"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1218 E., 2022/1636 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2016/232 E., 2018/303 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; istinaf başvurusunun kısmen kabulüne bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının inatçı olduğunu, yatakları ayırdığını, çocuklara ilişkin görev ve sorumluluklarını yerine getirmediğini, müvekkilini tahrik edecek davranışlar içine girdiğini, hadi döv beni şeklinde sözler söyleyerek kışkırttığını, "seni aldatırım, boynuzlarım" şeklinde sözler söylediğini, sürekli gitmekle tehdit ettiğini, gece yarılarına kadar dışarıda gezdiğini, sürekli bilgisayar başında zaman geçirdiğini, birlik görevlerini ihmal ettiğini, çocuklara yemek yapmadığını, müvekkilinin ailesinin dedikodusunu yaptığını, ailesine küfrettiğini, sürekli küfürlü konuştuğunu, annesinin yönlendirmesi ile hareket ettiğini iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin haksız ve kusurlu olduğunu, boşanma davasının reddi gerektiğini, erkeğin ailesinin müvekkilini hor gördüğünü, kayınvalidesinin hakaret ettiğini, manevî şiddet uyguladığını, erkeğin annesine müdahale etmediğini, erkeğin düzenli çalışmadığını, evin ihtiyaçlarını karşılamadığını, çocuklara ilgisiz olduğunu, müvekkilini aşağıladığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'n un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 500 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 15.000 TL maddî, 25.000 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davalı karşı davacı kadın birleşen Küçükçekmece 2. Aile Mahkemesinin 2015/758 esas sayılı dosyasının dava dilekçesinde özetle; davalı erkek ile sürekli tartıştıklarını, anlaşamadıklarını, 1 yıldır ayrı yaşadıklarını çocukların 4 ... beri yanında yaşadığını, çocuklara erkeğin ve ailesinin kötü muamelede bulunduğunu, çocukların okul kaydını yaptırmak için velâyetin tarafına verilmesi gerektiğini belirterek ortak çocukların velâyetinin tarafına verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 30.03.2018 tarihli ve 2016/232 Esas, 2018/303 karar sayılı kararıyla; dinlenen tanıkların beyanlarından erkeğin, kadına hakaret ettiği, kadının ailesi ile görüşmek istemediği, kadının da erkeğin ailesi ile görüşmek istemediği, tarafların diğer iddialarına ilişkin olarak tanıkların bizzati görgüye dayalı beyanları olmaması ve tanık beyanlarında çelişkiler olduğundan itibar edilmediği, taraflar arasındaki mevcut evlilik birliğinin erkeğin ağır kusurlu tutum ve davranışları sebebiyle temelinden sarsıldığı, her iki tarafın davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği,
Müşterek çocukların velâyeti hususunda rapor alındığı, mahkemece de çocukların dinlendiği, müşterek çocukların beyanları dikkate alınarak müşterek çocuklarn velâyetinin babaya verildiği ve anne ile şahsi ilişki tesis edildiği, velâyeti babaya verilen çocuklar için tarafların sosyal ve ekonomik durumu dikkate alındığından 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi gereğince ayrı ayrı aylık 75,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiği,
Kadının yapılan son sosyal ve ekonomik durum araştırmasında çalışmadığı belirtilse de, kadının SGK kaydında ... süredir çalıştığı ancak boşanma sürecinde işten ayrıldığı, kadının çalışma durumu olduğu ve boşanma sürecinde işten ayrılmasının da hayatın olağan akışına uygun olmadığı, bu nedenle kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verildiği,
Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddî tazminat isteyen kadın eşin diğerinden daha fazla kusurlu olmadığı, boşanma sonucunda en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, erkek eşin davranışı kadın eşin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu o halde tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile karşılıklı boşanma davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, velâyetleri babaya verilen çocuklar ile annenin her ayın 1. ve 3. Haftaları cuma günü saat 18 00 ile pazar 18 00 arası, dini bayramların 2. günü saat 12 00 ile 3. günü saat 18 00 arası, anneler günü saat 12 00 ile 18 00 arası, okulların yarıyıl tatillerinde ilk hafta cumartesi saat 12 00 ile 2. Hafta cumartesi saat 18 00 arası, her yıl 1 Temmuz ile 15 Temmuz arası ve 20 Ağustos ile 5 Eylül arası