Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7083 E. 2024/4698 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, nafaka ve manevi tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler bozma sebebi oluşturmadığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/739 E., 2023/1439 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Eşme Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2017/373 E., 2019/212 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının ailesinin yanına giderken erkeğin görüşünü almadığını, kendi kafasına göre çekip gittiğini, çocuğunun bebeklik dönemini ne yazık ki göremediğini, bebek 8 aylık iken döndüğünü sadece 2 ay birlikte yaşadıklarını, yeniden ailesinin yanına döndüğünü, takıntılı ve paranoyak davranışlarla çocuk ...'i babasından uzak tutma gayretinde olduğunu, sürekli olarak çocuğu kendinize yakıp beni evden kovacaksınız demi bu çocuk benim çocuğum, çocuğa hitaben oğlum bundan sana baba olmaz, senin baban Van'daki ... deden şeklinde tuhaf konuşmalarda bulunduğunu, çocuk ... davalı-davacının sözünü dinlemediği zaman çocuğa hitaben cehennemde yanarsın, sütümü sana haram ederim, gözlerin kör olur gibi sözlerle çocuğun da psikolojini bozduğu gibi sürekli olarak senin baban öldü senin baban Van'daki ... deden demekte olduğunu, ailesini kastederek beni aç bırakıyorlar, bana yemek vermiyorlar, beni dövüyorlar şeklinde aslı astarı olmayan sözlerle ve ailesini itibarsızlaştırmaya gayreti içinde olduğunu iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkek ve ailesinin sözlü, psikolojik ve fiziksel şiddetine maruz kaldığını, evin bütün işlerinin kadına yaptırıldığını, maddî ve manevî eşine ve çocuğuna bakmadığını, eş ve baba olmanın hiçbir sorumluluğunu yerine getirmediğini, kadını sürekli baba evine muhtaç ettiğini, eve yiyecek malzemesi almadığını, giyecek almadığını ve alması için para da vermediğini, defalarca evden kovduğunu ve baba evine gönderdiğini, sopa ile ahırda ineklerin yanına zincirle bağlayıp saatlerce bekletip dövdüğünü, tütün tarlasında iki defa kadının üzerine idrarını yapıp tekme, tokat, sopa ile dövdüğünü ileri sürerek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı ve 337 nci maddeleri gereğince adli yardım talebinin kabulüne, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince asıl davanın reddine, davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, kadın ve çocuk yararına ayrı ayrı 400,00 TL tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakasına, şimdilik 500,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkek ve ailesi kadına çirkinsin diyerek hakaret ettiği ailesinin kadına oğlumuza layık değilsin şeklinde sürekli küçük gördüğü; kadının Van ilinde bulunan ailesinin yanına gittiği, yaklaşık 8 ay kadar orada durduktan sonra konuta döndüğü ancak çok uzun sürmeden tekrar ailesinin yanına Van iline döndüğü, uzun müddet konuta dönmediği, bu durumun hem davacı hem davalı tanık beyanlarıyla sabit olduğu; erkek tarafından dövüldüğü ve aç bırakıldığına yönelik adli makamlara intikal eden bir olayın olmadığı ve görgüye dayalı tanık beyanı bulunmadığı, Mahkememizce bu vakıaya itibar edilmediği, davacı erkek tarafından çirkinsin denilerek hakarete ve küçük düşürücü davranışlara uğradığına ilişkin görgüye dayalı tanık beyanlarının bulunmasına rağmen sadece bu durumun konutu terk etmeye haklı sebep teşkil etmeyeceği, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, çocuk ve kadın yararına ayrı ayrı aylık 150,00 TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına, kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanma hükmüne bir itirazlarının olmadığını, erkeğin davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, kusur belirlemesi ile buna bağlı olarak tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, tedbir nafakasının başlangıç tarihinin hatalı olduğu, nafaka miktarlarının az olduğu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi ve nafaka miktarları yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davacı- davalı erkek vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; davasının kabulüne karar verilmesine karşı vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, nafakalar ve vekâlet ücreti yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkek ve ailesinin kadına çirkinsin demek suretiyle hakaret ettiği, aşağıladığı, erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediği sevgi ve ilgi göstermediği: kadının ise ailesinin evine gidip uzun süre kaldığı, dönmediği, çocuğa o senin baban değil,senin baban deden ... dediği, çocuğu erkek ve ailesinden uzak tuttuğu, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu; itiraza konu tanık isimleri süresinde bildirilmediği, Mahkemece isimleri yazılı kadın tanıklarının dinlenmemesinin doğru olduğu; belirlenen ve gerçekleşen kusurlara göre kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesinin gerektiği; hükmedilen tedbir nafakasının başlangıç tarihlerinin hatalı olduğu; iştirak ve yoksulluk nafaka miktarlarının az olduğu; kadının maddî tazminat talebinin boşanmanın eki niteliğinde olmadığı, tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydının gerektiği; boşanma davalarında davanın kabul ya da reddine göre vekâlet ücretine hükmedilmesinin gerektiği, taraflar yararına kabul edilen dava nedeniyle vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle; kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, kadın ve çocuk yararına ayrı ayrı aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak ile aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 30.000,00 TL manevî tazminata, kadının maddî tazminat talebinin tefrikine, taraflar yararına vekâlet ücretine, tarafların diğer itirazlarına konu istinaf başvurularının 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı- davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadın yararına nafaka tazminat koşullarının oluşmadığını, miktarlarının yüksek olduğunu kadının tüm taleplerinin reddi gerektiği ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, nafakalar ile tazminatlar yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına manevî tazminat ve nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı ile miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü ve 175 inci maddeleri, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,24.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.