"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/788 E., 2023/1017 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Hatay 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/606 E., 2020/809 K.
Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı şirket vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalılardan ... ile 1996 yılından beri evli olduklarını, davalı eş adına kayıtlı Hatay ili, ... ilçesi ... Mahallesi 2325 ada 7 nolu parselde kurulu kat irtifakına göre kat:1 4 nolu bağımsız bölümün aile konutu olarak kullanıldığını, davalı ...'in, müvekkilinin açık onayını almaksızın tapuda adına kayıtlı fakat tarafların müşterek ve aile konutu olarak kullanılan dava konusu gayrimenkul üzerine diğer davalı şirket lehine ipotek tesis ettiğini, ipotek tesis edildiği zaman aile konut şerhi mevcut değilse de müvekkilinin ipotekten haberi olmaksızın 02.10.2018 tarihinde tapu kaydı üzerine aile konutu şerhi işlettiğini, ipotek tesis etmeden önce ve tapu işlemlerini sırasında davalı şirket ipotek alacağı taşınmazın aile konutu olduğunu basiretli bir tacir gibi davranarak bilmesi gerekirken bu yeri konut olmasına rağmen ve yasanın ön gördüğü eşin muvafakatını almadan ipotek olması ipoteğin geçersiz olmasına sebebiyet verdiğini belirterek aile konutu olarak kullanılan ve aile konut şerhi tapu kaydına işletilen taşınmazın tapu kaydındaki 300.000,00 TL bedelli ipoteğin ve icra müdürlüğünce konulan ipoteğin paraya çevrilme şerhinin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmaz üzerine ipotek tesis ettirildiğini, cari hesaba dayalı borcun ödenmemesi üçerine borçlular İdris Dikmen ve ...'a muacceliyet ihtarı gönderildiğini, ihtarnamenin ...'ın eşi davacıya 19.12.2018 tarihinde tebliğ edildiğini, dava konusu taşınmazın aile konutu olarak kullanılmadığını, ipotek tarihinde taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi bulunmadığını, davacının kötü niyetli olup aile konutunun ipotek verildiği en başından beri bildiğini, yaklaşık bir yıldır herhangi bir işlem yapmadığını, açılan takibi sürüncemede bırakmak adına kötü niyetli olarak davayı açtığını, aile konutu ile ilgili düzenlemelerin tapuya itimat prensibi ilkesini bertaraf etmesinin mümkün olmadığını, tapuya itimat prensibi ve iyiniyet prensibi uyarınca müvekkil şirkete yüklenebilecek bir sorumluluk bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ipotek tesis edilen konutun, davacı ve eşinin "aile konutu" olduğu, davacı eşin açık rızası alınmadan, hak sahibi eş tarafından dava dışı üçüncü kişinin borcunun teminatı olmak üzere davalı banka lehine 21.04.2016 tarihinde ipotek tesis ettirildiği, ipotek tesisinden önce tapu kütüğüne konutun "aile konutu" olduğuna dair bir şerh konulmadığı, böyle bir durumda lehine ipotek tesis edilen kimse iyiniyetli ise 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1023 üncü maddesi gereğince kazanımı korunacağı, Kanunun iyiniyete sonuç bağladığı durumlarda da, aslolan iyiniyetin varlığı olduğu, ancak durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse de iyiniyet iddiasında bulunamayacağı, davalı bankanın "tacir" olduğu, her tacir gibi bütün ticari faaliyetlerinde yasal olarak basiretli hareket etmekle yükümlü olduğu,, bu yükümlülüğün alacağına teminat olarak gösterilen taşınmazın hukuki ve fiili durumunu bilmeyi de gerektirildiği, kendisinden beklenen bu özeni göstermemiş ise, iyiniyet iddiasında bulunamayacağı, vakıa ve karinelerden olayda iyiniyet iddiasında bulunamayacak durumu belirmiş olan kimsenin kötüniyetinin diğer tarafa ispat ettirilmesine de lüzum olmayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne, Hatay İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, 2325 ada, 7 nolu parsel kat. 1, 4 nolu bağımsız bölüm üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına, davalılar aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine karar vrilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı şirket vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı şirket vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ipotek tarihinde söz konusu taşınmazda aile konutu şerhinin bulunmadığını, aile konutu şerhinin taşınmazın tapu kaydına ipotek işleminin tesis edildiği tarihten iki buçuk yıl sonra işlendiğini, müvekkil şirketin tapu siciline güven ilkesi kapsamında ve iyi niyetli bir biçimde ilgili taşınmazda ipotek tesisi işlemi yaptırdığını, söz konusu ipotek işleminde müvekkili şirket tarafından borcun ödenmemesi üzerine gönderilen muacceliyet ihtarının bizzat davacı tarafa 19.12.2018 tarihinde tebliğ edildiğini, ancak davacı tarafın buna rağmen taşınmaz üzerinde ipotek tesis edildiğini, ödeme emrinin tebliği ile birlikte öğrendiğini iddia ederek Mahkemeyi yanıltmaya çalıştığını ileri sürerek kabul edilen dava yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın aile konutu olarak kullanılıp kullanılmadığı konusunda emniyet müdürlüğüne ve ... Mahallesi muhtarlığına müzekkere yazıldığı, gelen müzekkere cevaplarında davacı ile davalı ...'in 1997 yılından beri önce kiracı sonra da malik olarak dava konusu taşınmazda oturduklarının belirtildiği, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, yerel mahkemenin dosyadaki delillerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre İlk Derece Mahkemesinin olay ve hukuki değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu taşınmazın aile konutu olarak kullanıldığı, taşınmaz üzerine ipotek konulması hususunda davacı kadının açık rızasının bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun bulunduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı şirket vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı şirket vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla kabul edilen dava yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın aile konutu olup olmadığı, davacının ipoteğe açık rızasının bulunup bulunmadığı, davanın kabulünün yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı ve 194 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı şirket vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,02.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.