görüştürülmesine, ortak çocuklar için aylık 75'er TL iştirak nafakasına, davalı karşı davacı kadın yararına aylık 200 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, davalı karşı davacı kadın yararına 8.000 TL maddî, 10.000 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve tedbir nafakası ile iştirak nafakasının miktarı yönünden, davalı karşı davacı kadın vekili tarafından katılma yolu ile erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, kişisel ilişki, reddedilen yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası talebi ile tazminatların miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 08.11.2021 tarihli ve 2018/2554 Esas, 2021/1682 Karar sayılı kararıyla; Katılma yoluyla istinaf talebinin, asıl istinaf talebine sıkı sıkıya bağlı olduğu, erkeğin açtığı boşanma davasının kabulü, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemeleri, yoksulluk nafakası talebinin reddine ilişkin kadın tarafından süresinde istinaf talebinde bulunulmadığı, erkek tarafından da bu hükümlere ilişkin istinaf başvurusunda bulunulmaması nedeniyle, bu hükümler yönünden katılma yoluyla istinaf hakkı bulunmayan kadının, erkeğin davasının kabulü, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemeleri ile yoksulluk nafakası talebinin reddi hükümlerine münhasır katılma yoluyla istinaf talebinin reddine karar verildiği,
Taraflarca süresinde sunulan dilekçelerde dayanılan ve çekişmeli olarak belirlenen vakıalardan mahkemece hüküm tesisine esas alınarak taraflara yüklenen kusurlara ilişkin maddî olgu ve olayların, tanıkların somut, tutarlı, görgüye dayalı, ayrıntılı, etraflı beyanları ve sunulan tüm delillerle kanıtlandığı belirlenmekle bu kusurların taraflara yüklenmesinde bir isabetsizlik görülmediği, ancak, erkeğin iddiasında dayandığı kadının ev ve çocuklarla ilgilenmediği, sürekli bilgisayar başında vakit geçirdiği ve gezdiği, evde yemek yapmadığı, argo kelimeler kullandığı, erkeğin annesine hakaret ettiği, öte yandan kadının iddiasında dayandığı erkeğin annesinin kadına hakaret ettiğine ilişkin kusurların, somut ve görgüye dayalı tanık anlatımları ile kanıtlanmış olmasına rağmen mahkemece kusur belirlemesinde ve kusur derecelerinin tayininde nazara alınmaması isabetli görülmediği, gerçekleşen kusurlu davranışlarının niteliğine göre de, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit derecede kusurlu bulunduklarının anlaşılmasına karşın mahkemece erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu bulunduğuna ilişkin kusur tespiti isabetli görülmeyerek, tarafların kusur tespitine ilişkin istinaf taleplerinin esastan kısmen kabulü ile kusura ilişkin karar gerekçesinin açıklanan şekilde düzeltilmesine, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit derecede kusurlu bulunduklarının tespitine karar verilmesi gerektiği,
Boşanmaya neden olan olaylarda eşit derecede kusurlu olduğu anlaşılan taraflar yararına maddî ve manevî tazminat yasal koşulları oluşmadığından kadının boşanmanın fer'î niteliğinde maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği,
Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, müşterek çocukların ihtiyaçları, paranın alım gücü, hakkaniyet ilkesine göre çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarları da uygun olduğu, boşanma davası açılması ile ayrı yaşama hakkına sahip kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilmesinde de bir isabetsizlik görülmediği gerekçesi ile tarafların kusur belirlemesine yönelik istinaf talebinin kabulüne, kusura ilişkin karar gerekçesinin düzeltilmesine, boşanmaya neden olaylarda tarafların eşit kusurlu bulunduğunun tespitine, kadının boşanmanın fer'î niteliğinde maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, tarafların diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı karşı davacı kadın vekili tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların reddi, yoksulluk nafakasının reddi, velâyet ve kişisel ilişki yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 11.04.2022 tarihli ve 2022/1030 Esas, 2022/3433 Karar sayılı kararı ile; her ne kadar, Bölge Adliye Mahkemesince, davalı-karşı davacı kadının erkeğin davasının kabulü, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemeleri ile yoksulluk nafakası talebinin reddi yönünden katılma yoluyla istinaf hakkının bulunmadığı