"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1064 E., 2023/1721 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çorum 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/704 E., 2023/44 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı erkek tarafından açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin sara hastası olması nedeni ile işverenlerin iş vermemesinden dolayı belirli dönemde Adana'da iş bulamadığı ve maddi olarak zor günler geçirdiği, daha sonra Çorum'da iş bulduğu ve eşine durumu izah ederek Çorum'a gitmelerini istediği, karşı tarafın müvekkilin iş hayatında yaşadığı zorlukları bilmesine rağmen bu talebini reddettiğini, Çorum haricinde iş bulamamasından Çorum'a geldiğini, 7 seneden beri Çorum da olduğunu, bu süreçte karşı tarafı ikna edemediğini yaklaşık 4 yıldır davalının müvekkili ile konuşmadığını, müvekkilini yatağında istemediğini, sebep yokken yatağını ayırdığını, anne baba ve kardeşine eşinin yanında olmayacağını beyan ettiğini, evlilik süresince davacıya "sapık" "seni sürüm sürüm süründüreceğim" tarzında hakaret ve tehditlerde bulunduğunu beyan ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına davacı lehine 50.000,00 TL, maddî 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı tarafa dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı cevap dilekçesi sunmamış, duruşmalara da katılmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, kadının davacı eşine "sapık, seni sürüm sürüm süründüreceğim" dediği, eşi Çorum'da yaşamasına ve çalışmasına rağmen eşi ile birlikte Çorum'da yaşamaktan kaçındığı ve tarafların ayrı yaşadıkları bu nedenle kadının tam kusurlu olduğu,davacı erkek tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, davacı tarafın maddî tazminat talebinin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL maddî tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, manevî tazminat talebinin kısmen kabulü ile 15.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın istinaf dilekçesinde özetle; tebligatların usulsüz olduğunu, davadan haberi olmadığını belirterek kararın tümü yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğu, kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiğinden kadının tedbir nafakası isteminin kısmen kabulü ile; dava tarihinden itibaren başlamak üzere tahsilde tekerrüre neden olmamak kaydı ile boşanma hükmü kesinleşinceye kadar davalı kadın için aylık 500,00 TL tedbir nafakasının davacı kocadan alınarak davalı kadına verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın temyiz dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin davalı tarafın kusurlu davranışları neticesinde bittiğini, müvekkilinin evliliğin devamı için elinden geleni yaptığını ancak davalının defalarca evi terk ettiğini buna rağmen mahkemece müvekkiline kusur atfedilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, tebligatların usulsüz olduğunu, davadan haberi olmadığını belirterek kararı tümü yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; eksik inceleme bulunup bulunmadığı, erkeğin boşanma davası koşullarının oluşup oluşmadığı, kusur tespiti, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği,tazminatlar, nafakalar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 122 nci, 139 uncu, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 166 ıncı maddesi. 7201 sayılı Tebligat Kanunu 10 uncu, 21 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak görülen boşanma davasında İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve ferilerine karar verilmiş, bu karara karşı davalı kadın tarafından tümü yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesince kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesine, sair istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.
2.Dava dilekçesi, mahkeme tarafından davalıya tebliğ edilir (HMK m. 122). Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ya da davalının cevap vermemesi halinde beklenmeksizin mahkemece ön inceleme duruşma günü belirlenir ve taraflar ön inceleme duruşmasına davet edilir (HMK m. 139). Dosyanın yapılan incelemesinde dava dilekçesi, davalı kadının doğrudan mernis adresinde Tebligat Kanunu’nun 21/2 maddesine göre tebliğ edilmiştir. Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır (Tebligat Kanunu m. 10/1). Adres kayıt sisteminde bulunan adresin bilinen en son adres olarak kabul edilebilmesi için bilinen en son adrese tebligat yapılamamış olması veya bu adresin tebliğe elverişli olmaması halinde mümkündür. Bilinen en son adresin tebliğe elverişli olmadığı anlaşılmadan veya bu adreste tebligat yapılamadığı görülmeden doğrudan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinde Tebligat Kanunu 21/2 gereğince tebligatın yapılması, yapılan tebligatı usulsüz kılar (Tebligat Kanunu m. 10/2). Bu bakımdan dava dilekçesinin, tebligat zarfında davalının bilinen adresine tebliğ için gönderilmesi, şayet tebligatın yapılamaması halinde Tebligat Kanunu’nun 10/2 nci maddesi uyarınca sistemdeki adresin bilinen son adres olduğu kabul edilerek buna göre tebligatın çıkarılması, bu şekilde davalıya dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi gerekmektedir. Davalı kadına dava dilekçesinin tebliği usulsüz olup, usulsüz tebligat nedeniyle kadının davadan haberinin olmadığı ve davaya cevap veremediği anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle dava dilekçesinin davalı kadına usulüne uygun olarak tebliğinin sağlanması, sonucuna göre yargılama yapılarak esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.