"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1294 E., 2023/1768 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/975 E., 2023/155 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiş, hüküm kadın vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve kadın vekilinin temyize konu ettiği çeyiz eşya alacağı miktarı, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; kadın vekilinin ziynet alacağı davası yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Reddedilen yön dışında diğer yönlerden temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin günlük inşaat işlerinde çalışan bir birey olduğunu, davalının ev hanımı olduğunu, taraflar arasındaki evlilik birliğinin tesis edildikten 3-4 ay kadar iyi gitmesine rağmen davalının bu tarihten sonraki süreçte ise ortak konutun yemek, çamaşır, bulaşık, temizlik ihtiyaçlarını yapmamaya başladığını, işten yorgun gelen davacı eşine bir tabak çorba yapmayı bile çok bulduğunu, davalının evlilik birliği ile alakalı olarak yaptığı davranışlarına müvekkilinin anlam veremediğini, müvekkilinde evlilik birliğinin devamına yönelik istek ve iradenin kalmadığını, davalının müvekkilinin işte çalıştığı bir günde kendi akrabalarına gerekse de davacı müvekkiline ailesinden herhangi birine eşine haber vermeden düğünde takılan ziynet eşyaları ile birlikte ortak konutu sebepsiz bir şekilde terk ettiğini, davalı eşin ortak konutu sebepsiz bir şekilde terk etmesinden sonra davacı müvekkilinin davalı eşine ulaşamadığını, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına müvekkili lehine 100.000 TL maddî, 100.000 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili, cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin bir eş olarak üzerine düşen sorumluluklarının yerine getirmesine rağmen, evlilik sonrası davalının ailesinin etkisiyle müvekkiline karşı olumsuz kişiliğinin ortaya çıktığını, davalı tarafın ailesinin davalının anlattıklarından hareketle müvekkiline karşı tavır aldığını, ailecek ne zaman bir araya gelince müvekkilinin ve müvekkilinin aile sorunlarının ortaya atıldığını, sadece karşı davalı eş ile müvekkilini ilgilendiren konular hakkında söz sahibi olmayan diğer aile fertleri ve üçüncü kişiler tarafından zaman zaman aşağılama ve hakaret boyutuna varan müvekkiline yönelen eleştiriler yapıldığını, davacının evlilik tarihinden itibaren müvekkilinin arkadaşları ile buluşup dışarı çıkmalarına hiçbir zaman müsaade etmediğini, davacının müvekkilini sürekli ev hapsine maruz bıraktığını, sürekli baskı altına kalan ve kendisine güvenilmeyen müvekkilinin psikolojik olarak yıprandığını 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun)166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müvekkili için aylık 500,00 TL nafakaya, 1.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, karşı davalının gasp ettiği 6 adet altın bilezik (60gr), 10 adet çeyrek altının ve müvekkiline ait mutfak çeyizlerinin iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalı-karşı davacı kadının ortak konutu havalandırmayarak, yemek yapmayarak üzerine düşen birlik görevlerini yerine getirmediği, eşi ile ilgilenmediği, erkeğe "ben seninle kendi isteğimle evlenmedim, annemin zoruyla evlendim'' şeklinde ve ''ben seninle evlenmiyordum, benim sevdiğim vardı, annem o taraf gariban geçinemezsin dediği için seninle evlendim, senin erkekliğinden şüphem var, yoksa bu zamana kadar boşardın gibi sözler söyleyerek duygusal şiddet uyguladığı, davalı-karşı davacı kadının ayrı odada yattığı, davalı-karşı davacı kadının davacı-karşı davalı erkeğe "seni de istemiyorum, akrabalarını da istemiyorum, kimseyi istemiyorum, ben senden bugün ya da yarın ayrılacağım, köye gideceğim" şeklinde sözler söylediği, davalı-karşı davacı kadının habersizce evi terk ettiği, kadının sürekli telefonla meşgul olduğu; erkeğin de davalı-karşı davacı kadını sürekli köye kendi ailesinin yanına götürdüğü, davacı-karşı davalı erkeğin davalı-karşı davacı kadının ailesi ile görüşmesini ve ortak konuta gelmesini istemediği, davacı-karşı davalı erkeğin kombiyi açmayarak eşine ekonomik şiddet uyguladığı kısaca birlik görevlerini yerine getirmeyen, eşi ile ilgilenmeyen, sürekli olarak telefonla