belirtilerek bu yönden istinaf talebinin reddine karar verilmiş ise de; hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından istinaf edildiğine göre, davalı-karşı davacı kadının, davacı-karşı davalı erkeğin istinaf sebepleri ile bağlı olmaksızın davayı bütün yönleriyle istinaf etme hakkı bulunduğu gözetilerek erkeğin davasının kabulü, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemeleri ile yoksulluk nafakası talebinin reddi yönlerinden katılma yoluyla istinaf taleplerinin esastan incelenmesi gerekirken yazılı şekilde kadının katılma yoluyla istinaf dilekçesinin bu hükümler yönünden inceleme dışı bırakılarak usûlden reddi ... olmadığı gerekçesi ile hükmün bozulmasına, sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Taraflarca süresinde sunulan dilekçelerde dayanılan ve çekişmeli olarak belirlenen vakıalardan mahkemece hüküm tesisine esas alınarak taraflara yüklenen kusurlara ilişkin maddî olgu ve olayların, tanıkların somut, tutarlı, görgüye dayalı, ayrıntılı, etraflı beyanları ve sunulan tüm delillerle kanıtlandığı belirlenmekle bu kusurların taraflara yüklenmesinde bir isabetsizlik görülmediği, ancak, erkeğin iddiasında dayandığı kadının ev ve çocuklarla ilgilenmediği, sürekli bilgisayar başında vakit geçirdiği ve gezdiği, evde yemek yapmadığı, argo kelimeler kullandığı, erkeğin annesine hakaret ettiği, öte yandan kadının iddiasında dayandığı erkeğin annesinin kadına hakaret ettiğine ilişkin kusurların, somut ve görgüye dayalı tanık anlatımları ile kanıtlanmış olmasına rağmen Mahkemece kusur belirlemesinde ve kusur derecelerinin tayininde nazara alınmaması isabetli görülmediği, gerçekleşen kusurlu davranışlarının niteliğine göre de, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit derecede kusurlu bulunduklarının anlaşılmasına karşın mahkemece erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu bulunduğuna ilişkin kusur tespiti isabetli görülmeyerek, tarafların kusur tespitine ilişkin istinaf taleplerinin esastan kısmen kabulü ile kusura ilişkin karar gerekçesinin açıklanan şekilde düzeltilmesine, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit derecede kusurlu bulunduklarının tespitine karar verilmesi gerektiği,
Boşanmaya neden olan olaylarda eşit derecede kusurlu olduğu anlaşılan taraflar yararına maddî ve manevî tazminat yasal koşulları oluşmadığından kadının boşanmanın fer'î niteliğinde maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği,
Müşterek çocukların velâyet ve kişisel ilişki düzenlemeleri bu yönde dosya kapsamında toplanılan deliller, inceleme raporunda yapılan tespit ve değerlendirmeler, idrak çağında bulunan müşterek çocukların istek ve iradeleri ile esas alınması gereken yüksek menfaatlerine uygun bulunmakla bu düzenlemelerde ve erkeğin bu yöndeki davasının kabulünde bir isabetsizlik görülmediği, kişisel ilişkinin şekli ve süreleri uygun ve yeterli olduğu, velâyet bırakılmayan annenin çocukların giderlerine katılma yükümlülüğü çerçevesinde mahkemece çocuklar yararına bir miktar iştirak nafakasına hükmedilmesi ... olup, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, müşterek çocukların ihtiyaçları, paranın alım gücü, hakkaniyet ilkesine göre çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarları da uygun olduğu, boşanma davası açılması ile ayrı yaşama hakkına sahip kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilmesinde de bir isabetsizlik görülmediği, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre gelirleri arasında denklik bulunduğu, ... süre çalışan ve düzenli geliri bulunan ancak yargılama sırasında işten ayrılan kadının mahkemece yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği gerekçesi ile tarafların kusur belirlemesine yönelik istinaf talebinin kabulüne, kusura ilişkin karar gerekçesinin düzeltilmesine, boşanmaya neden olaylarda tarafların eşit kusurlu bulunduğunun tespitine, kadının boşanmanın fer'î niteliğinde maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, tarafların diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tamamıyla kusurlu olduğunu, erkeğin davasının kabulü koşullarının oluşmadığını, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesinin ... olmadığını, çocuk Mustafa Kemal'in babaanneden şiddet gördüğünü babanın bunu umursamadığını, erkeğin ortak çocukların anne ile görüşmesini