışın kadının kişilik haklarını ihlal etmediği gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kararın kusura ilişkin gerekçesinin düzeltilmesine, kadın yararına 50.000,00 TL maddî tazminata, sair istinaf istemlerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kadının evi terk ederek ortak hayatın kurulmasını engellediğin, maddî menfaatlerle evliliği sürdürdüğünün sabit olduğunu, bu durumda kusur belirlemesi ve dağılımının hatalı olduğunu, kadın yararına nafaka ve tazminat koşullarının oluşmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminat ve nafaka yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı- davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; erkeğin tam kusurlu olduğunu, boşanma sebebi yaratarak kadının kişilik haklarını ihlal ettiğini, ortada kadından kaynaklı bir kusur olmamasına karşın sürekli kusurlu imiş gibi ileri sürmesinin tek başına kişilik hakkı ihlali olduğunu, yoksulluk nafakasının ödeme şekli ile miktarının hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, manevî tazminat talebinin reddi, maddî tazminat ile yoksulluk nafaka miktarı ile nafakanın ödeme şekli yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, bu kusurların kadının kişilik hakkı ihlaline neden olup olmadığı ile tazminat ve nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı ile miktarının ve yoksulluk nafakasının ödeme şeklinin uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin son fıkrası, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi; 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,29.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.