ilgilenen, eşine duygusal şiddet uygulayan, ayrı yataklarda yatan ve habersizce evden ayrılan davalı-karşı davacı kadın ile eşini sürekli köye götüren, eşinin ailesi ile görüşmesini ve eşinin ailesinin ortak konuta gelmesini istemeyen, eşine ekonomik şiddet uygulayan davacı-birleşen davalı erkeğin boşanmaya yol açan olaylarda eşit kusurlu olduğu, asıl boşanma davasının ve kadının birleşen davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun)166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, erkeğin maddî ve manevî tazminat talebinin ayrı ayrı reddine, kadın için bağlanan aylık 400,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 100,00 TL artırılarak aylık 500,00 TL nafakanın hükmün kesinleştiği tarihe kadar tedbir, hükmün kesinleştiği tarihten itibaren yoksulluk nafakası olarak davacı- karşı davalı erkekten alınarak davalı-karşı davacı kadına verilmesine, kadının maddî ve manevî tazminat talebinin ayrı ayrı reddine, ziynet eşyası davasının kabulü ile 6 adet 22 ayar 10'ar gram ağırlığında toplam 48.000,00 TL değerinde bileziğin ve toplam 13.370,00 TL değerinde 10 adet çeyrek altının davacı-karşı davalı erkek tarafından davalı-karşı davacı kadına aynen iadesine, mümkün olmaması halinde bedeli olan 61.370,00 TL'nin davacı-karşı davalı erkekten alınarak davalı-karşı davacı kadına verilmesine, kadının çeyiz eşyası davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1-Davalı-karşı avacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; çeyiz eşyaları yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2-Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, kadının davası ve fer'îleri, kendi tazminat taleplerinin reddi, ziynet yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemece taraflara yüklenen kusurlu davranışlar dikkate alındığında boşanmanın meydana gelmesindeki olaylarda kadının ağır kocanın hafif kusurlu olduğunun anlaşıldığı, hükmün kusura ilişkin gerekçesinin bu şekilde düzeltilmesi gerektiği, kadın boşanmada daha ağır kusurlu bulunduğu anlaşıldığından kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, koca yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının, ziynet eşyalarının kayınpederi tarafından alındığını iddia etmiş olması nazara alınarak ziynet eşyası alacağı davası yönünden husumetin davalı kocaya yöneltilemeyeceği, kocaya yöneltilen davanın husumet nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken kesin hüküm oluşturacak şekilde ret kararı verilmesinin isabetli bulunmadığı, kocanın TMK.'nun 174/1 maddesi kapsamında maddî tazminat isteminin kısmen kabulü ile boşanmaya ilişkin hükmün kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 10.000,00 TL maddî tazminat ile birlikte 10.000,00 TL manevî tazminatın davalı-karşı davacı kadından alınarak davacı-karşı davalı kocaya verilmesi gerektiği, aylık 500,00 TL tedbir nafakasının kocadan alınarak kadına verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, kadının yoksulluk nafakası isteminin reddine, kadının ziynet alacağı davasının husumet nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; kusur durumlarının hatalı olduğunu, manevî tazminatın dayanağı ve erkek eşin kişilik haklarının ne sebeple zedelendiğinin somutlaştırılmadığını, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkek eşin kusurlu olduğundan maddî tazminat kararının hatalı olduğunu, yoksulluk nafakasının reddinin hatalı olduğunu belirterek kararı, kusur belirlemesi, erkek lehine verilen tazminatlar, yoksulluk nafakasının reddi, çeyiz eşyası yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kusur tespiti, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar, yoksulluk nafakası ve çeyiz eşyası noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi,174 üncü maddesi,175 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup kadın vekilince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Kadın vekilinin çeyiz eşya alacağı davası yönünden temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
2.Kadın vekilinin diğer hususlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının Öznur'a yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine.
25.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.