engellediğini, kişisel ilişkinin yetersiz olduğunu, müvekkilinin Trabzon'da çocukların ise İstanbul'da yaşadığını, kişisel ilişkinin buna göre düzenlenmesi gerektiğini, müvekkilinin işsiz olduğunu, iştirak nafakasına hükmedilmesinin ... olmadığını, müvekkilinin zorunlu sebepler ile işinden istifa etmek zorunda kaldığını, bu kapsamda yoksulluk nafakası koşullarının oluştuğunu, müvekkili yararına tazminat verilmesi gerektiğini belirterek, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri, velâyet düzenlemesi iştirak nafakası ve kişisel ilişki yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı karşı davalı erkeğin boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusur belirlemesi, davalı karşı davacı kadın yararına yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, velâyet düzenlemesi ve kişisel ilişkinin süresi ve iştirak nafakası noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi birinci ve ikinci fıkrası, 175 ... maddesi, 182 nci maddesi, 323 üncü maddesi, 327 nci, 328 ..., 329 ncu, 330 uncu, 335 nci, 336 ıncı maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ... ve 371 ... maddesi.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı karşı davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Somut uyuşmazlıkta, Bölge Adliye Mahkemesince davalı karşı davacı kadına eşinin annesine hakaret etme kusuru yüklenmiş ise de, dosya kapsamı ve tanık beyanları uyarınca bu vakıanın ispatlanmadığı, Bölge Adliye Mahkemesince davacı karşı davalı erkeğe yüklenen ve temyiz edilmeyerek kesinleşen kusurlu davranışlar ile davalı karşı davacı kadına yüklenen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı karşı davalı erkek, davalı karşı davacı kadına nazaran daha ağır kusurludur. Bu husus gözetilmeden yanılgılı kusur belirlemesi ve değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü ... olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
3.4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrasında mevcut ve beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz yada daha az kusurlu olan tarafın, kusurlu taraftan uygun bir tazminat isteyebileceği, aynı maddenin ikinci fıkrasında boşanmaya sebebiyet vermiş olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevî tazminat isteyebileceği öngörülmüştür. Yukarıdaki paragrafta açıklandığı üzere, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı karşı davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, erkeğin kusurlu eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği anlaşılmıştır. O halde, mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 ... ve 51 ... maddelerinde düzenlenen "hakkaniyet kuralları" da dikkate alınarak davalı karşı davacı kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması ... görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
4. Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yüksek yararı, yaşı ve anne ve babalık duygusunun tatmini ve infaz edilebilir nitelikte olması hususları birlikte değerlendirilerek çocuğun kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir.
Çocuk ile ana ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de haktır. Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun bedeni ve fikri gelişimi yanında ana ve/veya babalık duygularını tatmin de önemlidir. Çocuk ile annesi arasında yeterli kişisel ilişki kurulamadığı taktirde ... duygusunun oluşamayacağı açıktır. Somut olayda velâyeti babaya verilen ortak çocuk ile anne arasında yaz aylarında iki farklı tarihte kişisel ilişki kurulması çocuğun ... yararına olmadığı ortak çocuk ile farklı şehirde yaşadığını belirten anne ve çocuk için ekstra külfet oluşturduğu açıktır. O halde ortak çocuk ile anne arasında yaz ayı için bir seferde ve bir aylık süre ile yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması ... bulunmamıştır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (2), (3) ve (4) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere davalı karşı davacı kadın yararına kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat ile kişisel ilişki yönünden BOZULMASINA,
2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı karşı davacı kadın vekilinin ise sair temyiz tirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
İstek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.